Seni Özledim Lee Minho

161 22 6
                                    

Louisa'nın elinden hap yere düşmüş ve kendini Asiaya bırakmıştı. ''Geçti, sakin ol hep yanındayım tamam mı? Her zaman olduğu gibi hep yanındayım'' Asia onun acı çekmesine dayanamamış Louisa gibi göz yaşlarına hakim olamamış onları serbest bırakmıştı.

"Yine mi aynı şey?" Astrid Asia'nın kolunda Louisa ile içeri girdiğinde hemen anlamıştı, Asia onu yatağına yatırmış Astrid'in bakmasına izin vermişti. "Louisa nerede olduğunu biliyor musun?" Louisa yatağında düz bir şekilde uzanmış donuk bir şekilde tavana bakıyordu. "Londra akıl hastanesi" Astrid derin bir nefes almış ve Asiaya dönmüştü. ''Sen Jisunglar ile ilgilen ben ona bakarım, merak etme iyi olacak. Kaç tane içti?''

''Benim yanımda sadece bir tane ikincisini içmeye çalıştı sonra''Astrid başını salladığında Asia son kez Louisaya bakmış dudaklarına bir buse bırakıp çıkmıştı odadan, en baştan izin vermemesi gerekiyordu oraya gitmesine onun yerine ben gitmeliydim diye geçirdi içinden.

''Ne durumdalar?''
''Tek Jisung kaldı.'' Seonghwa ormanda olan kameralardan onları izliyordu. ''Klasik Jisung, öpmese olmazdı zaten.'' Asia eli ile şakaklarını okşadı. "Gerilme o kadar, her şey şu an Jisung'un istediği gibi gidiyor. Diğerleri yakalandı sadece Jisung kaldı, hazırlansan iyi olur seni zorlu bir vaka bekliyor." Seonghwa tekerlekli sandalyede ona doğru dönmüş ve masada duran dosyayı ona vermişti. "Bazen neden dedektif değiliz diye düşünüyorum, şu salaklardan daha çok işe yarıyoruz" sinir ile çıkmıştı odadan.

------------------------------

Minho daha çok şey öğrenme duygusu ile Jisung'u çok daha sert öpüyordu, normalde her şey planına göre gidiyordu ama Jisung kabiliyeti Minho'nun alabileceğini hiç düşünmemişti. Kızdı kendine ama bir yandan da mutluydu çok küçükken hoşlandığı çocuğu öpüyordu sonsuza kadar birbirlerini seveceklerine söz vermişlerdi iki genç. Minho ne yaptığının farkına varınca kendini ondan çekti, korkmuştu ve açıkçası utanmıştı da.

"Seni özledim Lee Minho"
"Saçmalama! Sen benim tanıdığım Jisung değilsin, o o her zaman güler her zaman tatlı birisiydi. O senin gibi suçlu değildi!" Yüzüne küfür edermiş gibi söylemişti son cümlesini. Jisung o zamandan beri çok şey yaşamıştı, çok değişti eski neşeli Jisung'u o da özlüyordu ama şu aile geleneği olan bütün özel insanları toplama işini yapması lazımdı. "Bize katıl Minho, sana her şeyi açıklayacağım"

"Asla, ben senin gibi suçlu değilim." Daha çok sinirleniyordu, Minho Jisung ile ilk ayrıldığı günden beri onu arıyor ve özlüyordu ama şu an önünde duran onun gözünde suçlu olan genç aslında uzun zamandır aradığı Jisungdu. Gözünden bir yaş düştü yere, gelen sesi duyduğunda sağına bakmıştı. "Ne yapıyorsunuz siz?" Chan bir kaşı havada bağıran ikiliye bakıyordu. "Siz onları arabaya götürün" Minho emri verdikten sonra Chan ikiliyi kontrol ede ede yakaladıkları kişileri arabaya götürmüştü. "Sana bir tek şans vereceğim, eğer cidden tanıdığım Jisung isen bu şansı boşa harcamazsın anladın mı beni?" Minho Jisung'un kolundan tutmuş kulağına fısıldayarak arabaya götürmüştü. Eğlence işte şimdi başlıyordu.

Minho Jisung'u sorgu odasına almıştı, hani o hep dizilerde gördüğümüz canlı odalar dizilerde göründüğünden daha rahatsız edici diye düşündü Jisung. Minho dosyadan bir kaç fotoğraf çıkartıp masaya koymuştu. ''Bunları tanıyorsun değil mi?'' Jisung fotoğraflara baktığında ekibinden bir kaç kişi olduğunu fark etti, Minho sorusunu tekrarladı ama Jisung cevap vermedi. Dosyadan bir belge çıkartı, bu Louisa'nın Londra da ki hastaneden bir belgeydi. Jisung hızlıca belgeyi eline aldı kardeşinin bu belgesini bilmiyordu açıkçası orada olan hiçbir şeyi bilmiyordu. ''Han Louisa'' Minho onu konuşmaya teşvik edecek bir isim söylemişti, Louisa'nın bu işe girmesini çok fazla istemiyordu. ''Tanımıyorum'' Minho başka bir şey daha çıkartı bu dedektiflik belgesiydi. ''Peki bu kişi?''

''Tanımıyorum.''
"Jisung, böyle giderse bir yere varamayız." Jisung pek siklememiş arkasına yaslanıp gözlerini kapatmıştı, Minho derin nefes almış ona yaklamıştı. "Çatıda bulduğum bandana, senin di dimi? Dövmeni bu şekilde bulmuştum, neden vurdun onu?" Jisung'un ilgisini çektiğini fark etmişti Minho. Jisung Minhoya yaklaştı ve fısıldadı. "O bizim gibileri bulup kullanan, ona itaat etmeyince de kullanan bir insandı. Benim görevim burada ki bütün özel insanları toplamak." Jisung hızla ayağa kalktı ve sandalyeyi yere düşürdü. "Siz ne kadar beni suçlu olarak görsenizde asıl suçlu sizsiniz!" Diye bağırmıştı.

"Sakin ol Jisung" Minho ses tonunu bir gıdım bile yükseltmiyordu, gayet sessizdi çünkü Jisung'un diyeceği şeyleri merak ediyordu. Minho her şeyi kayıda alan kamerayı kapattı Jisung'u odadaki kameraların kör noktasına çekti. "Dediklerin doğru mu?" Diye sorduğunda başını salladı, derin bir nefes aldı Minho dedikleri doğru ise cidden suçlu olan biz olabilirdik ama bir insan öldürdü ve bu büyük bir suç. "Diğerini getirin" Minho camın arkasında ki arkadaşlarına seslenmişti, Changbin Jisung'u yine kelepçelemiş Hyunjin ise Jeongin'i getirmişti. "Pişman olma Minho" Jisung'un odadan çıkmadan son sözü bu olmuştu.

Odaya yeni gelen Jeongin sadece bir yere bakıyordu. Jeongin ile Hyunjin ilgileniyordu mantıken sorgusunu da o yapacaktı.

Normalde bu kadar kısa bırakmayacaktım ama devamını getiremedim ve Bayadır bölüm atmıyorum ondan böyle salı verdim şu an

CriminalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin