Dış görünüş içinin hep tam tersidir, dışarıdan gülen bir insanın içi hep ağlıyordur üzgün olan insan hep gülmeye çalışır o yüzden de onun mutsuz olduğunu anlamazsınız garip demi? Mutsuzsa gelsin konuşsun çözelim diyorsunuzdur ama yalnış mutsuz olan insan derdini anlatamaz çünkü daha kötü olur ve insanların kalplerini kırar. Jeongin de onlardandı bu yüzden şu an bu halde, kendi kendine konuşmak, siyah sevmek, karamsarlık, gülmeyen bir yüz, negatif enerji, baş dönmesi ve uykusuzluk insanlar göründüğü kadar masum değillerdir. Tanrı her bir insanı bir amaç için hayata getirmiştir, sizin tek yapmanız gereken onu bulmak.
"Unnie!" Della ve Aden'i bırakma vakti gelmişti, ikisini aynı yere koymuş arabaya götürecektik. "Koluna ne oldu?" Aden Della'nın kolunda ki çiziğe bakmış sonra da Jisung'a dönmüştü. "Ona zarar mı verdin?" Diyerek üstüne yürümüştü. "Hala nerede olduğunu unutma Aden, buradan dışarı çıktığınızda hepinizin hafızasından suratlarımız silinecek. Bizi bu kadar hızlı yakalamak bütün eğlenceyi bozar demi?"
"Seni küçük-"
"Ben senden büyüğüm." Jisung Aden'in kolunu havada tutmuş ve ileri itmişti. "Şimdi şansınızı zorlamadan gidin artık" Wonhyuk Aden ve Della'nın hafızasını silip onları karakolun oraya bırakmışlardı.~~~
"Oppa!" Aden içeri girdiği gibi Chan'a sarılmıştı, Minho Dellayı fark etmesi ile de onun yanına koştu. "İyi misin? Bir şeyin var mı? Neredeydiniz? Suratlarını gördünüz mü?" Minho gerginlikten bir sürü soruyu ard arda sormuş sonra da kolunda ki yarayı fark etmişti. "Bunu onlar mı yaptı?" Della kafasını sallayınca Minho ona tekrar sarılmıştı. "Kim yaptı bunu size?"
"Jisung, Bizi uyarmak için yapmışlar"
"Suratlarını gördünüz mü?" Hyunjin sorusu ile Aden düşünmüştü, hafızasından silindiği için hatırlamıyordu. "Gördük ama hatırlamıyorum" Chan sinirle nefes vermişti, her seferinde ellerinden kaçıyordu. "Tek özel sen değilsin oppa, onlar onların her biri farklı. Hepsi farklı güçlere sahip" Aden'in dediği şey ile herkes birbirine bakmıştı. "Nasıl yani?""Buraya gelen dedektif iki kadın onlardanmış, Han Louisa cidden Jisung ile yaşıyor. Benim yanımda farklı bir kız vardı, adı As-Astrid ve Asia diye bir kız girmişti odaya iki tane de erkek vardı. Hepsini gördüm ama hatırlamak çok zor." Chan Aden'i sandalyeye oturtmuş bir bardak su vermişti. "Yüzlerini hatırlamıyor olabilirsin ama en azından isimlerini biliyorsun, fotoğraflarını görürsen hatırlayacağına eminim." Changbin bir bilgisayarın önüne geçmiş ve aramaya başlamıştı. "Louisa ile sence kızlar yakın mıydı?"
'Çok sıkıcısın, senin Louisa ile yaptıkların arasında biz hiç sayılırız.'
"Yakın görünüyorlardı, özellikle Asia sanırım beraberlerdi. Astrid Louisa ile yaptıkların arasında biz hiç sayılırız demişti" Aden'in söylediği şey ile Chan boğazını temizlemiş ve öksürmüştü. "Ne demek yaptıkların arasında biz hiç sayılırız, ne yaptınız ki?" Hyunjin ona soruyu sorduğunda Aden durmuş ve gözleri büyümüştü aklına gelen sahne ile. "Yani şey, o kadar önemli bir şey değildi." Yanakları kızarmış ve kekelemişti. "Buldum, Park Asia 23 yaşında Seul doğumlu, Londra da okumuş, avukat, tek kardeş ve ailesi yok.""Büyük ihtimalle Londra da tanıştılar, Louisa da orada okumuştu." Hyunjin bir yandan Louisa'nın bir yandan da Asia'nın dosyasına bakıp karşılaştırma yapıyordu. "Jisung'u elime bir geçirirsem varya, hapislerde hayatını bitirmezsem adım Lee Know değil."
"Az kaldı, bizden korkmuyorlar ama yakında korkacaklar." Chan çok emin bir şekilde konuştuktan sonra odada bir sessizlik olmuştu.
~●~
"Seungmin her şey hazır demi?" Artık asıl oyuna geçecektik, biz suçlu değildik ama onlar için öyleydik. "Evet hazır" yakalanırsak büyük ihtimalle mahkemeye çıkıp hapis cezası alacaktık ama bizim için oradan da çıkmak kolaydı. "Bundan emin misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Criminal
FanfictionDünyada doğru dürüst kimsenin bilmediği özel insanlar vardı. Jisung ne kadar bir suçlu olarak gözüküyor olsa da aslında o özel insanları bir araya getiriyordu ama bu aradığı özel insanlardan bir tanesini onu hapse tıkmak için senelerini vermiş olan...