Yang Jeongin
Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte katil avcıları (yani biz) yola çıkmıştık. Önce karakola uğramamız gerekmişti. Çünkü Bae Joohyun'a sorulması gereken sorular vardı.
Karakolda uzunca geçirdiğimiz dakikalar vaktimizden yerken Bae Joohyun ile birlikte görüşmüştük.
Hatta hiç istemediğim bir şey daha olmuştu. Bae Joohyun'un eşinin cenazesi yeni İspanya'ya ulaştığından onun da oraya gitmesi gerekiyordu. Tüm gün annesiyle birlikte yola çıkmak için hazırlanacağından oğlunu bana bırakmıştı. Çünkü çocuk her beni görüşünde kahkaha atmaktan yerlere yatıyordu.
Bu demek oluyordu ki tüm günümü bu bebekle geçirecektim. Adı Changbin'di ve yeterince bana zorluk çıkaracağı kesindi.
Müthiş havalı katil avcıları (yani biz) ve Changbin adlı canavar bebekle karakoldan çıkıp amcamın arabasına binmiştik. Kendimi bir dizideymiş gibi hissetmeme engel olamıyordum.
"Nereye gidiyoruz?" diye sorduğumda Minho Hyung, "Leonardo'nun öldüğü otele gideceğiz. Joohyun'dan tanıdığı kadınların listesini aldım. O gece orada kalan tanıdığı kadınların ifadelerini alacağız." diyerek açıkladı. Onun cevabıyla tatmin olduğumda arkama yaslanmıştım. Hyunjin Hyung ise kucağımda oturan Changbin'i güldürüyordu.
"Bu bebek Rio'nun öldüğü odadaydı değil mi? Odada beşik görmüştüm." amcam Hyunjin Hyung'un sorusunu onaylamıştı. "Evet, zaten bebeğin büyükannesi onun ağlaması ile odaya girmiş." içten içe üzülmeden edemedim. Hiçbir şeyden haberi yoktu ancak babasız büyüyecekti. "Konuşamaması ne üzücü." dedi Hyunjin. "Eğer konuşabilseydi bize katilin kim olduğunu söyleyebilirdi." haklıydı, ancak elimizden bir şey gelmiyordu.
Nihayet otele ulaştığımızda hep beraber araçtan inip içeri girmiştik. Hyunjin resepsiyondaki görevlilere polis kimliğini gösterip açıklama yapıyordu. Onlar da onaylayıp yardımcı olmaya çalışıyordu. Bizi otelin lobisinden kafeteryasına almışlardı, açık büfe zamanı henüz gelmediğinden kafeterya boştu. Yani şüphelilerle konuşmak için ideal bir yerdi.
İlk şüpheli Kang Seulgi'ydi. Polislerin elindeki bilgiye göre ayakkabı numarasının otuz yedi olması önemli bir kanıttı. Ancak ayakkabı numarasından başka hiçbir kanıt elimize geçmemişti. Kadın o kadar saftı ki en ufak şey dahi anlamıyordu. Üstelik tek yakınlığı Bae Joohyun'un ilkokul arkadaşı olmasıydı. Kimseyi öldürmek için bir sebebi yoktu.
İkinci şüpheli Park Sooyoung'du. Onun da ayakkabı numarası otuz sekizdi. Ancak daha fazla bakıldığında otuz yedi de giydiği anlaşılmıştı. Konuşmalara verdiği cevaplar polisin şüphelerini üzerine çekmişti. Verdiği anlamsız cevapların ardından gerildiğini söyleyip olayı baştan anlatıyordu. Ufak ayrıntılar o anlattıkça kayboluyordu. Açıkçası onun olmadığını düşünüyordum. Belki suç ortağı olabilirdi, ancak bir katil olabilecek kadar soğuk kanlı durmuyordu.
Bir garson çıkıp bize birer kahve bırakmıştı. Changbin gözlerini garsondan ayırmadan baktığında onun da bebeğe baktığını yakalamıştım. Ardından Changbin bir anda ağlamaya başladı, garson kuru dudaklarını ıslatıp başını hafifçe öne eğerek gitmişti. Ben de Changbin'i susturmaya çalışmaktan başka bir şey yapamadım.
•
Hwang Hyunjin
Günlerimizi Park Sooyoung üzerinden araştırma yapmakla geçiriyorduk. Elimizde pek sağlam kanıtlar olmasa da belki bir şey çıkabilir diye devam ediyorduk.
Jeongin bize katılmıyordu. Aslında o sadece eğlenceli işlerde bizimleydi. Zaten polis gibi olmasını beklemiyordum. Ancak Jisung'ın evinde nadiren görüyordum. Küsmemişlerdi de, nerede olduğunu merak etmem normal değil mi?
"Şimdi mesaj geldi de..." dedi Minho, onun konuşmasına devam etmesini bekledik, telefonu kapatıp çantasına koydu. "Park Sooyoung'un otel odasındaki bir ayakkabı ile Bae Joohyun'un evindeki ayakkabı izi eşleşmiş. Sooyoung'u göz altına almışlar."
"Sonunda güzel şeyler oluyor." dedi Jisung, haklıydı. Eşyalarımı çantama koyarken "İşimiz bitti değil mi?" diye sordum, beni onaylamışlardı. Çantamı omzuma attığımda Jisung'a "Jeongin nerede? Günlerdir pek göremiyorum." diye sordum. Minho Jisung'a bakarak kıkırdamıştı, "Ne oldu?" komik bir şey mi var Minho Bey?
"Sen onu boş ver." dedi Jisung, Minho için. "Jeongin sahildedir, hep oralarda takılır." demişti. Ben de başımla onu onaylayıp onlara veda ettim, evden çıkmıştım.
Arabama binip sahilin yakınlarında bir yerde durmuştum. Ardından arabadan indim ve gözlerimle Jeongin'i aradım. Bu civarda olmalıydı, biraz yürüyerek ilerlerken iki silüet gözüme çarptı. Oraya doğru yürürken birinin Jeongin olduğunu fark ettim. Onu bulmayı başarmıştım.
Elimi yukarı kaldırdım, ona seslenecektim ki yanındaki bedenin ona sarıldığını gördüm. Nedensizce o an kendimi kötü hissetmiştim. Jeongin'le bir alakası olduğunu sanmıyordum. Boş verip oraya doğru biraz daha yürüdüm, Jeongin'in kahkahalarını duymuştum. Eğlendikleri açıktı, belki de arkadaşlardı. Zaten başka ne olacaklardı, ahah!
Yani günlerdir bu çocuk yüzünden mi Jeongin'i göremiyordum?
Kalbim neden böyle acıyor?
Hayır, Jeongin'le alakalı değil.
Ama bu ikisi neden bu kadar yakın görünüyorlar? Sarı saçlı çocuk Jeongin'e dokunmadan duramıyor. Sapık olabilir mi?!
Hayır Hyunjin. Mantıklı düşün sadece, belli ki arkadaşlar.
Hatta onları rahatsız etmemek en iyisi.
"Hyunjin Hyung!"
Başımı arkama çevirmiştim, Jeongin beni görmüş müydü? Yanına adımladım, "Ah.. ben de buradan geçiyordum. Ne büyük tesadüf!" kıkırdadım. Yalan söylemek iyi bir şey değildir arkadaşlar, siz yapmayın.
"Evet, seni görmek güzel." arada birkaç saniyelik sessizlik olduğunda sarı saçlı çocukla bakışmamızı Jeongin yakalamıştı. "Seni Felix'le tanıştırayım, yeni arkadaşım." Felix denen çocuğa döndü. "Felix, bu Hyunjin, abimin arkadaşı. Kendisi bir polis." abimin arkadaşı? Senin arkadaşın değil miyim Jeongin? Bu galiba... biraz kalbimi acıttı.
"Memnun oldum Hyung." şirin bir gülümseme sundu Felix, sanırım gerçekten iyi biriydi. Hafifçe gülümsedim, "Ben de." dedim, keyfim tamamen kaçmıştı. Jeongin'in tek bir kelimesiyle canımın bu kadar yanması hiç normal değildi.
"Benim işlerim var, görüşürüz çocuklar." dedim ve el sallayarak ayrıldım oradan. Düzgünce düşünmem gereken konular vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the spanish case
Fanfiction[ hwang hyunjin × yang jeongin ] yang jeongin, cezalı olduğu için yaz tatilinde amcası dedektif yang'ın evinde kalmaya başlar. çözülmesi zor bir vakaya bulaşmışken polis hwang bu küçük dedektifin peşini bırakmaz. tamamlandı. wattpad üzerindeki ilk p...