2 Gün sonra:
Sonunda beklediğim gün gelip çatmıştı. Bugün her şeyin çözüleceğine inanmak istiyordum. Sırlar odası denilen yerde artık her ne dönüyorsa bitmeliydi. Yeteri kadar sorun yaşanmıştı ve olaylarda hala benim parmağım olduğunu düşünen insanlar vardı. Bu böyle devam ederse bir şekilde ailemin sırları da ortaya çıkacaktı ve bu hiç iyi bir şey değildi. Ne benim ne ailem için.
Bugün yapılacak olan Moral partisi için hazırlanıyorduk. Akşamına sözleştiğimiz gibi gidecektik. Geçen 2 günde pek farklı bir şey yaşanmamıştı. Draco ile neredeyse hiç karşılaşmıyordum. Onun yüzünü görmek bile midemi bulandırıyordu. Andrew ile aram anlamsızca soğukken Matteo ile gayet samimi bir arkadaşlık oturtmuştuk.
Elimden geldiğince Andrew'un yanına gidip konuşmaya çalışsam da bana karşı soğuk davranıyordu. Nedenini sorduğumda da öyle bir şey olmadığını iddia ediyordu. Ben de fazla üzerine gitmiyor ona mesafe tanımaya çalışıyordum.
Matteo ile ise tam tersi bir şekilde güzel bir arkadaşlığımız oluşmuştu. O pek fazla arkadaş grubumun içine girmek istemiyordu çünkü söylenecekleri biliyordu. Bu yüzden elimden geldiğince onun yanında olup yalnız kalmamasını engelliyordum.
Ailesi hakkında da konuşmuştuk. Benim doğduğum yıl ile Matteo'nun doğduğu yıl aynıydı ve ondan 2 yıl sonra Voldemort ölmüştü. Matteo'nun annesi Bellatrix ise Matteo'ya sahip çıkmamıştı. Onu 5 yaşındayken bırakmıştı. Matteo annesi ve babasını az çok hatırlıyordu. Hatta annesini bazen görmüşte. Unutmak istese bile çevresindekiler buna izin vermiyor sürekli hatırlatıyordu. Onu karanlığa çekmeye çalıştıkça da o kaçmış. En sonunda Dumbledore onu okula almıştı. Her ne kadar karanlık bir aileden de gelse kendini aydınlığa atmaya çalışan bir çocuktu ve kimse bunu fark etmiyordu. Hatta annem ve babam bile.
Bizim arkadaşlığımız her nasıl olduysa onların kulağına gitmişti ve bana sayısız ondan uzak durmam gereken mektuplar yollamışlardı ama ben onlara olumsuz yanıt vermiş en sonunda pes edip cevap yollamayı kesmiştim.
"Çok güzel olmuşsun Beth." Dedi odamın bir köşesinde makyajını yapan Kennedy.
Odama gelmiş ve bu akşam için birlikte hazırlanma kararı almıştık. O pembe vücudunu saran kısa ve kolsuz elbisesini giymeyi tercih etmiş ve uzun sarı saçlarının omuzlarına dökülmesine izin vermişti.
(Kenndy'nin elbisesi)
Ben ise vücudumu saran derin göğüs dekoltesi ve yırtmacı olan kahverengi kısa bir elbise tercih etmiştim. Saçlarımı ben de dalgalarına şekil verip omuzlarıma salmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OBLİVİATE | Draco Malfoy
Fanfiction"Yapamam sana bunu yapamam." Diye titrek bir şekilde ona baktım. "Bize bunu yapamam lütfen isteme benden böyle bir şey." Ben ki evrenin en güçlü cadısı olan ben bir çocuğun karşısında tüm gücümü yitiriyordum. "Yapmazsan zihnime girecekler. Önce ben...