57

37.6K 2.7K 3.1K
                                    

*İyi okumalar

"Uzatmayacağım." deyip gözlerine baktım. "Neden gittin?"

Direkt bir tartışmaya girmek istemiyordum. Bu yüzden 'neden beni sik gibi bıraktın piç,' demek istesem bile sadece bunu soruştum. Gözlerini kaçırdı.

"Öyle gerekti."

"Bu cevap değil Mirza ve cevabın bu bile olsa kabul etmiyorum. Artık şu iletişimsizliği çözmeliyiz."

Ona doğru bir adım attığımda aramızda hiç mesafe kalmadı. Geri çekilmek için bir hamle yaptığında sırtı kapıya değdi. Ardından iç çekip "Tamam, uzaklaş." dedi.

Elimi kafasının yanına koyup "İyi böyle." dedim.

Bakışları anlık olarak dudaklarıma kaydı. Ardından hızla gözlerime çevirdi.

"Düzgünce konuşmak istiyorsan bana biraz alan ver."

Alan verdiğimde, o alandan kaçıyordu. Bunu bizzat deneyimlemiştim.

"Cevabını söyle çekileyim." dedim.

Pes etmiş gibi bakışları yumuşadı. Ardından elini kolumun üstüne koydu.

"Çünkü sonradan senin gitmendense, böylesi daha kolay geldi." dedi.

Bakışları derinleşirken anlık afalamamdan yararlanıp kolumu itti ve yana çekildi. Bir kaç saniye kapıyı izledim.

"Ne gitmesi?"

Cebinden sigara çıkarıp yakmaya çalıştığında titreyen ellerine baktım. Çakmağı düşürecek kadar titremişti. Eğilip çakmağını aldı. Ardından sigarasını yakıp, gözlerini bana çevirdi.

"Burdan gitmekten bahsediyordun ya. Burayı terketmekten."

Sesi yine sertleşirken sigarasından derince içine çekti. Tekrar önüne geçtim. Bu sefer dibine girmek yerine biraz geride durdum. Elindeki sigarayı aldığımda kaşları çatılsa da bana izin verdi. Bir duman çekip havaya üfledim.

"Seni terketmekten bahsetmedim."

Zaten gidemeyecektim. Bok gibi geçen sınavlarım sağolsun, yatay geçişim hayalde kalmıştı. Onun bunu düşünüp, beni öylece bırakması ise çok saçma gelmişti. Direkt ayrılığa niye bağlıyorsa, ahmak.

Elimdeki sigarayı ona uzattığımda hızla aldı. Saniyelik değen parmaklarımıza baktım. Bedenimden bir elektrik geçmiş gibiydi.

"Beni terketmek mi? Birlikte miydik?"

Bunu zorla söylemişti. İstemsizce güldüm. Bundan rahatsız gibiydi ve bende son zamanlarda rahatsız olduğumu farketmiştim. Çünkü ne olduğumuz belirsizdi.

"Sen cevap ver." deyip topu ona attım.

Hafifçe dudağı kıvrıldı. Uzun kirpiklerinin arasından gözlerime bakarken, dumanı dudaklarıma üfledi.

"Ben cevabımı vereli çok oldu Azak. Seni sevdiğimi, söyledim ama sen-" gözlerini kapatıp açtığında gördüğüm üzgün ifade canımı yaktı.

"Sadece takılıyorduk değil mi?"

Dudaklarımı dişledim. Düşündüğüm buydu. Yani ona karşı olan hislerimi farketmeden önce. Karşımda bana hafif öfke, kırgınlık ve üzüntüyle bakan çocuğun her bir zerresine aşık olmuştum. Bunun ne zaman ve nasıl olduğunu bilmiyordum. Belki de 'dağ gibi adam, hiç tipim değil.' dedikten sonra dudaklarının ne kadar cezbedici olduğunu düşündüğüm an başlamıştı.

"Üzgünüm." dediğimde hızla başını salladı.

"Aynen, bende. Bu konuşmayı yapmak zorunda kalmak istemediğim için gittim. Artık keyfine bakabilirsin."

Bir Doğu Meselesi (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin