3 Saat Önce Hyunjin'in Ağzından
Bugün dosyalara bakmaktan hiç bir şey yapmamıştık. Minho sıkıntıdan elindeki dosyayı fırlatıp kendine kahve yapmaya gittiğinde bugünün dosya bakma saatinin bitmiştir demek anlamına geliyordu. ''Aah bütün her yerim ağrıyor.'' Dedi Changbin, haklıydı da yaklaşık 8 saattir dosyalara bakıyorduk, şu redmoon grubu yüzünden ceza almıştık.En son işledikleri suç ağır bir suçtu ve bizonları yine yakalayamamıştık. Her zaman elimizden kaçıyorlardı. Minho'nun gücünden bile kaçabiliyorlardı bunu nasıl yapabiliyorlarsa. Biz nasıl bulabilirdik ki onları ne ayağımıza mı gelecekler? Uzun zamandır redmoon'un bir suç işlemiyorlardı ya da boş boş oturuyorlardı. Minho elinde kahve ile geri gelmişti ve sandalyeye otururken kendi kendine söyleniyordu. ''O redmoon grubunu yakalarsam bir daha elimden bırakmayacağım.'' Dedi Chan ''Kesinlikle katılıyorum.'' Dedim. ''Gücün ile tekrar bulmayı denesene.''
''Olmaz ki bana bir eşya lazım hem o kadar ileri düzey değil ki sadece küçük ipuçları görebilirim.'' Diye söyledi Minho. Chan tam ağzını açıp bir şey söyleyecekken çaylaklardan birisinin odaya dalmasıyla ağzını kapatmıştı. ''Redmoon ihparı aldık.'' Demişti. ''Biliyordum birşeyler karıştırdıklarını!'' Demiştim sesim biraz sesim yüksek çıkmıştı. ''Nerdeler peki ?'' ''****** Otelin orda ki bir binalarda, yerlerini tespit etmeye çalışıyoruz.'' Dedi çaylak ''Bir dakika, bugün Cumhurbaşkanı o otele giriş yapmayacak mıydı?'' Diye sordu Chan. ''Tamam her neyse gidelim.'' Demişti Minho, son sözü Minho söyledikten sonra herkes hazırlanmaya başlayıp yola çıkmıştık . Otel bizden 5-10 dakika uzaklıktaydı o yüzden kısa süre içinde oraya varmıştık.
''Eeee neredeler peki?'' Diye sormuştu. ''Bilmiyorum.'' Diye cevaplamıştım bende. Minho'ya baktığımda havaya doğru baktığını gördüm . ''Minho hyung neden havaya bakıyorsun?'' Dediğimde herkes Minho'nun baktığı yere bakmıştı. ''Havaya bakmıyor seni aptal,binanın tepesine bakıyor.'' Dedi Chan hyung bunu dediğinde Changbin ile bir anlık aydınlanma yaşamıştık. ''Bu sefer kaçışın yok.'' Deyip bir binaya doğru koşmaya başlamıştı ilk ne olduğunu anlamamıştık ta ki Chan hyung ''Hadi!!'' Diye bağırana kadar. Hep birlikte Minho'nun yanına doğru koşuyorduk ki etrafta silah sesi ve çığlıklarla dolmuştu. ''Sakin olun!'' ''Umarım o ses Minho 'dan gelmemiştir.'' Dediğimde arkamızdan gelen bağırışlar daha çok artmıştı. Bu bağırışlar Minho için değildi başkası içindi. Minho vurulmamıştı ama Başkanı vurmuşlardı redmoon bu sefer ki suçu Cumhurbaşkanını vurmaktı. ''Siz oraya gidin ben Minho'nun yanına gidiyorum. Sizde benim ile gelin.'' Dedim birkaç çaylağa. Biz Minho hyungun yanına giderken Chan ve Changbin hyung Başkanın yanına gidiyorlardı.
Minho'nun Ağzından
Merdivenlerden hızlı bir şekilde çıkıyordum ki etrafta silah sesleri duyulmuştu. Geç kalmıştık amaçlarına ulaşmışlardı, hemen çatıya doğru koşmaya başlamıştım. Kapıyı sesiz bir şekilde açıp etrafı kontrol etmiştim ama burada kimse yoktu sadece yerde bir tane lacivert bir bandana vardı. Bandananın etrafında garip bir güç dalgası vardı, elime alıp gücümü kullanmaya çalışmıştım ve işe yaramıştı .Gücümü kullandığımda bana bu bandanayı takan kişinin kolunu gösteriyordu. Daha sonra daha yukarı çıkmıştı. Boynunda bir dövme vardı. ''Han Seo-yeon?''
''Hadi biraz daha gösterebilirsin . Bir kolye mi?'' Dediğimde artık başka bir şey göstermemişti. ''Aahğ hadi ama bu kadar mıydı?!''
Hyunjin'in Ağzından
Merdivenlerden hızlı bir şekilde çıkarken sanki hiçbir şey duymamış gibi sakin duran bir adam vardı. ''Pardon bakar mısınız?'' Dediğim de yavaş ve tedirgin bir şekilde arkasını dönmüştü. Genç ''Buyrun.'' Dedi. '' Acaba burada mı yaşıyorsunuz?'' Diye sormuştum. ''Hayır ben burada oturan 7 numaralı daireye gitar dersi veriyorum.'' Demişti arkasında ki gitarı göstererek. Yüzüne bakmaya çalışmıştım ama kafasındaki şapka onu gizliyordu sadece boynunda ki dövme gözüküyordu 'Han Seo-yeon.' Demiştim içimden. ''Hyunjin buraya gel!'' Diye bağırmıştı Minho hyung. ''Geliyorum!'' ''Yardım için teşekkürler, iyi günler.'' Deyip yukarı çıkmıştım gençte arkamdan . ''Size de.'' Demişti hoş bir sesi vardı. ''Efendim.''
''Diğerleri nerde?''
"Vurulan kişiye bakmaya gittiler."
"Tamam senden Han Seo-yeon adında ki kişilere bakmanı istiyorum." Han Seo-yeon mu? Bu az önce çocuğun boynunda ki yazı ile aynı. "Neden ki?" Diye sormuştum. "Bir bandana buldum ve gücümü kullandım, bana bu bandanayı takan kişinin kolunu gösterdi, bir de bir dövme ile kolye vardı. Dövmede de Han Seo-yeon yazıyordu." Dedi Minho." Bir dakika o dövme boynunda mıydı?""Evet nerden bildin?"
"Siktir yine kaçtılar. Az önce bir çocuk merdivenlerden iniyordu, boynunda o dövme vardı, bana 7 numaralı dairede gitar dersi verdiğini söyledi demek ki yalan söylüyormuş.""Chan hyungu ara hemen etrafa baksınlar." Dediğinde kafamı sallamıştım, hemen telefonumu elime aldım ve Chan hyungu aradım. ''Alo.''
''Alo Chan hyung etrafta siyah dar pantolon beyaz tişört giyip sırtında gitar taşıyan birisi var mı?''
''Çabuk ol!''
''Gördüm! Siyah bir arabaya biniyor.'' Demişti Chan hyung. ''Çabuk koş onu sakın elinden kaçırma, bizde aşağıya iniyoruz!''Diyip telefonu kapatmıştım. ''Bulmuş siyah bir arabaya biniyormuş.''
''Tamam çabuk inelim.'' Demişti Minho hyung.Chan'ın Ağzından
Ben arabaya doğru koşarken o çoktan arabaya binmişti bile, hemen gitmemişlerdi bile ama ben çok uzakta olduğumdan benim hiç işime yaramamıştı ama plakayı almıştım en azından bir artımız vardı. ''Ne oldu neden öyle koşu verdin?'' Diye sordu Changbin peşimden koştukları için nefes nefese kalmıştı. ''Hyunjin aradı bir şeyler söyledi ve böyle birisi var mı diye sordu, bende bulup onun peşinden koştum ama yakalayamadım. Ama bir artımız var arabanın plakasını aldım.'' Dedim telefondan fotoğrafı açıp onlara göstererek. ''İyi en azından Minho dan pek azar yemeyeceksin Dedi Changbin. Minho ve Hyunjin kısa bir süre sonra aşağıya indiler. ''Ne oldu buldun mu?'' Diye sormuştu Hyunjin.'' Kaçtı ama arabanın plakasını aldım. ''Demiştim.
''İyi bari.'' Dedi Minho. ''Changin az önce çatısına çıktığımız binanın 7 numaralı daireyi araştır lütfen.''
''Tamam ama neden?'' Diye sormuştu. ''İş birlikçi olabilirler az önce ki çocuk oranın ismini verdi çünkü. ''Dedi Minho. ''Çocuk çocuk diyorsunuz ama o en az 25 yaşında bir erkek yani Hyunjin ile yaşıt sayılır. '' Demiştim. ''Yani benden küçük sonuçta ve o bir suçlu bu beni ilgilendirmez.'' Demişti Minho tamam haklıydı. Orda ki işimizi bitirdikten sonra merkeze geri dönmüştük.
Yarım Saat Sonra Minho'nun Ağzından
''Minho Han Seo-yeon adında bir sürü kişi var, aradığımız kişiyi nasıl bulmayı planlıyorsun?'' Diye sormuştu Hyunjin. ''Bilmiyorum. Gördüğün kişi erkek miydi?'' Diye sordum. ''Evet senin ki?'' ''Evet, o zaman erkek çocuğu olan insanlara bak illa ha bir ipucu olmalı.'' Dedim bir ümit ile. ''Changbin sen bir şey buldun mu?''
''Evet ,ev yaklaşık 2 yıldır kullanılmıyor evin içine de baktık ama hiç şüpheli bir şey yoktu.'' Demişti Changbin. ''Peki.'' Demiştim nefesimi dışarı bırakırken. ''Hyunjin sonuçlar ne zaman çıkar?''''En az 1 buçuk saate hyung.'' Demişti. ''Tamam.'' Dedikten sonra sandalyeden montumu alıp çıkıyorken beni durdurmuşlardı. ''Nereye gidiyorsun?'' Diye sordu Hyunjin. ''Her zaman ki yere.'' Diye cevaplamıştım onu. ''Dikkat et.'' Demişti Chan hyung. Bende ''Tamam.'' Deyip çıkmıştım, çıkarken de arkamdan bir şey söylemişlerdi. ''Hiç değişmeyecek.'' Evet değişmeyecektim zaten değişmekte istemiyordum böyle mutluyum. Boş ve karanlık bir sokakta bizim her zaman gittiğimiz bara yürüyordum ama bu sefer yalnızdım. Tabi ben öyle düşünüyordum.
Evet bu bölümde geçenki bölümde yaşananları Minhoların gözünden anlattım umarım beğenmişsinizdir oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın. Sizleri seviyoruum♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Criminal
FanfictionDünyada doğru dürüst kimsenin bilmediği özel insanlar vardı. Jisung ne kadar bir suçlu olarak gözüküyor olsa da aslında o özel insanları bir araya getiriyordu ama bu aradığı özel insanlardan bir tanesini onu hapse tıkmak için senelerini vermiş olan...