*Iyi okumalar
Yanımda bir tanrıyla geziyordum. Uçağa bindiğimizde Mirza'yı kesen kızların gözleriyle çakışıp durmuştum. Mirza etrafında olan bitenden birhaber miydi, yoksa gram umrunda mı değildi inene kadar bunu düşünmüştüm. İnmeye yakın, başını omzuma yaslayıp uyuduğunda da o bakışlarla başbaşa kalmıştım. Kızlardan birinin yan koltukta "şşt" deyip Mirza'yı sorduğunda yaptığım küçük hareketle şok olmuştu. Gay olduğumuzu belli eden hareketimden sonra 2 göz bizden uzaklaşmıştı. Sonra beynim yerine gelip 'Ya bunlarla Kars'ın herhangi bir yerinde karşılaşırsanız' diye düşüncelerimi sikmişti. Neyse ki bu düşünceden sonra kızlara kulak verip, 1 gün sonra doğu ekspresiyle döneceklerini öğrenmiştim. Efe'nin ahı bir yerimden çıkacaksa bile burdan çıkmayacaktı. Gerçi hiç cıkmaması daha iyi olurdu. Aklıma geldikçe yapabilecek bir şeyim olmadığını düşünüyordum. Bu konuyu şimdi düşünüp daha fazla canımı sıkmayacaktım.
Havalimanından çıkıp, Yaver'i beklemeye başladık. Mirza uykulu gözlerle etrafa bakarken, bu halini tatlı bulmakla meşguldum. Deve kadar adam gözümde sincaba dönüyordu.
"Egemen'i mi çağırsaydık?" diye mırıldandım.
Gözleri bu sefer bana dönmüştü. Ne ara bu kadar uykusuz kaldı diye düşünürken günlerdir onu rahat bırakmayan insanlar aklıma geldi. Onların yanında bu yorgunluğunu göstermemişti. Benim yanımda kendini kasmasına gerek yoktu. O da bunun farkındalığıyla ilk fırsatta özüne dönmüştü.
"Yaver Antalya'ya kadar gelip bizi almak istiyordu. Gelme dersem olmazdı."
Gülerek "Şöför olma hayali var mıydı?" dediğimde, şakasına sorduğumu anlamamış gibi ciddice cevap verdi.
"Hayır."
Korna sesiyle, yol kenarına baktım. Mirza yürümeye başlayınca peşine takıldım.
"Önce bana geçecektik değil mi?"
"Evet ama ben sabaha kadar uyurum haberin olsun."
Tercümesi 'Yorgunum uyuyacağım, sevişmekten vazgeçtim.' olan cümleyle somurttum. Keşke kabin fantezisi yapıp, uçakta sevişseydik.
Arabaya bindiğimizde, Mirza öne oturdu. Arkaya bindiğimde tokalaştıklarını gördüm.
"Hoşgeldiniz. Selamın aleyküm."
Yaver bana baktığında "Hoşbulduk." dedim.
Mirza önden çantasını bana uzattı. Yanımdaki boşluğa koyup kendimi koltukta ortaladım. Iki kolumu da önümdeki koltuklara dayayıp, biraz eğildim.
"Düğünden sonra yorgunluğunu atabildin mi?"
"Ağam inan düğünden çok sonrası yordu beni. Evde hala tek kalamadık Berivan'la."
Yaver'in yeni evlendiğini unutmuştum.
"Balayına çıkmadınız mı?" Sorum çok saçmaymış gibi ikisi de birbirine baktı.
Yaver arabayı çalıştırıp boğazını temizledi.
"Haftaya köye gideceğiz."
Balayı yapmayacaklardı demek ki. Ya da köye gitmeyi balayı sanıyorlardı.
Mirza "Yaver, eve geçmeyeceğiz şimdi. Bizi Azak'lara atıver." deyip kafasını arkaya yasladı.
Yaver aynadan bana anlık olarak bakıp yola dönmüştüm.
"Ağam, Hüseyin ağa sizi bekliyor. Geleceğinizden haberi var biliyorsun."
Mirza'yla aynı anda ofladığımızda istemsizce güldüm. O da güldüğümü duyunca tebessüm etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Doğu Meselesi (bxb)
HumorTAMAMLANDI "kardeşim adamlar aşiret diyorum." "bizde Sivas'lıyız ne olmuş." "silahları var." "kangalımız var."