ŞEHVET DAMLASI(+18)

24.2K 277 8
                                    

|aşk bir tür uyuşturucudur.|

ışıklar, sesler, yüksek volumlu müzikler, dans eden insanlar, içkiler, içkinin esaretinde ki insanlar, libidosu tavan yapmış insanlar ve daha çok ışık, daha çok ses.....

Bulunduğum ortamı betimleyen kelimeler bunlar ve ben bu ortamda bulunduğum için çok gergindim. Okulda ki popüler kızlardan birinin doğum günüydü bu gece, doğum gününü İstanbul da ki en gözde mekanlarından biri olduğu açıkça belli olan bu barda kutlamak istemişti haliyle. Gösterişi oldukça seven birisiydi Hale Altıncıoğlu, bu yüzden de ne kadar zengin olduğunu bir kez daha görmemiz için biz bursluları ayırmaksızın tüm 12. sınıfları davet etmişti bu partiye ama ne yazık ki mekanı kapattıramamıştı. Bu mekanın sahibinin bu tür prensipleri olduğu için Hale sadece Denizci kolejinden gelenlerin hesabını üstlenerek yapmıştı şovunu. Mekan oldukça kalabalıktı, herkes oldukça eğleniyordu. Ben ve naz dışında herkes.

"İyi bok yedik de geldik buraya." diye bağırdım nazın kulağına.

"Başka bir şey yemeden gideriz umarım bebişim." dedi naz aynı şekilde kulağıma bağırarak. Gülmemek dudaklarımı bastırarak ona döndüm "Ne gibi bir şey?" diye sorduğumda "Şırdan."dediğinde kahkaha atmaya başladım oda bana eşlik ederken bir anda durdu. "Saat 9 yönünde düşman var." Kafamı dediği yöne çevirdiğimde omuzlarımı tuttu "Yanlış oldu, 3 yönüne bak." gözlerimi devirerek o tarafa döndüğümde onu gördüm. Badeyi. Annemin biricik kızı olan bade. Benim lisedeki her günümü mahveden bade aynı zamanda da annemin ikinci kocasının kızıydı. Annem bana ve özgüre yapamadığı anneliği ona yapmıştı üstelik bade de bunun farkındaydı ve her fırsatta kullanmaktan çekinmiyordu. Onu gördüğümde içimi yine öfke bürüdü. Naz "Bakışların onu öldürebilir bebişim." dediğinde naza döndüm ben "Buraya gelmemiz iyi oldu, ondan korktuğumu düşünürdü yoksa bu çıngıraklı." dedim kaşlarımı çatarak. Naz kıkırdadı "O zaman dans edip eğlenelim de onu şeyimize takmadığımızı anlasın." dediğinde gülerek kafamı salladım.

Yabancı remixlenen müzik kulaklarımdan vücuduma dalgalanırken, kalçalarımı hareket ettirerek dans etmeye başladım. Saçlarımı sağa sola savururup dans ederken oldukça rahat hissediyordum. Sanki etrafımda hiç insan yokmuş gibi,sanki kardeşimle benim hayatımı çalan kız burada değilmiş gibi. Dans ve müzik bunlar ruhumuzun besin kaynaklarıydı. Kafanı iki yana sallayarak ritme uymak bile iyi hissetirirdi.

Artık yorulmaya başladığımda durdum. Ben "Ağzım kurudu." dediğimde naz barmenin olduğu tarafa başını çevirdi. Naz "Alkolsüz birşeyler alalım." dedi. Ben çokça hareket sonucu sıkışmıştım. "Ben lavaboya gideyim, sen içecekleri al." dediğimde naz kafa sallayıp o tarafa ilerledi. İşaretleri takip ederek lavaboya ulaştığımda kabine girdim. Çişimi yaparken yandaki kabinden inleme sesi geliyordu, sanırım kabinde iki kişiydiler. Yüzümü buruşturdum. Bu ses bilgisayar ekranımdan gelseydi ilgimi çekerdi ama şuan mide bulandırıcıydı. Ellerimi yıkarken yanımda konuşan kızları çaktırmadan dinliyordum.

"Gördün mü? Mekanın sahibi gelmiş!" Norm ender mi? yok ya o değildir canım.

"Onun mekanındayız leyla normal değil mi?"

"Belkide ama ne bileyim onu yakından görmek...ah! Çok karizmatik değil mi selin?" bakim.

"Evet ama ilgisini çekebileceğini sanmıyorum leyla" selin füze atsaydın gülüm.

Leyla denen kız ona döndüğünde kavga kokusu alan ben ellerimi hemen yıkayıp lavabodan çıktım, ama çıkmayaydım daha iyiydi çünkü bana doğru gelen daha doğrusu tuvalete doğru gelen badeyle karşılaştım. Yüzünde alaycı ifadesiyle beni süzdü.

Gülüşlerinde Saklı Bir Peri (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin