Merhabaa <3
Hepinize keyifli okumalar, lütfen emeğimin karşılığı olarak oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın. Teşekkür ederim.
Bölüm Şarkısı; Shawn Mendes, Teach Me How To Love
BÖLÜM. 18: "ZİYAN"
•MİRAY•Gözlerim yaşanan dehşetin üzerindeydi. Doğukan kendisine hakaret eden adama durmaksızın vurmaya çalışıyordu ve Onur da bir başka adamın karnına vuruyordu. Hayatımda değil böyle bir olaya şahit olmak, etrafımda böylesi bir sokak kavgasına girmiş bir insan bile yoktu. Gülşin'in telaşlı ve korku dolu çığlığı kulağımı doldururken o ânın şokuyla bakakalmaktan başka bir şey yapamadım.
Ta ki Doğukan'ın sert bir yumruk yediğini görene kadar.
Doğukan'ın çimlerde olan telefonunu kaptığım gibi ayağa kalktım ve herhangi bir yumruğa sürpriz bir şekilde ev sahipliği yapmamak için kargaşadan birkaç adım uzak kaldım. "Kesin şunu!" diye bağırdım tüm gücümle. "Yoksa polisi arayacağım, durun!"
Durmadılar. Titrediklerini, Doğukan'ın telefonunu açmaya ve ekrana 155 yazmaya çalışana kadar fark etmemiştim. Telefonun ekranını çevirerek onlara doğru tuttum ve, "Polisi arıyorum!" diye bağırdım bir kere daha. "Durun artık. Doğukan, Onur!"
Boğazım yırtılırcasına bir daha bağırdım: "Eğer defolup gitmezseniz gece gece polisle uğraşacaksınız, duydunuz mu beni?"
İlk duraksayan, kavgaya çok da bulaşmamış olan üçüncü adamdı. Doğukan'la birbirine giren arkadaşının omzundan tutarak onu geri çekti. İkisinin de bakışları bana döndüğünde, "Ciddiyim," diye yineledim. "Beş saniye içerisinde gitmezseniz arıyorum."
Bu neyin meydan okumasıydı bilmiyordum, belki de şanslı günümde olmalıydım. Adamlar ciddiyetimin farkına varında ellerini bizimkilerden çekerek geri geri birkaç adım attılar ve daha sonra söylenerek oradan ayrıldılar. Etrafımızda birkaç insan uzak bir mesafeden de olsa bizi izliyordu. Buna aldırış etmeden Doğukan'ın yanına gittim.
Yeşil gözlerinin göz bebekleri öfkeyle küçülmüştü ve ilerleyen adamların arkasından aynı öfkeyle bakıyordu. Bakışlarının hizasına geçtim, elimi çenesine attım ve bana bakmasını sağladım. "Kaşın patlamış," dedim yalnızca.
Kafasını çevirerek çenesini elimden kurtardı.
"Ne yapıyorsunuz siz?" Gülşin'in ne ara ağlamaya başladığını bilmiyordum ama Doğukan ve Onur'a bakarken omuzları çökmüştü. "Kalbime mi indireceksiniz? Adamlar bıçaklı olabilirdi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENİZ DALGALARI ve KUM TANELERİ
Teen Fiction"Tüm gece hüzünlü bir melek gibi burada takılmana izin verecek değilim." Hiç tökezlemeden ayağa kalktı, sol elini koluma yerleştirip beni çekti ve yanında dikilmeme sebep oldu. Boyu en az benimkinden on beş santim daha uzundu. "Hüzünlü bir melek m...