Bölüm şarkısı: Feder - lordly_________________
|aşk bir tür uyuşturucudur.|
"Selam cici kızlar."
Bize doğrultulan silah, vücuduma pompalanan kanın tırsarak geri çekilmesine, yüzümün bembeyaz oluvermesine, havaya kaldırdığım elleriminse titremesine sebep olmuştu. Nazın halinin benden binkat beter olduğuna emindim. Bize hergün silah doğrultmuyorlardı sonuçta, altımıza sıçsak yeridir.
"Ne arıyorsunuz burada bakalım? Pamuk şeker mi?" Dedi keyifli bir ses ile takım elbiseli adam. Bu soruya vereceğim mükemmel bir cevabım vardı ama anasını karıştırıp terbiyemi bozmak istemiyordum.
"Tuvaleti arıyorduk." Dedim zar zor çıkan sesle. Adam da bunu yerdi ya zaten. Adam "Öyle mi?" Dedi kaşlarını kaldırarak "Öyle." Dedim bende kendinden emin bir şekilde. Adam "Gelin bakalım aşağıya tuvalet orada mıymış?" Dedikten sonra silahını indirip beline koyduktan sonra sıkı olmayacak şekilde Naz ve benim kollarımızdan tutup ilerlemeye başladı. Adamın silah çektikten sonra bizi bu kadar nazik tutması beni şaşırtmıştı. Merdivenlerin başına geldiğimizde gerginlikten bayılmak üzereydim. Böyle işi sikeyim! Naza bizde şey yoluna gitmeyelim derken kastettiğim tam olarak böyle birşeydi. Merdivenleri inmeye başladığımızda orada bulunan herkesin bakışı bize dönmüştü. "Abi bu hanımları merdivenlerin oraya sinmiş şekilde buldum." Dedi annesi pis adam. Yerde olan bakışlarımı yavaşça illegal kardeşime çevirdim. Dudakları şaşkınlıkla aralanmış şekilde bir bana birde Naza bakıyordu. Bende senin yediğin boku öğrenince böyle kaldım Özgür bey. Kardeşime bakmayı kesip bu sefer bakışlarımı ona çevirdim. Çatık kaşlarıyla adamına bakıyordu "Ellerini çek Sinan." Dedi uyarıcı ses tonuyla, adam ellerini ateşe değmiş gibi hızla çekti. Kaşlarımı çattım, neydi bu?
Gözlerini bana çevirdi. Acaba beni tanımış mıydı? Bunu anlamam zordu çünkü bakışları herhangi bir anlam çıkarılmayacak derece düzdü. Ortamdaki sessizliği Özgür bozarak "Abla sizin ne işiniz var burada?" Diye bağırdı. O an onu gidip tokatlamak istedim bizi bu adamların arasına soktuğu için. O adamı da tokatlamak istedim kardeşimi pis işlere bulaştırdığı için hatta kendimide tokatlamak istedim o adamla yattığım için. Tokatlamak istediklerim hakkında bir liste yapsaydım, liste böyle başlardı ekomoni iyi diyenlerle biterdi.
Çatık kaşlarla özgüre dönüp onun gibi bağırarak "Asıl senin ne işin var burada?" Dedim. Özgür "Buraya iş görüşmesine geldim. Sen çalışmamı istemediğin için de sana söylemedim." Dediğinde gözlerimi devirdim. Onları duymadığımızı sanıyordu. Aptal çocuk.
"Uyuşturucu tacirliğinede elemanı mülakatla mı alıyorlarmış?" Dedi naz sessizliğini bozarak. Bu kız az önce korkudan titremiyor muydu?
"Birde güzelce dinlemişler abi duyuyor musun?" Dedi şu sinan denen herif.
O ellerini arkada bağlamış şekilde bizi izliyordu. Tanımıyormuş gibi mi davranmalıydım? Sanırım öyle yapılmalıydım. Gerçi tanıyormuş gibi davransam napacaktım? Herife yatmış olduğum bey diye mi hitap edecektim? Bu saçma düşünceleri bırakıp burdan kıçımızı nasıl kurtaracağımızı düşünmeliydim.
Eh, battı balık yan giderdi.
Ona dönüp başladım konuşmaya "Madem mallarınız sizin için bu kadar kıymetli, bu kadar maddi değeri var. Neden on yedi yaşında, reşit bile olmayan çocuğa emanet ediyorsunuz?" Benim olaylara adapte olma seviyesi.
Bunları söylerken 'ah! doğru' diyip bizi salmalarını beklemiyordum tabiki sadece savunacak yer arıyordum."Kardeşin çok hevesli olunca kıramadı abim." Dedi o adam, hani tam küfürlük olan.
"Sessizliğini bozma Sinan." Dediğinde arkada bağlı olan ellerini çözüp bir kaç adım bana yaklaştığında illegal özgür hızla gelip önüme geçti. Özgür "Ablama yaklaşma." Dediğinde özgürü alaycı gözlerle süzdü. O ablana yaklaşalı baya oluyor be Özgür. İç sesim yine gerçekleri şak diye yüzüme vuruyordu.
O uzun boyundan dolayı bize kafasını eğerek bakıyordu.
"Yoksa ne yaparsın çocuk?" Dedi tehlike kokan ses tonuyla. Özgür "Onları bırak, konuyla herhangi bir alakaları yok." Dediğinde özgüre baktım, o kadar iyisin ki sağol.Konuya el atmam lazımdı. Özgürün arkasından çıkıp onun karşısına geçtim.
"Kardeşimden ne istiyorsun?"
Beni süzdü keyifli gözlerle, ellerini cebine soktuktan sonra konuştu "Çok birşey değil, zararı ödesin yeter küçük hanım." Dediğinde derin bir nefes aldım. "Ne kadar ödemesi gerekli?" Diye sordum cevaptan aşırı korkarak.
"Yüz bin lira." Duyduğum miktarla gözlerimi belerttim. Benim ekmek almaya param yoktu adam bana gelmiş ne diyor. Şuan 'neyse ya özgür sizde kalsın.' Diyip gidebilirdim. Ah özgür ah! Seni beşikten düşürdüğüm için mi yapıyorsun bunları?"Su iç istersen." Dedi dudağının bir tarafını hafif kıvırarak. Yaptığı göndermeyi anlamıştım. O geceyi çok net hatırlıyordum ama konumuz bu değildi. "Suya gerek yok, ne kadar sürede ödemesi gerekiyor?" Diye sordum. "Bugün sondu." Derin bir nefes aldım. "Bir hafta daha süre verin." Kaşlarını olumsuzca kaldırdıktan sonra "En fazla iki gün veririm küçük kız, iki gün içinde parayı getirmezsen kardeşinle vedalaşırsın." Ses tonundaki ciddiyet tüylerimi ürpertmişti. Kafa salladım, Özgür yaklaşıp elini omzuma attı. Onun bakışları omzumdaki kola dönerken Özgür diğer koluna da Nazı alarak buradan çıkmamız için bizi yönlendirdi. Kimsede gitmemize karşı çıkmadı zaten.
İçime bir öküz oturmuştu, ben kardeşimi nasıl kurtaracaktım?
_________
oy atmak sevapmış, oy atın. Daha ne diyeyim aksjsksk
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gülüşlerinde Saklı Bir Peri (+18)
General FictionHayatınız klişelerle değişir sıradaşılılıklarla pekişir.. Barda içkisine ilaç atılan Esin kendini, daha önce hiç görmediğini düşündüğü adamın kollarında bulur. Sabahında o odadan kaçarcasına çıkarken 'yabancı' adamı bir daha asla görmeyeceğini düşün...