Red Moon

520 59 5
                                    

''Vur artık şu adamı.'' Dedi Felix.

''Bekle''

Silahın dürbününe biraz daha odakladı ve vuracağı kişiyi biraz daha netledi.

''Vur artık şunu Jisung !!'' Tekrar bağırdı Felix.

''Bekle'' Tekrar aynı cevabı vererek Jisung.''Biraz daha beklersen polisler gelecek.'' Dedi Jeongin Jisung'un dikkatini dağıtmayacak şekilde. Jisung Felix'in bağırmalarını dinlemeden tekrar silahının dürbününe gömdü kafasını. Jisung dikkatini toplarken siren sesleri kulakları doldurmuştu.

''Jisung seni germek istemiyorum ama bu sefer Felix'e katılıyorum şuan onu vurmazsan yakalanacaksın.'' Jisung bunu duyduğu an Seungmin'in söylediklerine cevap olarak tetiğe basmakla vermişti. Evet Jisung onu vurmuştu, Jisung hemen silahını gitar kutusuna koyup aşağıya indi. ''Çok şükür vurabildin, bir an yakalanacaksın sandım.'' Dedi Felix.

''Merak etme ben asla yakalanmam.'' Aynen böyle söyledi Jisung sanki biraz erken konuştu çünkü merdivenlerden inerken karşısına polisler çıkmıştı. Hemen şapkasını yüzünü örtecek şekilde kapattı. Polislerin dikkatini çekmeyecek şekilde inerken kolunda bir şey hissetti.

''Pardon bakar mısınız?'' Jisung tedirgin bir şekilde arkasını döndü.

''Buyrun.''

''Burada mı oturuyorsunuz acaba?''

''Hayır ben burada oturan 7 numaralı daireye gitar dersi veriyorum.'' Dedi arakasındaki gitarı göstererek Jisung yalan söylemekte yetenekli olan birisidir,7 numaralı daire ise görüş açısının içinde duran dairenin numarasıydı. ''Hyunjin buraya gel!''

''Geliyorum!'' Diye bağırdı yukarı genç polis.

''İyi günler.'' Gülen yüzlü içinde. ''Size de.'' Diyip yürümeye devam eti Jisung, yürürken hem sırıtmış,  hem de ne zaman tuttuğunu bilmediği nefesini bırakmıştı.

''Bir an yakalanacaksın sandım.''

''Bende öyle sandım Jeongin bende.''

''Herhalde yakalansaydın 40 yıl hapis cezası yerdin.''

''Abartma Felix.''

''Her neyse gel artık ya.''

''Tamam geliyorum.'' Dedi Jisung. Merdivenlerden indikten sonra önüne gelen arabaya binmişti. ''Aah çok yoruldum'' Gitar çantasını koltuğa bırakıp arkasına yaslanırken söylendi. ''Tabi canım sana bağırmaktan o kadar boğazım acıdı ki şükret yarın sesim kısılmasın.'' Dedi Felix kızgın bir şekilde. ''Tamam tamam hadi gidelim ya yoksa polisler gelecek şimdi.''

''Tamam ya ne çok konuştunuz.'' Dedi Seungmin, arabayı çalıştırdı ve ana yola çıktı, ama bir sorun vardı Seungmin nereye gidecekti?.

''Bir şey soracağım?''

''Sor.'' Dedi Felix.

''Nereye gidiyoruz?''

Felix Seungmine döndü ve sen ciddi misin diye bir bakış attı. ''Nereye gidebiliriz Seungmin eve gidiyoruz tabi ki de.'' 
 ''Hee peki.'' Dedi  Seungmin Felix'in söylediği sözlere karşı. 20-30 dakika sonra sonunda eve varmışlardı. ''Oh en sonunda eve geldik.'' Dedi Seungmin kendini koltuğa atarak. ''Sen sus Seungmin senin yüzünden geç geldik zaten.'' Diye haykırdı Felix, haksızda değildi aslında 10 dakika yolu 20-30 dakika da gelmişlerdi bunun nedeni ise hem trafik vardı hem de Seungmin yolları unutmuştu. ''Her neyse eve geldik mi geldin kapatın şu konuyu.'' Dedi Jeongin koltuğa otururken. Jisung'ta mutfaktan aldığı kahve ile yukarı çıkarken Jeongin onu durdurdu. ''Nereye gidiyorsun?'' ''Odama.'' Dedi soğuk bir ses ile. Jeongin tekrar konuşmak için ağzını açmıştı ama Jisung'un merdivenlerden çok tan çıkmaya başladığını görünce konuşmaktan vazgeçmişti. ''Bu çocuk neden böyle?'' Dedi Felix o kalın sesi ile. ''Bilmiyorum Felix bilmiyorum...''

3.KİŞİNİN AĞZINDAN

Jisung mutfaktan aldığı kahvesini masasına koydu. Masasının kenarında duran çizim defterlerinden bir tanesini alıp boş bir sayfa açtı resim çizmek onu rahatlatıyordu. Çoğu insan kurşun kalem kullanmayı tercih etse de o 0,5 uçlu kalem kullanırdı. Dışı gri bir kalemdi çizim yaparken onu kullanırdı başka bir kalem kullanmazdı. Jisung bir oturdu mu resmi bitirmeden kalkmazdı alışkanlıktı sanki yarım bıraktıktan sonra tekrar başlayamayacak gibi hissediyordu. Yaklaşık iki buçuk saat sonra resmini bitirmişti, kafeste bir kuş çizmişti bu çizim kendisini anlatıyordu.

Kafasını kaldırıp saatte baktığın da saatin 22:03 olduğunu görmüştü ,evde oturmaktan bunalmıştı deri ceketini alıp dolaptan bir kask ve motor anahtarını alıp çıkmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kafasını kaldırıp saatte baktığın da saatin 22:03 olduğunu görmüştü ,evde oturmaktan bunalmıştı deri ceketini alıp dolaptan bir kask ve motor anahtarını alıp çıkmıştı.

FELİX'İN AĞZINDAN

Aşağıda oturup yarın ki planlar hakkında konuşuyorduk. ''Bir şey soracağım Jisung'u da çağırmamız gerekmez mi?'' Dedi Seungmin, kararsız olduğu için  sesi kısık çıkıştı. '' O resim çiziyordur rahat bırak, zaten büyük ihtimalle birazdan ceketini, kaskını ve anahtarını alıp çıkacaktır.'' Dedi Jeongin soğuk bir şekilde ve dediği de doğru çıkmıştı Jisung eşyalarını alıp merdivenlerden iniyordu.

Jeongin'in bu özelliğine bayılıyorum, Jisung ile dövüş sanatları dersinde tanışmıştık Jeongin zaten derslere daha önceden geliyordu. Birgün derse Jisung'u getirmişti onlar daha önceden tanışıyorlardı hem de ilkokuldan beri o yüzden Jeongin Jisung'un ne yapabileceğini ya da kimlerle takıldığını çok iyi biliyordu, bizde o dersten sonra arkadaş olmuştuk. Seungmin'de benim arkadaşımdı. Jeongin küçüklüğünden beri bu işi yapıyordu babası aranan bir suçluydu ben ise babamın işlettiği dövüş sanatları okulunda ders alıyordum. Seungmin de arada ders almaya geliyordu , aslında hepimiz orada tanışmıştık o zamandan beri hiç ayrılmadım ve şimdi de buradayız. ''Nereye gidiyorsun.'' Dedi Seungmin.

''Nefes almaya.''

''Nefes almaya.'' 

Dediler aynı anda Jisung ve Jeongin. Jisung'un Jeongin'e attığı bakış üzerine Jeongin ne dermiş gibisinden bir bakış attı, ezberlemiştik artık hergün aynı şey. Jisung ayakkabılarını giyip kapıyı kapatmıştı. ''Hiç değişmeyecek.'' Dedim.''Hemde hiç.'' ''Ben çalışmaya gidiyorum.'' Dedi Jeongin ayağa kalkıp çalışma odasına girmişti, bizde salonda Seungmin ile bir birlerimize bakıyorduk ve yine aynısı olmuştu yine ikimiz kalmıştık.







CriminalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin