-1-

8.3K 468 87
                                    

Bölüm 1: "Gerçekler"

Aldatılmak.

Bu duyguyu hiç tattınız mı?

Ben az önce tattım.

Birikmiş gözyaşlarım nedeniyle bulanıklaşan görüşümle koridorda hızla ilerledim. İnsanların garip bakışları arasında lavabonun kapısını sertçe açıp ilk boş bulduğum kabine girdim.

Sonunda yalnızdım.

Artık rahatça ağlayabilirdim.

Zar zor tuttuğum gözyaşlarım bedenimde büyük depremler yaratarak akmaya başladı. Ne kadar kötü göründüğüm umrumda değildi, sonsuza kadar ağlamak istiyordum.

Şu an içimde bombokluğun en yüksek dozdaki hali vardı.

Delicesine sevdiğiniz oğlan sizi konuşmasını yasakladığınız eski sevgilisiyle yaklaşık 6 ay boyunca aldatsa ve bunu yeni öğrenseniz, ne hissederdiniz?

Tek kelime. Acı.

İnsanlara güvenmemin cezasını hep bir şekilde çekmek zorunda mıydım? Sanırım birisi beni fena halde lanetlemişti.

Kitlediğim kapı sertçe tıklatıldı, "Eva, içerde misin?"

Ağlamaktan kısılmış sesimle ve hıçkırıklarım arasında cevap verdim, "E-evet."

"Kapıyı aç tatlım, yanında olmalıyız." konuşan Ada'ydı.

Onlar benim daim dostlarımdı. Serra, Ada, Hazan, Umay ve Ekin.

Lise 1'de tanışmıştık. O gün bu gündür 6 kişilik bir kız grubumuz vardı. Yapmadığımız eğlence, yaşamadığımız çılgınlık yoktu. Anılarımız sayamayacağımız kadar çoktu. En önemlisi ise hiç bir zaman birbirimizin arkasından konuşmamıştık, her zaman birbirimize sadık kalmıştık. Sırlarımız grubumuzdan dışarı çıkamazdı. Birbirimize güvenimiz sonsuzdu.

Aslında güvenip cezalandırılmadığım tek kişiler, onlardı.

Ayağa kalktım ve kapıyı açıp tekrar klozetin üzerine oturdum. Kilidi açar açmaz kapı açıldı ve içeriye ilk Ada girdi.

Önüme eğildi ve avuç içleriyle ağlamaktan kıpkırmızı olmuş, gözyaşlarıyla duş almış yüzümü kavradı. "Evet demesi kolay ama değmez. O yavşağa bu göz yaşlarının zerresi değmez Eva."

Gözlerimi sıkıca kapattım ve derin bir nefes aldım, "Biliyorum, fakat elimde değil.."

Ada bana sıkıca sarıldı, "İçine atma, ağla."

Ada'nın bana sarılmasıyla gözyaşlarım tekrar şiddetlendi ve sarsılarak ağlamaya başladım.

Daha önce hiç bir erkek için böyle ağlamamıştım ben. Bu.. Bu bana fazla ve oldukça tersti.

Ada bana sarıldığında içeriye giren grubun devamıda bana doğru eğilmişti. Kimisi sırtımı sıvazlıyor kimisi teselli veriyordu. Şu an yanımda olmasalar ne yapardım bilmiyordum.

İçimin acısı nasıl geçerdi bilmiyordum.

Acaba geçer miydi? Onu bile bilmiyordum.

Nasıl yapardı bunu bana, hemde o yellozla?
Ben şu an neden ağlıyordum peki? Öfkemden mi yoksa üzüntümden mi?

Ada'dan burnumu çekerek ayrıldım, "Kızlar ne yapacağım ben?"

Serra, "Eva, böyle söylemek istemiyorum ama biz seni uyarmıştık. Enis'i hiç birimiz sevmiyorduk. Keşke ayırsaydık seni ondan.. Keşke."

Serra'ya bu söyledikleri için kızamazdım çünkü haklıydı. Kızlar hiç bir zaman Enis'i sevmemişti.

Ekin çatık kaşlarıyla konuştu, "Nasıl yapabilir ya? Anlat hemen."

Tekrar burnumu çektim, "Anlatacağım."

***

Merhaba! Buralarda yeniyim. İlk 2-3 bölüm biraz durgun olacak , kurgu gereği. Konuyu anlamanız açısından olaylar az olacak. Fakat geriye kalan tüm bölümleri severek okuyacağınıza ve heyecenla yeni bölüm bekleyeceğinize eminim.

Okunma sayısı fazla değil diye okumamazlık etmeyin. Yıkın önyargılarınızı ve bu hikayeye bir şans verin, beğeneceksiniz :')

Sadece Arkadaş Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin