-42-

1.5K 83 245
                                    

Fotoğrafta iki tane bebis var 😻

Aynı olmadıklarını iddia eden???

İyi okumalar! 💝

Buğra

"Abiş, abiş, abiş! Kimi bekliyoruz abiş?"

Buğlem kolumu çekiştirirken aynı zamanda olduğu yerde zıplıyordu. Onun bu neşeli hallerine gülerek elinden tuttum ve kendi etrafında dönmesini sağladım. Buğlem'in dönüşünü tamamlamasıyla işaret parmağımla burnunun ucuna hafifçe vurmuştum. "Görürsün birazdan."

Buğlem, belirsiz cevabımdan hoşnut olmasa da kafasını sallayıp kaldırımda zıplaya zıplaya yürümeye devam etti. Sağ kolumdaki poşeti diğer koluma geçirirken birkaç saniye sonra apartmanın kapısı açılmış, görüş alanıma giren Arya aceleyle dışarı çıkmıştı.

Onu gördüğüm an dudaklarım engelleyemediğim, asla da engellemek istemediğim bir gülümsemeye ev sahipliği yaptı. Uçlarını dalgalandırdığı saçları, boynuna asmaya çalışıp asamadığı çantası ve muhtemelen geç kaldığını düşündüğünden ötürü endişeyle çatılmış kaşları beni büyülemeye yetmişti.

Arya, çantasını nihayet düzeltebildiğinde bakışlarını kaldırdı. Göz göze geldiğimizde tebessüm edip hızlıca yanıma gelmişti. Buğlem'e kısa bir bakış attıktan sonra elini omzuma koydu ve parmak uçlarına yükselip yanağıma ufak bir öpücük kondurdu.

"Selam! Çok beklettim mi?"

"Bekletmedin." diye mırıldandığımda Arya, izlemeye doyamadığım tebessümünü yüzünden silmeden elini omzumdan çekmişti. Ona bakmaya hiçbir zaman doyamıyordum.

"Melek?"

Bakışmamızı sonlandıran şey, Buğlem'in Arya'nın karşısına dikilip kafasını Arya'yı görebilmek için bir hayli yukarı kaldırarak Arya'ya seslenmesi oldu. Buğlem, havalandırdığı kaşlarıyla Arya'ya bakarken ek olarak dişleri gözükecek şekilde gülümsemişti. "Sen de mi bizimle geleceksin?"

Arya, gözlerini Buğlem'in gözlerine çevirip güldü ve hafifçe eğilip yanağını okşadı. "Evet. Beni abin davet etti. Duydum ki hayvanları sevmeye gidiyormuşsunuz, hemen geldim. Gelmemi istemez misin?"

"İsterim!"

Buğlem, neşeyle şakıyıp Arya'nın elini tuttu. Dudaklarım şaşkınlıkla aralanırken Arya bana küçümseyici bir bakış atıp Buğlem'le beraber önümden yürümeye başlamıştı. Buğlem, Arya'yı gördüğü an abisi olduğumu unutmuştu.

Arya'yla olan ilişkimiz çok güzel ilerliyordu. Artık sınıfına istediğim zaman gidebiliyor, onu istediğim zaman bir bahaneye ihtiyaç duymadan görebiliyordum. Her şey masal gibi geliyordu. Arya'yı gözümü kırpmadan izleyebilmek bu dünyadaki her şeye bedeldi. Yaşadığımız kötü olayların bizim birlikte olmamız için yaşandığına inanıyordum.

Kısa süre içerisinde barınağa varmıştık. Elimdeki poşeti, içinde geçen sefer buraya getiremediğim köpek maması vardı, barınaktaki görevlilere teslim ettim. Buğlem burada vakit geçirmeyi sahiden seviyordu. Ben de seviyordum.

Hayvanlar masum canlılardı. Doğada yaşamayı, özgür olmayı sonuna kadar hak ediyorlardı. Fakat bazıları doğanın her koşuluna uyum sağlayamıyorlardı. Uyum sağlayamadıklarından da barınaklarda bakılıyorlardı.

İnsanlar, barınakları genelde hayvan karşıtı olmaktan suçlasalar da aslında öyle değildi. Her barınağın iyi olmaması bir yana çoğu barınakta hayvanlar gerçekten iyi korunuyor, ihtiyaçları gideriliyordu. Bunları bilmesem, gözlerimle görmesem barınaklara adımımı atmazdım.

BALMUMU HEYKELİ | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin