*İyi okumalar
"Cenaze namazına davetlisiniz!"
Egemen sınıfta bağırırken ona sinirle baktım. Dalgacı puşta eğlence çıkarmış olmak hoşuma gitmiyordu.
Şermin "Neyin cenazesi?" diye sorduğunda Egemen bana bakıp "Haşmetlimizin!" demişti.
Ona masadaki kalemlerden birini fırlattım.
"Kes lan dalgayı"
Sırıtıp öpücük atmıştı. Nilay "Ne haşmetlisi?" derken göz göze geldik. Sonra gözleri elime inmişti; Önüme bastırdığım elime. Utançla gözlerimi kaçırdım.
Kızlara da rezil olmuştum.
Egemen, Nilay'ın yanına gidip ona anlattığıma bin pişman olduğum olayı anlatırken "Sussana oğlum!" dedim.
Sınıfta olmasak ağzını başka şekilde kapatırdım. Ozan kolunu omzuma atıp "Sakinleş kanka. Hala kullanabilirsin, inanıyorum sana." deyince kafasına vurdum.
Veterinerlik bölümünde doktor olması gerekiyordu, hayvan değil.
Biz de tam tersi yaşanıyordu.
"Turunç yok ya hep bundan öfkesi"
Egemen kızın arkasına saklanırken söylenmeye başlamıştı. Adamlığın 10'da biri yoktu bunda.
Ayağa kalkıp "Çık lan kızın arkasından" dedim.
Küçük bir sızlama olsa da belli etmedim. Mirza'da ki de ne bacaktı amk. Herif tüm gücüyle geçirmişti. 10 dakikadır geçmiyordu acısı. Ordan buraya nasıl yürüdüğümü söylemek bile istemiyordum. Bizi görenlerden bir kaçı 'kavga olacak" diye yaymıştı okula. İslamiyet 12 yılda, dedikodu 2 dakikada yayılıyordu.
Bunun faydasını da yanıma gelen Ozan'la görmüştüm. Sağlam olduğumu görünce şokla getirmişti beni buraya.
Yarı sağlamdım diyelim.
Egemen sınıftan dışarı kaçarken geri yerime oturdum. Herifle uğraşasım yoktu zaten.
Ozan "Kanka" dediğinde ona baktım.
Bir şeyler söyleyecekti belli ki.
"Ne?" dedim.
"Siz niye kavga ettiniz?"
Kaşlarımı çattım. Ona nedeni söyleyemezdim.
"Turunç yüzünden" dedim.
Zaten onun başıma açtığı belalar 1 yılda olay olmuştu. Şu okulda nefes aldığım tek gün sınav haftasıydı. Çok acınasıydı değil mi? Sınav haftasında turunç bile ders çalıştığı için olaya bulaşmıyordu. Ben de işime bakabiliyordum.
Ozan "Çocuk yüzünden öleceksin bir gün" dediğinde alayla güldüm.
Bana da öyle geliyordu.
"Sen bu haldeyken herifin kafa tatili yapması da ayrı mesele" diye söylenmeye devam etti.
"Bırak yapsın" dedim.
Bunlar nefes aldığım zamanlardı. Ben konuşmaya gittiğimde benim yerime derse girmişti. Ders bitiminde acil bir işi olduğunu söyleyip eve koştuğunu söylediler.
Ben çocuklarımla vedalaşırken erkek kesmeye gitmişti yani herif.
Bu konuyu düşünmek beni sinir etse de alışmış hissediyordum. Ne zaman akıllanacaktı hiç bir fikrim yoktu. Çocukluğumuzdan beri gevşekliğinden hiç ödün vermemişti.
Bu umursamazlığı yüzünden önce beni öldürtecek ardından kendi gelecekti.
Erkeklerle şuursuzca takılmasına girmek bile istemiyordum. Hem hastalık kapacak diye endişeleniyordum hem de duygularım yüzünden kendimi yiyordum.
Ondan vazgeçtiğini gün mürvetime erecektim amk.
Ne zaman vazgeçeceğim desem, ondan uzaklaşsam sırnaşıp beni yine etkiliyordu. Fark etmeden bana yaptıklarını bilse yine yapar mıydı diye düşünüyordum ve cevabım evetti.
Yapardı yavşak.
Egemen koşarak sınıfa girince göz göze geldik.
"Kanka sakın kovalama beni" diye uyarı yaptı.
Az önce de kovalamamıştım zaten.
"Size güzel bir haberim var!" diye sınıfa seslendiğinde herkes ona bakmıştı.
"Ders iptal!"
Sınıftakiler daha cümlesini bitirmeden çıkarken biz de ayaklanmıştık. Ozan koluma girdiğinde "Geçti amk" dedim.
O kadar da değildi.
Çıkışa yöneldiğimizde Egemen önümüze geçti. Sınıfta son biz kalmıştık.
"Çekilsene"
"Nereye?"
Göz devirip "Ebene gidiyorum kardeşim. Yaptığı hatayı yüzüne vurmam lazım" dedim.
Sırıtmıştı. Ne dersem iltifat olarak alıyordu. Geleceği için endişeliydim.
"Ders var" dediğinde kaşlarımı çattım.
"Oğlum gönderdin sınıftakileri" deyince kaşlarını oynatmıştı.
"Hoca gelsin az kişiyi görünce iptal eder zaten. Biz kalalım da gözüne girelim"
Bu herifin beyni yoktu. Bir gün sınıf tarafından linç yiyecekti. Bunu 3. kez yapıyordu. Sınıf da 3. kez yemişti. Ben de yemiştim.
"Sen malsın." deyip çantamı ön sıraya attım.
Sadece gülümsemekle yetindi. Ozan'da ona iğrenerek bakıp yanıma oturmuştu.
"Bunu niye aldık grubumuza?"
"Senle ilk ben tanıştım"
Egemen, Ozan'a üzgünce bakarkens "Duygu sömürüsünü kes lan" dedim.
Bir kaç dakika sonra sınıfa giren hoca yerine geçereken sınıfı süzdü.
"Çok az kişiyiz."
"Evet hocam."
Egemen sırıttığında hoca bir şey demeden slaytı açmıştı. Hay amk bu kadar kişiyle ders işlemeyi düşünüyor olamazdı.
"Blok yapacağım" dediğinde suratımı astım.
Hem ders işlemeyi hem de bizi öldürmeyi düşünüyordu demek.
Egemen "Ama hocam kimse gelmedi." dediğinde hoca "Bu onların problemi" deyip imza yerini açtı.
Tekrar bilgisaraya dönen hocayla Egemen'in kafasına vurdum.
"Beğendin mi yaptığını?" dedim.
Yarın tüm sınıf bize cephe alacaktı. Sınav döneminde yapılmayacak şeydi bu. Şermin'le ne güzel aramı iyi tutuyordum.
Egemen "Ne bileyim kadının böyle yapacağını" dediğinde ona tersçe baktım.
Bende bilmiyordum. Kadında ders işleme aşkı vardı herhalde. Yerimden kalkıp kart basmaya gittim. Egemen'in uzattığı karta orta parmak çekip Ozan'ın kini aldım.
Sürünsün pezevenk. Ona yağmurlu günde su yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Doğu Meselesi (bxb)
HumorTAMAMLANDI "kardeşim adamlar aşiret diyorum." "bizde Sivas'lıyız ne olmuş." "silahları var." "kangalımız var."