14

1.1K 204 124
                                    

Yang Jeongin

Her birimiz elimizdeki tüm delillerin etrafında dönüp duruyorduk. Tahmin edebildiğimiz tek şey ise katilin otelden biri olduğuydu.

Bunca süre birlikte çalıştığımızdan tek başımıza kalmayı da denemeye karar verdik. Yani... aslında kimse beni olaya katmadı, bu kadar uğraşmama gerek olmadığını söylediler fakat kendimi kütüphanede İspanyolca sözlüklerin ve bozuk bilgisayarın yanında buldum.

Peki ilerleme kaydedebilmiş miydim? Hayır.

Oflayarak oturduğum sandalyede dönerken telefonumun ekranından yayılan ışığı fark etmiştim. Hyunjin'den bir fotoğraf gelmişti. Ah! Size ondan bahsedeyim, hayatıma girmiş olan en güzel şeyden.

Aslında sevgili oluşumuzun üzerinden pek zaman geçmedi, yalnızca birkaç gün. Ancak benimle ilgilenmeye vakit bulamıyor, çünkü bu canlarını dişine taktıkları davayı elinden kaybetmemek için çabalıyorlar. Onu anlıyorum, bu yüzden hiç sıkıntı etmedim.

Bir de... hyung dememek için kendimi çok zorluyorum, ancak alışmak üzereyim. Hyunjin ona her hyung dediğimde burnunu kırıştırıyor ve aşırı tatlı oluyor, inadına dediğimde ise bana sıkıca sarılıyor. Sanki daha çok demem için yapıyor gibi ama... olsun.

Sanırım onu düşünmeye devam edersem davaya asla yardımcı olamayacağım.

İspanyolca sözlüğü alıp oflayarak sırtımı sandalyeye yasladım. "C" harfine gelerek "Cama" sözcüğüne bakmaya başladım. Belki beynimin daha iyi çalışmasına neden olur diye düşünerek.

Ancak gözüm kelimenin altında bulunan bir başka kelimeye kaydığında kaşlarım çatıldı.

"Camarero: Garson"

Fısıldayarak tekrar edip durdum. Oteldeki o garip garson gözümün önünde belirdi. Peki o yatak? Üzerindeki kanlı ayak izi? Hepsi katilin bir kadın olduğunu öne sürmek için atılan iddialar mıydı? Aslında Leonardo yere Camarero mu yazmaya çalışmıştı? Yüreğimdeki his
haklısın diyordu, haklı olmasam bile ne kaybederdim ki?

Çantamı hızla toparladım ve kütüphanenin çıkışına adımladım. Hızlıca karakola gitmem ve iddiamı herkese açıklamam gerekiyordu.

Beni takip ettiğinden habersiz olduğum garsonun ise beni çabucak yakalaması...

Otobüsle nihayet karakol yakınlarına ulaştığımda geri kalan yolu koşarak ilerlemeye karar vermiştim. Hızlıca ulaştığımda Hyunjin'in karakolun önünde iki kadınla konuşurken buldum. Yanına hızlı adımlarla ulaşmak üzereyken yanındaki genç kadın Hyunjin'in koluna girdi ve cırtlak bir sesle konuşmaya başladı. Bu sesi biliyordum... telefonda konuştuğum kadının sesiydi, yani Hyunjin'in nişanlanacağı kişi.

"Biz şimdi evlenecek miyiz yani?"

Genç kadın neredeyse bağırarak söylediği cümlenin ardından başını Hyunjin'in omzuna yaslamıştı. Neler oluyordu burada? Kalbimi ezen bu duygu da neyin nesiydi?

"Tez zamanda bu işi halledeceğiz." demişti yaşça büyük olan kadın. Birden gözlerimden firar eden yaşlara engel olamıyordum. Nasıl bu konu hakkında bana hiçbir şey söylemezdi? Bu oldukça önemli bir şey değil miydi? Hani bana aşıktı? Neden canımın bu kadar yanmasına izin vermişti o zaman?

Dudaklarımın arasından kaçan hıçkırık Hyunjin'in beni fark etmesini sağlamıştı. Islak gözlerim onun gözleriyle birleştiğinde beklemeden hızla kaçtım oradan, koşabildiğim kadar hızla koşmaya başladım.

"Jeongin bekle!"

Ne zaman söyleyecekti bana? Yarın nişanlanacağım, ayrılmamız gerekiyor mu diyecekti? Özür dilerim, ben evlenmeliyim mi diyecekti? Neden bana düzgün bir cevap bile veremeyecekken peşimden koşuyordu ki?

Gözden kaybolabilmek için gözüme boş bir çıkmaz sokağı kestirmiştim. Girebildiğimde bir süre nefeslendim, kalbim dehşet bir acı içerisindeydi. Canım yanıyor, gözlerimden süzülen yaşların ardı arkası kesilmiyordu. Sırtımı yasladığım duvardan çekilip sokaktan çıkmak için adımlamıştım, sokağa baktığımda anladım ki Hyunjin gerçekten gitmişti.

Çıkmaz sokaktan ayrılacağım sırada burnumun üzerine kapanan bez parçasıyla gözlerim kararmıştı. Bilincim yerine geldiğinde ise ahşap bir evin içinde buldum kendimi, garsonla birlikte.

coooook uzun bir aradan sonra bolum yazdım, aslinda bu bolum uc aydir dusunuluyordu ve iki haftadir da yaziliyordu ve sonuc olarak bok gibi oldu

neyse umarim siz begenmissinizdir

anlayacaginiz uzere ficin sonuna yaklasmaktayiz aslinda bu fici ilk dusundugumde 10 bolum kadar olacagini dusunmustum ama ben cok bos konusuyorum bolumlerde bu yuzden 20. bolum final olur diye dusunuyorum

zaten fici duzenli olarak 15 kisi zor okuyodur ondan da supheliyim

neyse

iyi geceler yorum yapmayi ve oy vermeyi unutmayin

the spanish caseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin