Fotoğrafta Yiğit ve Lale var 😍
Bebe Rexha - Sacrifice
"Gece arkandaki diğer bütün kızlara elveda de.
Artık benimsin.
Bana neyi feda etmeye hazır olduğunu söyle."İyi okumalar! 🖤
Yiğit
"Biz çıkıyoruz oğlum, görüşürüz."
Annemin yanağıma sulu öpücükler bırakmasıyla dışarıya derin bir nefes verdim. Bazen beni sevgisiyle boğuyordu cidden. Annem bana el sallayıp odamdan çıkarken elimin tersiyle yanağımı silmiştim. Sulu öpülmekten gram hoşlanmıyordum.
Dış kapının kapanma sesini duymamla üzerimdeki çarşafı hışımla yana attım. Annemler evde, özellikle de çevremde olduğu sürece dikişlerime pansuman yapamıyordum. Pansuman yapmak çok da umurumda sayılmazdı ama Lale'nin yanına biraz da olsa iyileşerek gitmek istiyorsam buna mecburdum.
Elimi yaramın üstüne koyup doğrulurken yüzümü buruşturmadan edememiştim. Herifler öyle bir noktaya bıçak saplamışlardı ki her hareket ettiğimde nefesim kesiliyordu. Buğra'yı başımdan savmak için ona iyi olduğumu söylesem de ara sıra midemin bulandığı inkar edemediğim bir gerçekti.
Güçlükle ayağa kalkabildiğimde komodinin üstündeki telefonumu elime aldım. Saate göz attığımda yediye geliyor olduğunu görmüştüm. Buğra'ya da iyi ki iki oyun oynayalım demiştim, hâlâ yoktu ortada. Kıracaktım kafasını iyileştiğimde.
Merdivenleri yavaş yavaş inip banyoya vardığımda telefonu lavabo mermerinin üstüne bıraktım. Uçağın ertelenmesi canımı sıkmıştı. Planlarımın bozulmasından hazzetmemem bir yana Lale'yi göreceğim bir günün daha boşa gitmesi beni sinirlendiriyordu. Her şey yeterince bok değilmiş gibi uçağın teknik arızası çıkmıştı başıma.
Uğraştığım şeylerin saçmalığını düşünürken üstümdeki tişörtü çıkarıp klozetin üstüne attım. Yara, yürürken ya da yatarken sıkıntı yaratmıyordu. Eğilip büzülmem ya da doğrulmam gereken eylemleri uygulamaya koyarken sızlıyordu sadece.
Eh, iyi tarafından bakacak olursak yüzümdeki morluklar çabuk iyileşiyordu.
Dolabı açıp rafları gözlerimle tarayarak tentürdiyotu bulmaya çalıştım. Koyu kahverengi bir şişe gözüme iliştiğinde uzanıp onu raftan pamukla beraber çıkarmıştım. Pamuk paketinin içinden bir adet pamuk aldığımda zil çalmıştı.
Buğra gelmiş olmalıydı. Pamuğu ve tentürdiyotu telefonumun yanına koyup dolabı kapattıktan sonra ikinci kez çalan zili susturmak için banyodan çıktım. "Patlama lan, geldim!"
Bağırışım boş evin içinde yankılanırken kapıya varıp kulbu kavradım. Gelenin Buğra olduğundan o kadar emindim ki delikten kimin geldiğine bakmadan kapıyı açmıştım. Karşımda gördüğüm ince bedenle donakalırken bakışlarımın kesiştiği kişinin Buğra olmadığı aşikardı.
Kalbimin hızlanması sol göğüs kafesimin altındaki yarayı sızlattığında çenemi sıktım. Bana yıllar kadar uzun gelen bakışmamız Lale'nin siyah gözlerini karnıma çevirmesiyle son bulmuştu. Ben kapı kolundan çekemediğim elimle yaşadığım idrak sorununu çözemezken Lale eve girip çantasını yere bırakmış ve kapıyı kapatmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BALMUMU HEYKELİ | Texting
Short StoryYiğit: Sana baktığımda ne görüyorum, biliyor musun? Yiğit: Bir heykel Yiğit: Hani müzelerde sergilenen balmumu heykelleri var ya, onlara benzetiyorum seni A: Ne alaka? Yiğit: Şu alaka Yiğit: Gözlerin var. Ağzın, burnun, kulakların... Kısacası bir...