Uyandığımda koltuktaydım. Üzerim örtülmüş ayaklarıma çorap giydirilmişti. Yüzüme gelen histerik bir gülümseyle fısıldadım "loki" bir süre sonra düşüncelerimden ayrılıp lokiye seslendim ama cevap alamadım. Yukarı onu aramaya çıkacakken masada bırakılan kurabiyelerin çoğunun yenmiş olduğunu gördüm. Biliyordum sevmişti tadını. Sonra ise içime garip bir korku düşüren o küçük kağıdı gördüm:
"Yakında döneceğim"
Kaşlarım çatılmış düşünüyordum neredeydi niye gitmişti ve yakalanmadan nasıl dönücekti.
Sonuç olarak dünyada terör estiren bu tanrıyı sevmiyordu kimse.Beni ilgilendirmez diyerek kahvaltımı yaptım. Yalnızdım yine, eskiden olduğu gibi ama bu sefer farklıydı. Yanıma gelen loki sanki ufak bir renk katmıştı hayatıma. Sadece konuştuğumuz ve geçirdiğimiz o az zamanda, hayatımda ilk kez yalnız hissetmemiştim, ama şimdi onun için hiç bir anlam ifade etmeyen ben iki gün yanımda kalan kişinin hasretini çekiyordum. Mânâsızca.
Bir insan hiç sahip olmadığı birini kaybedebilir miydi? Ediyordu. O da yalnız bırakmıştı beni ve uzun zaman sonra ilk kez bu kadar boşluğa düşmüş sessizce dışarıyı izliyordum.
~İlahi Bakış Açısı~
O sırada genç tanrı şekilden şekile girerek hydrayı araştırıp avengers üyelerini gözetliyordu.4-5 gününü böyle geçirmiş fakat pek fazla bilgi edinememişti. Biraz daha araştırma yapmaya karar vermişti ta ki kardeşi Thor onu farkedene kadar.
Kalabalığın içinde hızlıca koşan kardeşinden kaçmaya çalışan loki insanların arasında bir şey yapamayacağını bildiğinden bir iki sorun çıkmasını sağlayıp sıvışmıştı. Genç kızın yanına dönüyordu.
~Loki'nin Bakış Açısı ~
Ağaçların arasından sessizce o güzel kulübeye ilerlerken bahçede bir sürü robotla savaşan Elizabeth'i gördüm.Ne olduğunu anlamaya çalışıyor ama anlam veremiyordum bu soğukta yarım askılı spor kıyafetiyle silahsız savaşan leydinin etrafı kılıçlı garip uzaylılarla doluydu.
Şok içinde onlara ilerken kalbimi neredeyse durma noktasına getirecek bir şey oldu. Kalbinin altından geçen kılıç bütün kanımın beynime fışkırmasına yetmişti. Elizabeth önümde acıyla eğildi "Ah...".
Bütün robotlar durmuş hatta yavaşça kaybolmuştu. Hızlıca ilerleyip vücudunu dizlerime yatırdım, soğuktu vücudu üşümüştü.
Kendine gelmeye çalışan kızın yarasına dokunucaktım ki yarası da kayboldu. Kafayı yemek üzereydim ki kendine geldi. Hızlıca doğrularak yanlış yaptığını anlayıp hafifçe inledi.
"Sakin ol illüzyonlar konusunda iyi olan tek kişi sen değilsin" diyip göz kırptı.
Sinirlenmiş ama bir yandan rahatlamıştım yüz ifademi sabit tutmaya çalışıp hafif sinirle sordum
" Bu da neydi böyle?"
"Sadece antreman yapıyordum neden bu kadar abarttın"diyip içeri yürüdü.
Gidişini izleyip rahatça bir nefes aldım. Thor'un beni farketmesi beni yeterince korkutmuşken bir de Elizabethin bıçaklandığını görmem hiç iyi olmamıştı. Sakince içeri girip koltuğa uzandım.
~Elizabeth'in bakış açısı~
Sakin olmaya çalışırken içeri girdim beni önemsiyordu. Kendini dahi önemsemeyen loki bana değer veriyordu.En azından ben böyle düşünüyordum ama yinede fazla ileri gitmek istemiyordum. Kaçmasını istemiyordum...
Zaten gidişi beni yeterince üzmüşken antremanlarla sinirimi çıkarmaya çalışıyordum ama gelişi bana en iyi ilaçtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝓛𝓸𝓴𝓲 ; 'sᴇɴᴛɪᴍᴇɴᴛs'
Fanfic* 𝘓𝘢𝘶𝘧𝘦𝘺𝘰ğ𝘭𝘶 𝘓𝘰𝘬𝘪 𝘷𝘦 𝘦𝘭𝘪𝘻𝘢𝘣𝘦𝘵𝘩 𝘺𝘢ş𝘢𝘥ı𝘬𝘭𝘢𝘳ı 𝘮𝘢𝘤𝘦𝘳𝘢𝘭𝘢𝘳𝘢 𝘳𝘢ğ𝘮𝘦𝘯 𝘩𝘪𝘴𝘭𝘦𝘳𝘪 𝘰𝘯𝘭𝘢𝘳ı 𝘣𝘪𝘳 𝘢𝘳𝘢𝘥𝘢 𝘵𝘶𝘵𝘢𝘣𝘪𝘭𝘮𝘦𝘺𝘦 𝘺𝘦𝘵𝘪𝘤𝘦𝘬 𝘮𝘪𝘺𝘥𝘪 ? ~🤍~ "İnsanları gözetlemek ayıptır Elizabeth"...