Merhaba. ✨
Bol bol yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın. Hepinize keyifli okumalar.
Bölüm Şarkısı: Guns N' Roses, November Rain
BÖLÜM. 4: "DOKUZ SEKİZLİK"
•DOĞUKAN•Gözlerimin kapanmaya ihtiyacı vardı, gün içerisinde her zaman buna gereksinim duyardım. Uykuya dalmama veya rüya görmeme gerek yoktu, yalnızca gözümü kapatıp on dakika kadar bile dinlensem her şey çok daha iyi oluyordu. Bu uyku problemine sahip olmakla ilgili değildi, bu kaçmak için en kolay yolu bulmuş olmamla alakalıydı.
Guns N' Roses'dan November Rain şarkısının en sevdiğim son kısmı çalarken gözlerim hâlâ kapalıydı. Şarkının bu kısmını tekrara sara sara dinleyebilirdim. Sözde uykumun içerisinde bile "Everybody needs somebody. You're not the only one," diyerek şarkı sözlerini tekrarlıyordum.
Sonunda şarkı sonlanınca mecburen gözlerimi araladım. Bu tuhaftı ancak kendimi, beş dakika önce gözümü kapadığımdan çok daha dinç hissediyordum.
Karavandan inip anahtarla kapısını kitledikten sonra durduğumuz tesisin içinde oturduğunu bildiğim Gülşin ve Onur'un yanına gitmek için adımlamaya başladım. Etrafta benimki haricinde çok araba yoktu, bunların da yalnızca çalışanlara ait olduğunu düşünüyordum. Açık büfe restoranın içerisi boş görünüyordu.
Camdan kapıyı açmak için kolumu uzattığım sırada kapı üzerime doğru resmen uçtu. Aşırı öfkeli görünen bir sarışın, gözünün görmediğini kanıtlayacak şekilde bana tosladığında refleks olarak geri çekildim. "Çok özür dilerim," diye ağzında geveledi ancak yüzüme bile bakmadan yoluna gitmeye devam etti. Eğer peşinden sevgilisi olduğunu düşündüğüm bir çocuk çıkıp, "Beni bir dinlesene sen," diye söylenmeseydi dikkatimi daha az çekebilirdi.
Cam kapı içerisinden girdim, başımı çevirerek ikisine kısa bir an baktım. Önüme dönüp pembe saçlarından hemen tanıyacağım Gülşin'i ararken, tam olarak cam kenarındaki bir masada oturduklarını ve daha demin karşılaştığım çifti merakla izlediklerini fark etmiştim.
"Ay ne olmuş, ne olmuş?"
Merakımı gizleme gereği duymadan, hatta bunu fazlasıyla belli ederek yanlarına gittim ve Onur'un yanındaki sandalyeyi çekerek camın arkasındaki ikiliye baktım. Siyah saçlı çocuk hâlâ kıza bir şeyler anlatmaya, onu sakinleştirmeye çalışıyordu; sarışın ise onu öldürebilir gibiydi.
"Kız çocuğun ağzına sıçtı," diyen Onur'du. Karışık bir tost kemiriyordu.
"Konu neymiş?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENİZ DALGALARI ve KUM TANELERİ
Teen Fiction"Tüm gece hüzünlü bir melek gibi burada takılmana izin verecek değilim." Hiç tökezlemeden ayağa kalktı, sol elini koluma yerleştirip beni çekti ve yanında dikilmeme sebep oldu. Boyu en az benimkinden on beş santim daha uzundu. "Hüzünlü bir melek m...