45. Bölüm - Yeni Okul Yılı

167 12 5
                                    

Bölüm sonunda duyurularım var size!

Multimedya; Gökçe

🌵🌵🌵

Güney'in baloda babamı öldürdüğünü söylemesinin üzerinden 3 ay geçmişti. Koskoca yaz tatili de bu süre zarfında bitip gitmişti. 3 ay boyunca yalnızlıktan konuşmayı dahi unutmuş olabilirdim.

Hızlıca balo akşamından şuana kadar geçen süreyi düşündüm. Güney'in itirafından sonra ağlayarak eve gitmiştim. Eve gittikten sonra 1 hafta boyunca kimseyle konuşmamıştım çünkü odamda çikolata yiyerek ağlamakla meşguldum. Hande ve Okyanus'la bile konuşmamıştım. Sanırım hiç bu kadar ayrı kalmamıştık. Tabi 7 yaşındayken annelerimizden gizli yediğimiz paketlerce jelibon yüzünden ceza olarak 2 hafta konuşmamamızı saymazsak. Her neyse.

Elbette sonsuza kadar odamda saklanamayacaktım. Gerçeklerle er geç yüzleşmem gerekiyordu. 1 hafta yalnızlıktan sonra odamdan çıkmaya karar vermiştim. Odamdan çıktığımda ilk insanlardan bir farkım yoktu. Saçım başım dağınıktı, gözlerimin altı çökmüş ve morarmıştı. İlk insanlardan daha çok uyuşturucu bağımlısı gibi bir şeye benzemiştim sanırım.

Odamın kapısını açtığımda annemi karşımda bulmayı beklemiyordum fakat karşımdaydı işte. Ona sinirliydim ya da değildim. Bilmiyordum.

Annem ben küçükken babamın ölüm nedeninin trafik kazası olduğunu söylemişti fakat biliyorsunuz ki nedeni bambaşka bir şeymiş. Bunu benden saklaması beni kızdırıyordu fakat bir yandan bunu saklamasının nedeninin bizi korumak ve üzmemek olduğunu biliyordum.

Elimi annemin omzuna koydum. "İyiyim." dedim sadece.

Evet, tek dediğim şey buydu. İyi falanda değildim aslında. Bazen insanlarla fazla konuşmamak için iyiyim diyerek geçiştiriyordum işte.

Geriye kalan günlerde Okyanus ve Hande yeniden yanıma uğramaya başlamışlardı. Ama eskisi kadar çok konuşamıyorduk çünkü ne ben onları güldürebiliyordum ne de onlar beni güldürebiliyorlardı.

Bu süreçte Egemen'le olan ilişkime gelirsek, biraz karışıktı. Birkaç kez eve gelmişti fakat konuşmak istemediğimi söyleyip geri göndermiştim. Yani yaklaşık 3 aydır eve gelip geri gitmesi dışında konuşmamıştık.

Evet, koskoca 3 ayım böyle saçma sapan geçmişti. Odamla bütünleşmiştim artık. Oturup saatlerce duvarı izleyip düşüncelere dalmak bile sıkmıyordu canımı. Ve şimdi okullar açılacaktı. Tüm o kaosun ortasına yeniden düşecektim. Doğrusu Güney mezun olmuştu yani onu artık okulda görmeyecektim. Sokakta dahi görmek istemezdim. Ya da ne bileyim parkta, otobüste...

Sanırım canımı acıtan şey Güney'in böyle bir şey yapmayacağını düşünmemdi. Yani hayatta canımızı acıtan çoğu şeyde budur aslında. Bazı darbeleri hiç beklemediğiniz kişilerden alırsınız. Yani o darbeyi size düşmanınız yapsa belki canınız daha az yanacaktı.

Sanırım bu 3 ay beni duygusal birine dönüştürmüştü. Çünkü konu ne olursa olsun Müslüm Gürses'e bağlıyordum.

Kafamda tüm bu 3 ayın özeti geçerken yatağıma girdim ve gözlerimi kapadım. Bakalım yeni ve son okul yılı bize neleri getirecekti veya neleri götürecekti?

🌵🌵🌵

Tek koluma taktığım çantam omzumda sallanırken evin kapısını açtım. Okula gidiyordum. Maalesef.

Kapının girişinde beni bekleyen Hande ve Okyanus'u görünce istemsizce mutlu oldum. Ne olursa olsun beni yalnız bırakmıyorlardı.

Ben kapının önünde ayakkabılarımı giymeye çalışırken Hande ve Okyanus'ta iyice yanıma yaklaştılar.

KAKTÜSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin