Bir Doğu Meselesi (bxb)

62

*İyi okumalar :)

Mirza merkezde işim var diye salladı sanıyordum. Gerçekten işi olduğunu ise seviştikten sonra merkeze gidelim dediğinde anlamıştım. Kapalıçarşının olduğu yere girerken "Ne alacaksın?" dedim.

"Yaver'in istediği bir tesbih vardı onu alacağım. Sipariş etmiştim, anca geldi."

Düşünceli yarim. "Ben de seni istiyorum." diye fısıldadığımda kaşlarını kaldırdı.

"Niye bunu insanların içine girince diyorsun?" derken dudaklarıma baktı.

Arabayı park ederken "Bende kızdım şu an kendime." dedim. Tam şu an onu çekip öpmek istiyordum.

Bana bakıp, kafasını iki yana salladı.

"İnelim hadi."

O indiğinde, ben de indim. Birlikte dükkanın birine girerken, dükkandakiler direkt ayağa kalkmıştı.

"Selamın aleyküm"

"Aleyküm selam, hoşgelmişen ağam."

Mirza Kürtçe bir şeyler dediğinde dışlanmış hissederek beklemeye başladım. Girişi Türkçe yaptıkları gibi devam etseydik keşke. Arada bir Türkçe kelimeler kullanıyorlardı. Adam çırağını arkaya gönderdi. Döndüğünde elindeki kutuyu, adama uzattı. Adam da Mirza'ya uzatırken yine Kürtçe bir şey söyledi.

Mirza kutuyu açtığında yanına gidip, baktım.

"Gümüş mü bu?"

Kafasını salladı. Gümüş, ince boncuklu bir tesbihti. Ucunda kılıç şeklinde motif vardı. Yaver zevkli adamdı.

"Beğendin?"

"İyiymiş."

Kutuyu adama uzattığında adam kutuyu poşetledi. Alıp, dükkandan çıktık.

"Yemek yiyelim?"

"Aç mısın?" diye sordum.

"Hayır ama burda dondurmalı helva yapıyorlar. Çok güzel oluyor."

Onun canının çektiğini anlayınca kolumu omzuna atıp, "Yiyelim yavrum." dedim.

Mirza boğazını temizleyip "Sessiz ol." diye fısıldadı.

Kolumu atmama bir şey dememişti. Zaten bu normal bir hareketti. Gerçi biri çıkıp ağanın omzuna kolunu mu atıyorsun diye dellenebilirdi. Ben de şokla yoluma devam ederdim. Küçük bir mekana gidip, oturduk.

"Ben helvaları alıp geliyorum."

Mirza daha ben bir şey demeden almaya gitti. Elinde iki tane helvayla dönene kadar öylece onu bekledim. Ardından helvaları masaya koyarken "Afiyet olsun." deyip oturdu.

Kaşığı alıp, yemeye başladım. Mirza 4.kaşıkta bitirirken "Yavru- Mirza hani acıkmamıştın?" diye dalga geçtim.

Bana tersçe baktı. Ardından kaşığını helvama daldırıp aldığında dudağımı yaladım.

"Benimkinde de gözün varmış."

"Bir tane daha alırım." derken öylece yemesini izledim.

Gözüme çok tatlı gelmişti piç. 1.90larda olan adama da tatlı diyordum. Mıncırasım geliyordu herifi.

Gözlerime baktığında, onu izlediğimi görüp hafif çekinir gibi oldu. Dikleşirken "Alayım?" diye sordu.

"Yani ben yemedim."

Kalkacakken kolunu tutup "Yerine seni yiyebilirim." diye fısıldadım. Tek kaşını kaldırdı. Yan masadakilere gözü kayar gibi oldu ama sonra yine gözlerime baktı.