Uyandığımda hava karanlıktı ve loki uyuyordu. Hayatımın en güzel gününü yaşamıştım dün.
Duş alıp dişlerimi fırçalamaya başlamıştım ki aynadan arkamda bir gölge gördüm. Hızlıca arkamı döndüğümde bir şey yoktu. Göz kayması diye düşünüp saçımı taramaya başladım.
Elimdeki sert uçlu fırçayı bırakmaya giderken arkamı dönmemle o gölgeyle göz göz geldim. Dilim tutulmuş bağıramıyor, konuşamıyordum.
Gözlerinde ölüm vardı resmen. İçimden hepsi hayal diyerek gözlerimi kapamış,önüme dönmüştüm ki sert parkmaklarını kolumda dolaştırarak elime indirdi. Elimde tuttuğum fırçayı yavaşça alarak aniden elime batırdı.
"Beni unutabileceğini mi düşündün? Daha ne kadar bastırıcaksın beni. Seni öldürmeye çalışan insanlar gibi, benden de kurtulamadın."
Fısıldayarak söylediği bu sözlerin ardından elimdeki ve üstümdeki baskının kalkmasıyla gözlerimi açtım. Gitmişti ama elime batırılmış tarak duruyordu.
Gözlerimden süzülen yaşlarla yavaşça yere oturdum. Loki uyanmadan tarağı çıkarmam ve elimi temizlemem lazımdı. Ama ayağa kalktığımda aynada tekrar onu gördüm ve ufak bir çığlık kaçtı ağzımdan.
Loki'nin geldiğini hissettiğimde yerdeki kanı büyüyle gizleyip içeri giren tanrıya baktım.
"Bir şey mi oldu liz?"
Elimi arkama saklayıp kanı zar zor tutmaya çalışıyordum. "Hayır ayağım kaydı sadece"
Diyip sahte bir gülücük attım.Yanıma gelip saçımı kulağımın arkasına attı ve çenemden tutup yavaşça öptü dudaklarımdan. Sonrasında farketmiş olucak ki yavaşça havayı kokladı ve yere indirdi bakışlarını.
Tam o sırada elimde biriken kandan bir damla düştü yere. Korkuyla suratıma bakan loki hızlıca ellerimi önüme getirdi ve endişeyle bana bakmaya başladı.
"Liz bu ne?"
Bir şey diyemeden başımı öne eğdim. "O yaptı değil mi"
Gözyaşlarımı saklamaya çalışarak başımı öne eğdim ve olumluca salladım.
Loki beni oturtturdu. "Bu biraz acıtıcak"
Beklemediğim bir anda tarağı hızlıca çekti ve avucumdan boşalan kanı büyüyle durdurdu.Canım aşırı derecede acıdığından dudaklarımı ısırmış gözlerimi sıkıca kapamıştım. Beni kendine bastırıp sıkıca sarıldı. Sonrasında ellerimi nazikçe temizledi ve odaya geçtik.
Üzerime rahat kıyafetlerimi giymeme yardımcı oldu sonra o da üstüne bir şeyler geçirdi ve yanıma uzandı. Göğüsüne uzandığımda saçlarımı okşamaya başladı.
Diğer eliylede avucum içindeki yarayı okşuyordu.
Geri dönmüştü. Lokinin dediği gibi onu daha fazla bastıramazdım. Benden ne istediğini hala anlamıyordum. Kendi kendime zihnimde var olan küçüklüğüm hiç bir hatam olmamasına rağmen bütün suçu bana yüklüyordu.
Hydra, bucky, avengers , savaşlar , öldürdüğüm insanlar...
Hepsinde beni suçluyor hiçbir zaman mutlu olamayacağımı hatırlatıyordu. Ama şimdi mutluydum ve her şeyi bana zehir ediyordu.
"Yarın çalışmaya başlamalıyız liz daha fazla acı çekmeni istemiyorum"
Yavaşça kafa salladım.
"Şimdi biraz dinlen sabah kahvaltıya gitmek zorundayız"
--
Lokinin beni yavaşça öpmesiyle uyandım. Üstümü değiştirirken o da banyoya girmişti. Elbiselerimden birini giyip saçımı topladım. Sonrasında balkona çıkarak biraz dışarıyı izledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝓛𝓸𝓴𝓲 ; 'sᴇɴᴛɪᴍᴇɴᴛs'
Fanfiction* 𝘓𝘢𝘶𝘧𝘦𝘺𝘰ğ𝘭𝘶 𝘓𝘰𝘬𝘪 𝘷𝘦 𝘦𝘭𝘪𝘻𝘢𝘣𝘦𝘵𝘩 𝘺𝘢ş𝘢𝘥ı𝘬𝘭𝘢𝘳ı 𝘮𝘢𝘤𝘦𝘳𝘢𝘭𝘢𝘳𝘢 𝘳𝘢ğ𝘮𝘦𝘯 𝘩𝘪𝘴𝘭𝘦𝘳𝘪 𝘰𝘯𝘭𝘢𝘳ı 𝘣𝘪𝘳 𝘢𝘳𝘢𝘥𝘢 𝘵𝘶𝘵𝘢𝘣𝘪𝘭𝘮𝘦𝘺𝘦 𝘺𝘦𝘵𝘪𝘤𝘦𝘬 𝘮𝘪𝘺𝘥𝘪 ? ~🤍~ "İnsanları gözetlemek ayıptır Elizabeth"...