36. Bölüm - Önemli Bir Şey

766 61 64
                                    

Okyanus elindeki bir demet gülle bize bakıp konuştu. "Kapı açıldığında siz gülleri Sevda'nın kafasına doğru fırlatın."

Okyanus'un tatlı telaşı beni neşelendirmişti. En son resim yarışmasında Sevda'nın kendisini terk etmesi üzerine böyle bir sürpriz planlamıştık. Bir ümit Sevda'yla barışabileceğini düşünüyordu. Bizde Okyanus'a yardım etmek amacıyla Hande'yle kapının iki yanına geçmiş, ellerimizde gül yapraklarıyla Sevda'yı bekliyorduk.

Hande huysuzca elindeki güllere baktı. Halinden pekte memnun gibi durmuyordu. "Ben Sevda'nın yerinde olsam affetmezdim. Ama umarım affeder." Ardından renkli gözlerini Okyanus'a dikti.

Okyanus ise ümitsizlikle elindeki gül demetine bakıyordu. "Ben kalbini kırmak istememiştim. Ağzımdan çıktı işte bir anda." Okyanus'un her kelimesine ilişmiş olan samimiyeti hissedebiliyordum.

"Egemen ve ben neler atlattık ama hâlâ birlikteyiz. Sevda pişman olduğunu gördüğünde affedecektir." dedim. Kendimi olgunlaşmış ve tecrübelerini anlatan biri gibi hissediyordum.

Yaşlanmış mıydım acaba?

Okyanus düşük moduyla konuştu. "Umarım affeder."

Üçümüz de sustuğumuzda koridordan gelen ayak seslerini duyduk. Sınıftan bir kızı Sevda'yı sınıfa getirmesi için görevlendirmiştik. Ve gelen sesten de Sevda'nın geldiğini düşündük.

Hande'yle birlikte gülleri atmak için hazırlandık. Okyanus'ta okul formasına çeki düzen veriyordu o sırada. Kapı aniden açıldığında Hande'yle birbirimize baktık ve aceleyle gülleri havaya fırlattık. Tam o sırada Okyanus bağırdı. "Affet beni Sevda."

Hepimiz heyecanla kapıya baktığımızda kapıdan içeri giren kişinin Sevda değil müdür olduğunu gördük. Müdür şaşkınlıkla karşısındaki Okyanus'a bakıyordu. Neye uğradığına şaşırmış gibi bir hali vardı.

Müdür, kafasına takılmış gül yaprağını yavaşça eline aldı ve Okyanus'a doğru tuttu. "Evladım bu güller de neyin nesi?"

Hemen olayı kıvırmalıydık aksi takdirde müdür -saçma cezalandırma sistemiyle- üçümüzü de cezalandıracaktı. "Hocam size sürpriz yapalım dedik." dedim aceleyle.

"Ne sürprizi?"

Evet, güzel soru. Ne sürprizi Gökçe?

"Hocam illa nedeni mi olması lazım sizi mutlu etmek istedik." dedi Okyanus.

Müdür gözlerini sırayla üzerimizde gezdirdi. "Benim adım Sevda değil siz kimi kandırıyorsunuz?" diye sinirle bize bağırdığında yavaşça kafalarımızı öne eğdik. "Burası bir eğitim yuvası." dedi yeniden konuşarak.

Hande 5 numaralı felsefi bakışıyla müdüre baktı. "Hocam yuva dediğimiz şey içinde de aşk yok mudur zaten?"

Müdür birkaç saniye Hande'nin dediği şeyi sorgularken yeniden konuştu. "Evladım ne saçmalıyorsun sen? Bir daha sizi bu şekilde yakalarsam cezalandırırım." Müdür işaret parmağıyla beni işaretti. "Özellikle sen Gökçe. Bir daha seni bir suç işlerken yakalarsam disipline gidersin."

Olay nasıl bana gelmişti?

Bir şey söylemeyerek kafamı öne eğdim. Müdür, masanın üzerinden sınıf defterini alıp sınıftan çıktı.

Çıktığı gibi birbirimize baktık. Aynı anda, "Kel Müdür." dediğimizde gülmeye başladık.

Biz gülmeye devam ederken sınıfın kapısı yeniden açıldı. Yine müdürün geldiğini düşünerek işimizin bittiğini düşündüm. Ama kapıdan içeri bu sefer Sevda girmişti.

KAKTÜSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin