-3-

4.6K 365 41
                                    

Bölüm 3: "Süpriz Misafir"

Zil çaldığı için doğrudan sınıfa gitmiştik, biraz geç kalmıştık. Biraz azar yedikten sonra sırama oturdum.

Yanımda Ada oturuyordu. Genelde konuşurduk , hiç 'sessiz ve ya suspus oturan uslu öğrenci' temasına uygun olmamıştık. Fakat bu sefer ben sessizdim çünkü aklımda malum olayla ilgili düşüncelerden başka bir şey yoktu. Dolayısıyla ben sessiz olunca Ada'da sessizdi.

Okulumuz devlet lisesiydi ve çok sınıf vardı. Kızlarla hepimiz aynı sınıflarda değildik. Ada , Hazan ve ben E şubesindeydik.Serra,Ekin ve Umay'da D şubesindeydi. Bazen iyi ki aynı sınıflara yerleştirilmemişiz diyordum çünkü eminim ders işletmezdik ve işlemezdik. Zaten üniversite sınavında ne yapacağımız da meçhuldu..

Neyse ki yaz tatiline 1 hafta sonra giriyorduk. Şimdi "Yaz tatiline bir hafta kala ders mi işlenir?"diyebilirsiniz. Evet işlenir, eğer sizinde bizimki gibi öğrencilerine acı çektirmek isteyen bir matematik hocanız varsa, işlenir. Resmen dersin bitmesi için saniye sayıyorduk ki sonunda bitti.

Ada karnı aç gibi görünüyordu. Nasıl mı anladım? Ada'nın kendine özel 'Açkenki davranışları' adında bir olayı vardı. Buna kısada AKD derdik. Ada okulda dışarıya çıkmayı sevmediğimi bilirdi fakat genelde zorla beni dışarı çıkartırdı. Fakat şu an moralim bozuk olduğu için bana soramıyor gibi görünüyordu. Hazan uyumuştu ve eğer onu uyandırırsak büyük bir atar yiyebilirdik. Serra , Umay ve Ekin'de büyük ihtimalle uyuyorlardı çünkü dersleri Almanca'ydı. Yani işi bana düşmüştü.

"Neden tek başına gitmiyor?" derseniz, size bizim kitabımızdaki en önemli kuralı söyleyeyim; Aramızda hiç kimse tek başına bir yere gitmez, yanında birimizi daha sürükler. Bu kural bizim altın kurallarımızdandır ve bu kurala en çok uyan kişi ise tabii ki Ada'dır.

En sonunda sessizliği bozdum, "AKD zamanı mı?"

Ada dudağını büzerek cevap verdi, "Sanırım öyle.. Herkes uyuyor ve sende... İşte."

"Hiç bir sorun senin AKD zamanının önüne geçemez Ada'cığım." dedim ve tebessüm ettim.

Beni duyduktan sonra dudağında bir gülümseyiş belirdi, "Ah canım arkadaşım! Nasılda tanıyor beni."

"Ee, yılların tecrübesi. Sonra başımın etini yiyorsun bir ay boyunca." gözlerimi devirdim.

"Bu da beni çok iyi tanıdığının diğer bir kanıtı Eva'cığım." dedi ve ayağa kalktı.

"Sende benim sana sormamı bekliyordun sanırım."

"Hadi çok konuşmada kalk Eva hanım açım ben aç."

İçimden sabırsız Ada, diye geçirirken ayağa kalktım cüzdanımı aldım ve aceleyle sınıftan çıkan Ada'ya koşarak yetiştim.

"Kantin kaçmıyor biraz sakin yürüsen?"

"Kantin kaçmıyor ama midem her an büzülüp kalabilir." dedi ağlamaklı bir ses tonuyla.

Küçük bir kahkaha attım ve hızlı adımlarla kantine gitmeye devam ettik.

Ada aramızda her zaman aç olan kişiydi yani bizim oburumuzdu. Ancak ne kadar yerse yesin kilo da almıyordu, bu yüzdende istediği kadar yiyordu. Açken çekilmez olduğu için birimiz illaki onun yanında gidiyorduk ve hızlı lokmalarla karnını doyurup mutluluğa ermesini izliyorduk.

Ada güzel bir kızdı , gerçekten tam bir kumral güzeliydi. Öyle aptal felanda değildi. Oldukça zeki ve açık göz birisiydi. Saçları düz ve sarıya yakın bir kahverengiydi , fiziği tam yerindeydi , gözlerinin saçlarından 2 ton daha koyu bir kahverengi olması ona ayrı bir güzellik katıyordu. Boyu ise bir lise 3 öğrencisine göre oldukça normaldi. Grubumuzda güzellik olarak dikkat çeken kişilerden birisiydi. Üst ve alt sınıflardan o kadar çok teklif almıştı ki artık bahsederken hangisiydi bu oğlan ya diye düşünüyorduk.

Sadece Arkadaş Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin