ALT ÜST HAYATLAR

7.3K 204 14
                                    


| aşk bir tür uyuşturucudur. |

Birşeyler söylemesini bekliyordum. Hissettiğim gerginlik avuç içlerimi terletmiş, kalp atışlarımı hızlandırmıştı. Düşüncelerim birbirine girerek kafamda küçük bir hortum oluşturuyordu. Bayılacak gibi hissediyordum. Bunun sebebi sabahtan beri yemek yememiş olmam olabilirdi. Yemeğe aşırı düşkün birisi olarak yemek yemeyi unutmuştum. İşte bu bitmişim demekti. Gözlerimin önüne karanlık bir perde inerken ayaklarım kayar gibi oldu ve sonrasında karanlığa hapsoldum. Bayıldım yani.

Gözlerimi yavaşça araladığımda görüş alanıma beyaz tavan girdi. Nerede olduğumu sorguluyordum. En son onun odasındaydım ve sonrası yoktu sanırım bayılmıştım. İlk defa bayılmıştım ve tuhaf birşeydi.

"Kuzum uyandın mı?"

Nazın sesini duymamla bakışlarımı beyaz tavandan çektim. Gözlerimi kırpıştırarak ona bakarken onunda burada olduğunu fark ettim. Duvara yaslanmış, kollarını göğsünde toplamıştı. Ela gözleri dikkatle bana bakıyordu. Anlamsızca etrafa bakınırken Naz konuşmaya devam etti.

"Bayılmışsın, hastanedesin şuan."

Kafa sallamakla yetindim. Bitkin hissediyordum ve konuşmaya halim yoktu. Gerçi konuşsam ne diyeceğimi bilmiyordum. Kapı gürültüyle açıldığında içeri Özgür girmişti. Onun burada ne işi vardı? Kaşlarım anında çatılırken Özgür onu gördüğü gibi hızla gidip yakasına yapıştı. Tunanın boyu uzun olduğu için Özgür biraz kendini yükseltmişti.

"Ne dedin ablama? Ne yaptın da bayıldı bu kız?!"

Özgür adeta kükrercesine sorduğu soru karşısında o ifadesiz bir şekilde ona baktı. Naz, Özgürü geri çekmeye çalışırken Tuna sakinliğini koruyarak kardeşime bakıyordu. İstese karşı koyacağını hatta özgürü karşı ki duvara fırlatabileceğinin hepimiz farkındaydık ama o sadece duruyordu. Ben doğrulmaya çalışırken serum bağlanan elim acıyla inlememe sebep oldu. Tüm gözler üzerime dönerken Tuna yakasındaki ellerden hızla kurtulup yanıma geldi.

"Dikkatli ol." Derken elini belime koyarak doğrulmama yardım ederken yakınımda olması nefesimi hızlandırmıştı. Özgür ve Naz bize şaşkınlıkla bakıyordu. Tabi Özgür hiçbirşeyi bilmediği için daha fazla şaşırıyordu. Ben bunları kardeşime nasıl açıklayacaktım? Hiç bilmiyordum. Odaya beyaz önlüklü bir adam girdiğinde Tuna beni bırakıp doğruldu.

"Merhaba Vakur bey." Doktor ona elini uzattığında oda uzattığı eli sıktı. "Merhaba." Dedi kısaca. Doktor bana döndüğünde "Durumunuz hakkında bilgi vermeye geldim." Dedi açıklama yaparak. Şuan herkes sessizlik yemini etmiş gibiydi. Sadece doktora odaklanmıştık. Bense birazdan olacakları az çok tahmin etmiş ve korkuyla bekliyordum.

Doktor eline aldığı dosyaya baktı.
"Uzun süre aç kalmışsınız ve neticesinde kan şekeri düşüklüğünden bayılmışsınız Esin hanım. Hipoglisemi tehlikelidir kendinizi aç bırakmamalısınız. Hele şu zamanlarda daha dikkatli olmalısınız. Bayılırken bir yerinizi vurmadığınız için kadın doğuma gerek duymadım bebeklerin durumu iyi görünüyor." Dediğinde bakışlarımı Özgüre çevirdim. Nefesimi tutmuş bir şekilde ona bakıyordum.

"Bebekler mi?" Özgür tuhaf bir yüz ifadesiyle doktora bakıyordu. Doktor onun sorusunu duymamıştı ve konuşmaya devam etti.

"Eğer Babası hala endişe duyuyorsa kadın doğumu uzmanını çağırabilirim." Dedi gülümser yüzle ve peşinden kafasını dosyadan kaldırıp ona baktı. "İster misiniz Vakur bey?" Diye soru yönelttiğinde gözlerimi yumdum. Herif akıllarda hiç soru işareti bırakmamıştı sağolsun.

Gülüşlerinde Saklı Bir Peri (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin