34

40.9K 3K 1K
                                    

*İyi okumalar :)

Fakültenin önünde beklerken, Egemen "Belamızı mı arıyoruz?" demişti.

Hafif alayla "Hayır sadece Mirza'yı, çocuğa yürüyorum." dedim.

Gerçi o da belamdı artık. Dünkü konuşma en son benim yazdığım o saçma şeyle bitmişti. Duygusuz herif, insan az etkilenip cevap verir diye düşünmüştüm. Sonuç olarak elde sıfır buraya gelmiştim.

Egemen'de fakültenin orda beni görüp yanıma gelmişti. Kavgaya geldiğimi düşünmüş olmalıydı.

"Sen ciddisin!"

Ben de niye bir şey dememişti diyordum. Az önceden beri bunu düşünüyordu demek.

Ciddileşerek ona baktım "Evet."

"Kanka senin kafana dün çok vurdular biliyorsun değil mi?"

Kafamı salladım. Acısını hala hissediyordum.

"Mantıklı karar alabilecek durumda olmadığının da farkındasın o zaman. Hadi gel benimle."

Kolumdan çekince göz devirip, elini ittim.

Mantığı bıraktığım konusunda haklıydı.

"Sonra anlatacağım oyalama beni."

"Öbür taraftan anlatırsın kardeşim! Yürüyecek insan mı kalmadı abi saçmalama!"

Fakülteden çıkan çocuklarla ona cevap vermeden dikleştim. Bunlar onun grubundandı. Bir kaç yüz dünkü kavgadan tanıdıktı. Gerçi nasıl tanıdığımı şaşırdım.

"Bunlara ne olmuş böyle?"

Heriflerin biri bile sağlam değildi.

"Bunu biz yapmadık dimi?" dedim.

Kavgada çoğunu pataklamıştım ama en çok hasar yiyen ben olsam bile bu halde değildim.

"Ben yapmış olabilir miyim diyorum da, yok. Bu kadar iyi iş çıkaramadık."

Herifler bahçede bir banka otururken kaşlarını çatıp suratlarına baktım. Hiç biri konuşmuyordu ya da başka bir şey yapmıyordu. Bakış acıma giren diğer bedeni de tanırken kaşlarımı çattım.

Egemen gergince "İshak piçi sapasağlam duruyor." demişti.

Onu ben de fark etmiştim. Çocukların omzunu sıkıp bir şeyler söylerken Yaver'in de aynısını yaptığını gördüm.

"Bunlar birbirini yemiş herhalde." dedim.

Egemen'de şaşkınca "Olaya bak amk" demişti.

Onları izlemeye devam edecekken neredeyse gelme nedenimi unutacaktım. Hepsi birden ayağa kalktığında baktıklara yere döndüm.

Mirza, ağır ağır yürüyerek grubun önünde durmuştu.

"Ne diyor acaba?"

Yakınlaşsak mı diye düşünüyordum. Şu an onları görecek ama duyamayacak uzaklıktaydık. Mirza'yı yakalamak için arbasının oraya gelmiştim. Park alanındaydık yani.

Ne dediğini duymasam da her ne diyorsa karşısındaki bedenlerin titrediğini görüyordum. Hepsinin başları ele düşmüştü. Şu an neye şahit oluyorduk biz amk?

"Egemen ben gidiyorum." dedim.

Hızlıca kolumdan tutmuştu "Lan Yeter. Kafayı yedin iyice. Görmüyor musun olayı? Belli ki mesele neyse, Mirza azarlıyor herkesi. Gidersen seni de siker."

Kaşlarımı çatıp olduğum yerde kaldım. Bu çocuğun birden gözüme bu kadar sexy gelmesi normal miydi? Gerçi birden değil, dünde böyle düşünmüştüm. Hatta ondan önce onu incelerken de.

Boynunu kütletip, gözlerini kıstığında dudaklarımı yaladım.

Fazla ateşliydi.

Biz ise dedikoducu teyzeler gibi uzaktan olayı izliyorduk.

"Acaba şimdi ne olacak?"

Egemen'de halinden oldukça memnundu. Bende ne olacağını merak ediyordum. Çok yanlış bir zamanda gelmiştik belli ki.

Mirza en önden bir çocuğu çekip, omzunu koluna attığında izlemeye devam ettim.

Ne konuştuklarını duysak daha anlamlı olacaktı. Çünkü her ne konuşuyorlarsa bu diğerlerini titretiyordu.

Demek ki böyle bir etkisi de vardı. Onun bu halini hiç görmemiştim. Beni titretmemişti.

Çocuğun karnına yumruk atınca kaşlarımı kaldırdım. Okulun bahçesinde olmaları siklerinde değil gibiydi.

Çocuğu yine doğrultup bir şeyler söyledi. Acıyla bakan çocuk kafasını sallamıştı.

"Of abi çok heyecanlı."

"Egemen sen de git katıl daha heyecanlı olur." diye alay ettim.

Omuz silkmişti.

Her biri zaten yaralı olan çocuklar tek tek giderlerken sadece üçü kalmıştı. Mirza'nın az önceki sert ifadesinin çatladığını gördüm. Bakışlarına farklı duygular yüklenmişti. Bu uzaklığa rağmen bunu seçebiliyordum.

İshak onun omzunu sıkarken kafasını salladı. Bir şeyler konuştular. Kafasını çevirdiği an göz göze geldik.

O an yaptığım şey yüzünden kanın tepeme çıktığını hissettim. Çünkü gerçekten gizlice onları izliyorduk. Kaşları çatıldı. Yüzünde öfkeli bir ifade yayıldı. Hızlı bir şekilde bizim olduğumuz tarafa yürümeye başladığında Egemen "Mutlu musun?" diye sordu.

Boğazımı temizleyip yanımıza gelmesini bekledim. Ekürileri de ardından gelmişti.

"Ne işin var burada?"

"Konuşalım demiştim."

Yakama yapıştığında göz devirdim. Sinirli gözleri beni delmek istiyor gibiydi.

"Niye sardın oğlum bana! Eskisi gibi görmesene beni! Laftan anlamıyor musun!"

Yakamı sarsmaya devam ederken İstemsizce diğerlerine baktım. İshak bana öfkeyle bakıyordu. Yaver'in de ondam farkı yoktu.

"Burda mı konuşalım?"

Sertçe beni iterken üstümü düzeltmemek için kendimi sıktım. Sinirle saçlarını karıştırdı.

"Son kez mi demiştin?"

Hatırlamıyordum. Yine de kafamı salladım. Arkasına döndü. Arkadaşlarına Kürtçe bir şeyler söyledi. Ne dediğini bilmeyi o an çok istedim. Karşılıklı sohbet ediyorlardı ve hiç bir şey anlamıyordum.

Öfkeli gözleri bana dönünce "Akşamı bekle." dedi.

İshak "Ağam!" dediğinde ona tersçe baktım.

Demek ki arkadan bana köstek oluyordu piç.

"Tamam."

İshak'a yine tersçe bakıp "Gidelim Egemen" dedim.

Egemen'in mal mal, gözlerinin bizim aramızda mekik dokumasından dolayı kolundan çekmek zorunda kalmıştım.

İlerlediğimizde "Az önce siz randevulaştınız mı?" demişti.

İstemsizce güldüm.

"Sanırım." dedim.

Çünkü ben de tam olarak emin olamamıştım.

Bir Doğu Meselesi (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin