Özel bölüm

31.2K 2.1K 1.2K
                                    

*İyi bayramlar 🖤

"Azak şunları kıyma çektirin kasaptan da gelin hele."

Hüseyin amcadan et dolu leğeni alırken "Tamam amca." dedim.

Kurban bayramını Kars'ta geçireceğime asla inanmazdım. Planlarımda Izmir'e gidip rakı balık yapmak vardı. Allahsız olduğumdan bayramda içmeyi sorun etmiyordum. En son İzmir'e gittiğimizde Mirza ile bunun yüzünden tartışmıştık. Bana 'günah' falan diyerek, içmemi istemediğini söylemişti. İlişkimizin dinindeki günah boyutuna girip aramızda anlamsız bir din savunması geçtiğinden tartışmıştık. Neyse ki her tartışmamız sarılarak bitiyordu. Mirza, amcamla aşırı iyi anlaşmıştı. Yengem de bana her sabah 'bir çocuk nasıl bu kadar saygılı olabilir' diye diye onu övmüştü. Giderken beni bırakmamak için konuşup duran amcamlar bu sefer Mirza'yı 'biraz daha kal' orkestrasına sokmuştu. Sonuç olarak 10 günlük İzmir maceramız sorunsuz tamamlanmıştı.

Mirza, İzmir'i beğenmişti. Bornova'da elini tuttuğum zaman, insanların bazıları hariç hiç tepki vermemesi onu şok etmişti. 'Ne yapıyorsun' falan derken, sonunda o da rahatlamıştı. Bu özgürlügü sevdiğini gözlerinden anlamıştım.

Bu yüzden kurbanda tekrar İzmir'e gitmeyi teklif etmiştim. Bana bayramda bir yere gidemeyeceğini söyledi. Sonra da beni burda kalmaya ikna etti. Ikna olmam pek zor olmamıştı. Çünkü onunla olabildiğince zaman geçirmek istiyordum. Yer ya da çevrenin önemi yoktu.

Tabi beklediğim şey kurban kesmek değildi. Normalde kendilerinin kesmediklerini söylemişti ama Hüseyin amca ben de gelince, kasap rolune girmişti.

Hüseyin amca hakkındaki ön yargılarımın hepsi onunla zaman geçirdikçe gitti. Başta onun Mirza'yı kısıtlayan, dışarı iyi içeri kötü biri olarak görüyordum. Onun sadece yaşama uyum sağladığını ise takıldıkça anlamıştım. İçinde iyi bir adam vardı. Aşiret ağalığının verdiği sert duruş yüzünden ailesine karşı uzak olduğunu da anlamıştım. Mirza'yı da kendisinin yetiştirildiği gibi yetiştiriyordu. Onunla konuştukça, bana güvendikçe Mirza'yı iyice serbest bırakmıştı. Haftanın yarısı ben de kalmasına bir şey demiyordu. Bu güveni oğluyla sevgili olduğumu bilse, silahla kafamda patlardı. Bilmediği için bana da babalık yapar hale gelmişti.

Leğeni arabaya yükleyip, konağın arkasındakı aldıça doğru ilerledim. Mirza'nın gizli gizli sigara içmesi hala değişmemişti. Başta onun gizlice içtiğini farketmemiştim ama babasının bana sigarayla ilgili nasihatlarından sonra anlamıştım. Yanına gittiğimde, elindeki sigarayı atıp söndürdü. Ardından gülümsedi.

"Babam seni saldı?"

"Yok kasaba git dedi. Seni almaya geldim."

Etrafa bakıp, kimsenin olmadığını görünce eğilip hızlıca öptüm. Çekildiğimde elini belime atmış, okşamıştı. Aramızda gün içinde defalarca ufak temaslar geçiyordu. Biri farkeder diye, diken üstünde olsak birbirimize dokunmadan duramıyorduk.

"Aşiretlerden bayram selamına gelecekler var. Evden ayrılamam."

Hoşnutsuzca söylediği şeyle, benim de yüzüm asıldı. Bayram namazına gittiklerinde zaten ayrı kalmıştık. Hüseyin amca eve geldiğimde niye daha erken gelip bayram namazına katılmadığımı sormuştu. 'Deistim ben' deyip polemiğe girmemek için 'bizim çocuklarla merkez camide kıldık.' Demiştim. Gözündeki imajım zedelensin istemiyordum.

Sonrasında kurbanları kesmiştik. Mirza'yı koyunun derisini şişirirken görmek çok garipti. Yaver etleri ustalıkla keserken, İshak'ta tek başına danayı halletmişti. Ben de kıyma çektirmeye gidiyordum işte.

"Hemen geliriz."

"Babam laf eder."

"Etmez."

Bir Doğu Meselesi (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin