DÖRT

833 73 51
                                    

Sizce ben iki gün  telefonlara bakmadığım için herkesin öldüğümü düşünmesini sağlamış mıyımdır? Neyse geçelim bölümümüze.

"Bu gece partiyi benimle burada yaşa."

Karşımda durmuş neredeyse dibimde olan Draco, Nefesimi kesiyor gibiydi ama 2 gündür oynadığı bu oyundan sıkılmıştım artık. Var olan tüm gücümle onu önümden ittim. Gücüm ona çok fazla yetmediği için sadece sendelemişti.

"Ne yapıyorsun kızım?" Sinirle soluyarak bana bakıyordu. Bir anda nasıl sinirlenmişti?

"Ne sanıyorsun beni? Her istediğinde dokunamazsın bana."

"Unutma Rogers isteğin dışında sana hiçbir şey yapmadım."

Haklıydı. Onun sınırlarımı geçmesine ben göz yummuştum. Şimdi de ona bağırıyordum. Haklı olabilecekken bile haksız duruma düşmekte üstüme yoktu.

"Sana takıntılıymışım gibi davranma Malfoy. Küçük bir şeydi bitti gitti." Yanından geçerek duvarla olan temasımı kopardım ve odanın diğer tarafına geçtim.

"Öyle bakma o zaman. Öyle konuşma. Yemek de gayet cesaretin vardı."

"Altına yatmamak cesaretsizlik mi? Böyle mi görüyorsun. Ne kadar iğrenç bir insansın sen." Ne saçmalıyordum bunu ima etmemişti ama ezilmeye hiç niyetin yoktu.

"Lafları çarpıtıyorsun. Ne demek istediğimin gayet farkındasın." Burnundan soluyordu. Onu kızdırmak gerçekten bu kadar kolay mıydı? Ya da bana kolay sinirleniyordu.

"Neyse ne. Her kafana estiğinde odama gelemezsin. Bana yaklaşamazsın. Ben her akşam odana getirdiğin farklı farklı kızlardan değilim Malfoy."

"Andrew'a gelince öyle demiyorsun ama." Onun sinirine benimki de eklenmişti. Gecemi mahvedebilmek için elinden geleni yapıyordu.

"Hiçbir şey bilmeden konuşuyorsun. Çık git odamdan." Sesim biraz yüksek çıkmıştı. Bunun farkındaydı ve sanki inatla da hareket etmiyor sadece gözlerimin içine bakıyordu. Bakışları beni deliyor ve vücudumun alarm vermesine yol açıyordu.

Draco biraz daha boş boş baktığında bakışlarımı daha fazla dayanamayarak ondan uzaklaştırdım ama o bana doğru hızla yaklaşmaya başladı. Hareket etmedim. Olduğum yerde bekledim ve 2 adımda tam karşımda durdu.

"Değilsin. Onlar gibi değilsin. Farklısın sen." O kadar içten konuşmuştuki az önceki sinirli halinden sanki eser yoktu.

Konuşması çok garipti. Yıllardır tanıdığım Draco Malfoy gitmiş yerine başkası gelmiş gibiydi ve ben bu haline inanacak kadar aptal değildim.

"Biriyle iddiaya mı girdin?"

Ne demek istiyorsun der gibi yüzüme bakıyordu.

"Bana yaklaşman için. Ne kadar sürede kanacağıma dair. Biriyle iddiaya veya bu benzeri bir şeye mi tutuştun?"

"Ne alakası var? Kendini bu kadar da yüksek görme."

Resmen karşılıklı atışıyorduk. Tek sorun dediklerimiz birbirine asla uymuyor alakasız konuşuyorduk.

"Biliyor musun Malfoy? Bence gitmelisin." İsmini bastırarak söyleyerek onu daha da kızdırıyordum.

Dip dibe olmamızdan yararlanarak eliyle boğazımı kavradı ve hemen arkamdaki duvara beni sertçe yapıştırdı.

"Ne yapıyorsun? BIRAK BENİ!" Sesim olması gerektiğinden fazla çıkmıştı. Karşımda şekilden şekile giren Draco'nun kişilik bozukluğu olduğuna adım gibi emindim.

OBLİVİATE | Draco Malfoy Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin