41

42.9K 2.8K 2.6K
                                    

*iyi okumalar 🖤

Ozan'a bugün olanları Egemen anlatırken ben de Mirza'yla konuşuyordum. Onunla bir gün böyle bir muhabbet çevirebileceğimizi tahmin etmezdim. Gerçi tüm onu düşürme planları yaparken de bu noktada bitmesini istemiştim. Şimdi farklıydı. Ona öylesine bizimkilere anlatacağımı söylediğimde çok büyük tepki vermişti. Sıkıntı şuydu ki o mesajı atmadan önce çoktan bizimkilerin durumdan haberi vardı. Yine de bunu ona söylememeye karar verdim. Bir şey olmayacağını biliyordum. Egemen ve Ozan arkadaşımdı. Onlarınkiler gibi değildi ama bunu anlayacağını sanmıyordum. Herkesi kendi çevresinde olanlar gibi görüyor olmalıydı. Bu yüzden onların bizi ifşa edebileceğinden korkuyor olmalıydı.

"Mirza'ya bir şey çaktırmıyorsunuz. Sizin haberiniz yok." deyip telefonu bıraktım.

Egemen kaşlarını kaldırmış "Neden?" dediğinde Ozan "Mirza öyle mi istedi?" demişti.

Kendimi koltuğa bırakırken kafamı salladım. Egemen kaşlarını çatmıştı. "Bize güvenmiyor yani."

Ozan "Bize niye güvensin tanımıyor bile." dediğinde omuz silktim.

Onun iç dünyasında bu durumun yeri benim için olanla çok ayrıydı. Eşcinselliğini yeni yeni kabul eden arkadaşlarım olmuştu ama hepsi ilk sevişmelerinden sonra çok hızlı bir adaptasyon sallamıştı. Mirza'ya 'sevişsek daha hızlı kabullenebilirsin.' desem de bunu abazalığıma vereceğine emindim. O yüzden kendini kabul etmesi onun psikolojisiyle alakalıydı. Çevresini tam olarak bilmediğim için o psikolojiden nasıl bir bok çıkacağını da bilmiyordum. Kendimi onun yerine de koyuyordum. Ailesi çok geri kafalı ve homofobiklerle olabilirdi. Benim babamda öyleydi. İlk öğrendiğinde bana silah çekmişti. O kurşunu sıkmamasının tek nedeni ise o gün ilk defa babama yumruk atıp evden kaçmam olmuştu. Sonrasında bir daha o eve dönmemiştim. Babam beni arkadaşlarımın evinde aramıştı, belinde silahla. O zamanlar ölüm korkusunu hiç hissetmemiştim. Sadece aşırı derece üzüntü ve depresyon vardı. Ardından amcam babamla konuşmuştu. Babamı ikna edememişti. Onu da beni de reddetmişti. Sonunda amcam beni düzelteceğini söylediğinde herifin ampulleri yanmış 'duzelt o zaman' demişti. Sonrası ise izmir ve ilk milli oluş hikayeme gidiyordu.

Artık bana silah çeken bir babam yoktu. Eskisi gibi değildi. Aramız bok gibi olsa da sadece görmezden geliyordu beni. Onun ailesinde ise o silahın hiç inmeyeceğini tahmin ediyordum.

Bu düşüncelerim de haklıysam Mirza için hayat çok zor olacaktı. O hayatın ne kadarında olurum bilmiyordum. Çünkü şu an aramızda olan şey bir kaç yükselişten sonra bitebilirdi.

Ondan gerçekten hoşlanıyordum ama gerçekçi olmak gerekirse bu işin sevgililik boyutuna ulaşacağını sanmıyordum. İşin sonunda 'ben yapamıyorum' deyip eski ağa(!) hayatına döneceğine emindim. O zaman şu an hissettiğim şeylerin beni zorlayacağını da biliyordum.

'Siktir et'

İçimdeki sesin dediği tek şeydi. Şimdiye bakıp geleceği düşünmeyecektim. Mirza'yı gerçekten hayatımda istiyordum. Herif aklımdan hiç çıkmıyordu. Turunç'ta bile böyle değildim. Çoğunlukla o yanımdayken ona yükseliyordum. O yokken aşk için bunalım havasında gezmiyordum. Gezseydim zaten sevgili yapmaz ve kendimi ona adardım.

Bunu yapmamıştım. Şimdi ise içimdeki o saçma ses 'kendini Mirza'ya adayabilirsin.' diyordu.

İlişkilerimde sadece iyi anlaşma ve ten uyumunu arayan biriydim. İlişki yaşadığım herkesse çok aşırı açık yaşayan kişilerdi. Her sevgilim sokakta el ele tutuşup gezebiliriz kafasındaydı. Mirza arkadaşlarına söyleme dediğinde bunun benim için garip olduğunu tahmin edemiyor olmalıydı. Sıkıntı yoktu çünkü onu gerçekten anlamaya başlamıştım. Sadece buna ayak uydurabilir miydim onu bilmiyordum. Bence de çevre önemli değildi. Zaten sokakta el ele tutuşup gezmek isteyecek kadar aşk sarhoşu biri değildim. Evde takılıp sokakta birbirine yumruk atmak isteyecek kadar kapalı da değildim.

Bir Doğu Meselesi (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin