Dansımızı istemeden de olsa bitirmiş tekrar bahçede buluşmak üzere odalarımıza çıkmıştık. Heyecanlıca girdiğim odada hızlıca üstümü değiştirdim. Şık kıyafetlerim olmadığını farkettim ama umrumda değildi. Bol bir sweat ve eşofman giyip koşarak kapıya gitmiştim ki açtığımda lokiyle burun burunaydım. Bana uzattığı elini tutup koluna girdim. Bahçeye çıktık ve çok göz önünde bulunmayan bir yere götürdü beni. Çimlerin üzerinde otururken bu büyüleyici anın etkisinden lokinin sorusuyla çıktım.
"Beni nat sandığında beni savundun. Gerçekten öyle düşünüyor musun?"
Yavaşça gülümseyip kafa salladım. O da gülümseyip önünde döndü. Bu anı sorularla bozmak istemesemde ben de merak ettiklerimi sormaya başladım.
"Loki ben güçlerimi denerken orada ne arıyordun?"
Gülümsedi " Elizabeth, şekil değiştirme, akıl oyunları ve telekinezi gibi güçlerim var"
sorumdan çok daha farklı bir cevap aldığım için önce kafam karışmış sonrasında bir şeyleri yerine oturtmuştum. " O Siyah yılan..."
Loki gülünce bende gülmüş , hayranlıkla ona bakıp olanları farkına varıyordum."Orada bucky beni göremezken sen görebiliyordun. Güçlerinden biri mi ?" Diye sorduğumda kafasının karışık olduğu belli bir şelilde cevapladı.
"Normalde güçlerimi kullanmadan göremem ruhları. Ama... seni gördüm. Nedenini ben de bilmiyorum belki de daha önce ruhlarımız dokunduğu içindir."
"Ruhlarımız ne zaman dokundu ki?"
Loki yaptığı hatayı farkına varıp hafif bir tebessümle bana bakarken. " O rüya..."Şaşkın suratıma bakan loki gülümseyip. "Evet, o rüya..." dedi.
"Ruhlarımız dokunduğuna göre, yani o anlar gerçek miydi ?"
Kafa sallayıp gülümsedi benimse gözlerim dolmuştu. Asla gerçek olamayacağını düşündüğüm o an gerçekti.
"Neden bir daha gerçek olmasın" diyerek gözlerimin içine baktığında arkamızda aynı o rüyadaki gibi örtü ve yastıklar oluşmaya başlamıştı. Arkama bakıp nefesimi vererek histerikçe güldüm.
O ise farketmediğim gözyaşımı silip aynı o zamanki gibi uzanmıştı oraya. Bende yanına gidip uzandım ve koluyla bana sarıldı. Bense yine ona sokulmuş , ellerimi göğüsüne bırakmıştım.
Aklıma gelen düşünceyle yüzüm ona bakıcak şekilde doğruldum. "Sen az önce benim zihnime mi girdin???"
O gülerek doğrularken ben bu sabahki anımı gördüğünü farkettim. Beni mutlu eden tek anı aynı zamanda en acı vereniydi ve artık yenilerini ediniyordum. Onun da dediği gibi. Umarım bu anılarda bir gün bana en çok acı verenlere dönüşmezdi. Çünkü kaldıramazdım.
Yine beni anlamış olucak ki üzgünce bana bakarken doğrulup yaklaştı ve tekrar buluşturdu dudaklarımızı sakince. Ayrıldığımızda birbirine yakın olan yüzlerimizde hala birbirimizi arzulayan isteği görebiliyorduk. Bu sefer daha tutkulu yaklaştık birbirimize. Bana iyice sarılıp hafifçe geri yatırmıştı ve aramızdaki çekim tutkuyla artıyordu ki gelen sesleri duyup ayrıldık ikimizde. İstemeden...
Loki kalkıp beni de kaldırdı. Sonrasında sesleri gelen kraliçe ve yanındaki muhafızlara doğru ilerledik. Kraliçe bize bakıyordu gülümseyerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝓛𝓸𝓴𝓲 ; 'sᴇɴᴛɪᴍᴇɴᴛs'
أدب الهواة* 𝘓𝘢𝘶𝘧𝘦𝘺𝘰ğ𝘭𝘶 𝘓𝘰𝘬𝘪 𝘷𝘦 𝘦𝘭𝘪𝘻𝘢𝘣𝘦𝘵𝘩 𝘺𝘢ş𝘢𝘥ı𝘬𝘭𝘢𝘳ı 𝘮𝘢𝘤𝘦𝘳𝘢𝘭𝘢𝘳𝘢 𝘳𝘢ğ𝘮𝘦𝘯 𝘩𝘪𝘴𝘭𝘦𝘳𝘪 𝘰𝘯𝘭𝘢𝘳ı 𝘣𝘪𝘳 𝘢𝘳𝘢𝘥𝘢 𝘵𝘶𝘵𝘢𝘣𝘪𝘭𝘮𝘦𝘺𝘦 𝘺𝘦𝘵𝘪𝘤𝘦𝘬 𝘮𝘪𝘺𝘥𝘪 ? ~🤍~ "İnsanları gözetlemek ayıptır Elizabeth"...