Bir Doğu Meselesi (bxb)

50

*İyi okumalar

Sınavlar bitmişti ve bahçe de rahatlama sigaralarını yakmıştık.

"Abi aşk dediğin ilk görüşte olur. Kalbin çıkacak yerinden."

"Çıkan başka bir şeyin olmasın."

"O da çıkabilir kardeşim. Sağlıklı gençleriz sonuçta."

Dumanlarken aynı zamanda Turunç ve Egemen'in konuşmalarını suratım asık şekilde dinliyordum.

"Hormon o. Yok diyoruz aşk diye bir şey oğlum, güven bana. Yılların tecrübesi konuşuyor."

"Orospusu olmasın."

Susmadan konuşmaya devam ediyorlardı. Normalde insanlar sınavlar bitince, sınav hakkında yorum yapardı. Bizimkiler insan değildi.

"Azak hep senin yüzünden orospu oldum."

Laf bana gelince derin bir nefes aldım.

"Aşkınızı sikeyim kapayın çenenizi."

İlk görüşte mi son görüşte mi başlıyordu umrumda değildi. Bildiğim şey ilk sex sonrası bitebildiğiydi. 1 hafta, tam 1 haftadır Mirza'dan haber beklemiştim. Saat 1 gibi uyandığımda yanım boştu. Ona 'niye erkenden eve gittin?' temalı mesaj atmıştım. Cevap gelmemişti. Bir kaç bok daha yazmıştım ve onlarda cevapsız kalmıştı. Pişman değilim demesinin tamamen itlik olduğunu anlamıştım. Sevişmenin nasıl bir bok olduğunu öğrenip, aramızdaki bu boku sonlandırmıştı. Ya abi sevgili bile değildik ki ayrıldık diyebileyim.

Sınavlarım iğrenç geçmişti. Fakültesine gidip hesap sorsam mı diye bile düşünmüştüm. Ama beni tutan bir şeyler vardı. Ne olduğunu bilmiyordum. Sadece gitmek için her ayaklandığımda; boş uyandığım yatakla, fahişe gibi arkada bırakıldığım hissim de ayaklanıyordu.

Sikilmiş gibi hissediyordum.

"Hala geçmedi mi oğlum stresin? Yengeyi de göreceksin işte."

Dumandan bir fırt daha alırken Egemen'in gülen suratına baktım. Hafta boyunca sınav stresi yüzünden sik gibiyim sanıyorlardı. Sik gibi bırakıldığım için olduğunu bilmiyorlardı.

"Bana niye ters ters bakıyorsun?"

"Her neyse."

Sigarayı söndürüp çöpe attım. Bana anlamayan gözlerle bakarlarken ellerimi cebime sokup "Gidiyorum ben." dedim.

Turunç "Nereye oğlum yemeğe gidecektik" dediğinde omuz silktim.

"Siz gidin."

"Ozan'da kız yüzünden ekti. Sen de şimdi yenge için mi ekiyorsun bizi?"

Dişlerimi sıktım.

"Yenge demeyi kes Egemen."

Kaşları çatılsa da susmuştu. Onları arkada bırakıp bahçenin dışına ilerlemeye başladım. Yan fakülteye kayan gözümü oymak istiyordum. Gördüğüm beden yüzünden, bedenim kasıldı.

Gitmememin bir nedeni de buydu. Mirza, eskisi gibi çocuklarla oturuyor ve normal gözüküyordu. Arkası bana dönük olsa da, daha önce yüz ifadesini de görmüştüm. Göz göze gelmiştik ve sadece 3 saniye sonra, kalkıp gitmişti.

Amına koyayım!

Yine onun yanına gidip, hesap sormak isteyen tarafım kabarmıştı. Yakasına yapışıp ağzını burnunu kırsam anca rahatlardım. Ulan Polyanna'yı oynayan tarafım sınavlar yüzünden bana yazmadığını, yanıma gelmediğini bile düşünmüştü.

Sınavlar bitmişti.

Gözlerimi sırtından çektiğimde ayaktaki herifle göz göze geldim. Yanlarında ki çocuklardan biri bana 'hayırdır' anlamında işaret yapınca diğerleri de dönmüştü.

Dik dik onlara baktığım için heyelenmişlerdi hemen beyinsizler.

Sırtı dönük beden de bana dönünce cebimdeki yumruklarımı sıktım. Yutkunuşunu gördüğümde dudağım alayla kıvrıldı.

Korkuyla mı bakmıştı o?

Arkamı dönüp, bana dikçe bakmalarını umursamadan yürümeye başladım. Cebimden çıkardığım telefonla mesaj yerine girdim.

'Korkma kimseye seviştiğimizi söylemem. Eğlenmene bak."

Otobüs durağına kadar yürümeye devam ederken ellerim titriyordu. Sinirliydim, kırgındım ve berbattım.

Tek gecelik ilişkilere acıktım. Sabah ilk kez tek uyandığım da olmuyordu. Ama Mirza ile... lanet olsun.

Sorun tek uyanmak bile değildi amk. Ertesi gün bile yazsa sorun olmazdı. Bok gibi seviştiğimi söyleyip siktirip gitse bile koymazdı. Belirsizlik beni öldürüyordu. Kafamda kurmak iyice sinirlenmeme yol açıyordu. Titreşimle, bakışlarımı telefona çevirdim.

'Sensiz kebap gömmeye gidiyoruz. Ozan'la kız da bize katılacak.'

Mesaj Turunç'tandı. Zaten bunca zamandır mesajlarıma cevap vermemiş itin şimdi de vermesini beklemiyordum.

Allah kahretsin ya.

Keşke onu sikeceğime elimi sikseydim.