Banyodan sonra küçük bir valiz toplamış odamdaki kasadan alman gereken dosyaları ve paraları çantama saklamıştım. Güneş doğmak üzereydi. Arabama binip her şeyi hazırladım ve yola çıktım.
Nereye gideceğimi ne yapıcağımı bilmeden gidiyordum işte. Arkadan çalan hafif müzikle düşüncelere dalmış ormanda ilerliyordum.
Az da olsa karanlık yolda ilerlerken önümden bir gölge geçti. O muydu? Eğer şimdi karşıma çıkarsa kaza yapabiliceğimden kenara çekip durdum.
Bir süre bekledim ve bir şey olmayınca sürmeye devam ettim. Ama önümde duran silüet ani fren yapıp kolumu acıtmama neden olunca sinirlenip aşağı indim.
Elimde oluşturduğum uzun hançerle yolda bakınırken arkamda hissettiğim nefesle dönüp kafasını kesmeye çalışıyordum ki boynuna dayadığım hançeri durdurdum.
"Nereye gidiyorsun?"
"Hiç bir yere kafamı dinlemek için çıktım"
"Bana yalan söyleme!" Bağırdığında kendimi kötü hissetmiştim.
"Uzaklaşmam lazım Loki iyi hissetmiyorum. Her şey üst üste geldi"
"Biz evliyiz Elizabeth bir söz verdik. Sense hiç bir şey söylemeden herkes gibi beni bırakıcaktın"
Gerçekten pişman olmuştum. Onu yalnız bırakıcaktım. Boynundaki kılıcı eliyle tutup buza çevirdi ve sıkıp kırdı. Ne anlama geldiğini çok iyi biliyordum. Kalbini kırmıştım ve güvenini sarsmıştım.
Kanayan eline baktım ve elimi uzattım. Sertçe elini çekti. "Bunu bana yapma Loki burdan gitmem lazımdı. Seni bırakıcağımı düşünemedim bile kafam çok dağınıktı ve o gölg-"
Lafımı kesti. "Bahane uydurma. Annem evlilik kurallarından dolayı bizi asgarda çağırıyor. Belli ki valizini toplamışsın zaten"
Diğer eliyle valizimi alıp bağırdı "Heimdall"
Işıklar içinde kendimi asgardda buldum. Loki ışınlandığında dolu gözlerle önümdeki yola baktım.
Frigga kapının önünde endişeyle beni bekliyordu. Hızlıca sarıldı. "Beni çok endişelendirdin Elizabeth"
Bende ona sarılıp yorgun olduğumu söyledim ve odamıza gittim ,yoktu. Ben ne yapmıştım. Gerçekten lokiyi bırakıp gidicektim bunu nasıl düşünmemiştim. Düşündüğüm tek şey o dahil herkesi ardımda bırakacağımdı ama güvenini nasıl sarsıcağım aklıma bile gelmemişti.
Her şeyi bırakıp eski odasına gittim. Ayakta iki yana gidip geliyordu.
"Loki..."
"Konuşmak istemiyorum Elizabeth dışarı çık"
"Biliyorum seni hiç düşünmedim bencilce davrandım ama gerçekten iyi değildim. Bahane olarak söylemiyorum bunları seni sevdiğimi biliyorsun loki"
Bana bakıyordu. Gözüm kanlı eline indi. Kapıyı kapatıp ona yaklaştığımda belli belirsiz arkaya adım attı. Gidip sargı bezi ve bir iki malzeme alıp yatağa oturttum.
Duygularını yüzüne yansıtmadan öylece oturuyordu. Elini temizledim ve nazikçe sardım. Bittiğinde elini ellerimin arasına alarak okşamaya başladım.
"Özür dilerim. Güvenini sarsmak istemezdim."
Elini çekti. Gözlerim doldu. Boğzımın düğümlendiğini hissediyordum. Zar zor çıkan nefesimle isyan edercesine konuştum.
"İstersen bağır kız ama beni kendinden uzaklaştırma loki. Sen benim her şeyimsin sensiz yapamam"
Eliyle yanaklarımı sildi. "Sende benim herşeyimdin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝓛𝓸𝓴𝓲 ; 'sᴇɴᴛɪᴍᴇɴᴛs'
Hayran Kurgu* 𝘓𝘢𝘶𝘧𝘦𝘺𝘰ğ𝘭𝘶 𝘓𝘰𝘬𝘪 𝘷𝘦 𝘦𝘭𝘪𝘻𝘢𝘣𝘦𝘵𝘩 𝘺𝘢ş𝘢𝘥ı𝘬𝘭𝘢𝘳ı 𝘮𝘢𝘤𝘦𝘳𝘢𝘭𝘢𝘳𝘢 𝘳𝘢ğ𝘮𝘦𝘯 𝘩𝘪𝘴𝘭𝘦𝘳𝘪 𝘰𝘯𝘭𝘢𝘳ı 𝘣𝘪𝘳 𝘢𝘳𝘢𝘥𝘢 𝘵𝘶𝘵𝘢𝘣𝘪𝘭𝘮𝘦𝘺𝘦 𝘺𝘦𝘵𝘪𝘤𝘦𝘬 𝘮𝘪𝘺𝘥𝘪 ? ~🤍~ "İnsanları gözetlemek ayıptır Elizabeth"...