DOKUZ

698 48 13
                                    

"Ne anlamak istiyorsanız size kalmış. Ben kendimi anlatmaktan yoruldum." Diye bağırdım tüm gücümle. Neredeyse saatlerdir bir sorgu içerisindeydim.

Yine bir öğrenci saldırıya uğramıştı ve vâris'e ait olduğuna dair bir sürü kanıt bırakmıştı. Bu iş git gide can sıkıcı hal almaya başlıyordu. Ailemin bu işi çözdüğünü düşünmüştüm ama bir türlü çözüme kavuşmuyordu.

En son odamda Draco ile yemeğimizi yerken Kennedy gelmiş ve olanı anlatmıştı. Direk olarak beni Profesörler çağırmış ve herkesle iletişimimi kesmişti. O akşam saatinden ertesi gün akşama kadar bir odada durmuştum. Artık sinirlenmeye başlıyordum. Beni suçsuz yere burada eziyet çekiyordum. Uykum vardı acıkmıştım. Yorgundum.

"Cevap versenize." Diye tekrar bağırdım. Sanki sinirlendikçe boğazıma bir el sarılıyordu.

"Sakin ol Elizabeth. Saygılı ol." Dedi profesörlerden biri. Artık sesleri de seçemiyor gibiydim.

"NEYE SAKİN OLAYIM. Beni burada suçsuz yere bakın yine söylüyorum SUÇSUZ YERE tutuyorsunuz." Ayağa kalktım. "Okul mu burası Azkaban mı?" Diye çıkıştım.

Tüm öfke gücümü ele geçiriyordu ve bu bildiğim kadarıyla tehlikeli bir durumdu. Çünkü ben henüz güçlerini kullanamayan bir cadıydım ve bendeki güç tüm slytherin geçmişiydi.

"BEN HİÇBİR ŞEY YAPMADIM." Sanki kalbimi bir el tutmuş ve sıkıyormuş gibiydi. Tüm öfkem açığa çıkıyordu.

Sakin ol Elizabeth. Şu anda güçlerini kontrol edememen seni daha da zor durama sokacak. Kendine gel. Parmaklarına doğru gelen büyüyü geriye doğru it. Kendine gel Elizabeth.

"CANIM YANIYOR." Diye haykırırken dizlerim üzerine çöktüm. Bana bunu nasıl yapabilirlerdi? Bu okulda güvende olduğumu sanırdım oysaki.

"NE OLUR YARDIM EDİN!" Göz yaşlarım benden istemsizce yanaklarımdan süzülüyordu. Bir öğrenciye yapılan saldırıdam beni suçlarlarken onlar da bir öğrenciye saldırıyorlardı ve bunun hesabını ödeyeceklerdi.

Gücümün açığa çıkmaması için direnmem tüm ruhumun çekilmesine yol açıyordu. Bedenim acı içinde kıvranırken yerden kalkacak gücüm kalmıyordu. Yavaş yavaş kendimi zorlamam bilincimin kapanmasına yol açıyordu. Gözlerim de bilincimle beraber kapanmaya yüz tutmuşken yerdeki bedenim tir tir titriyordu. Büyük büyük dedemden kalan bu yadigar benim sonum olacak gibi duruyordu.

   🍀🐍

Gözlerimi acı içinde kıvranarak açtığımda ağzımdan kocaman bir çığlık koptu. Bir anda ellerimde hissettiğim ağırlıkla ellerime baktığımda bileklerimde bir el vardı. Etraf karanlıktı.

"Kimsin sen bırak beni!" Diyerek attığım feryatla yerimden kıpırdanmaya çalıştım.

"Sakin ol güzelim benim. Draco."

Tatlı sesi kulaklarıma ulaşırken kalbime bir anda sakinlik ve huzur doldu. Ne ara buraya gelmiştim? En son beni suçluyorlardı.

"Draco. Neredeyim ben?" Diye sordum.

"Lumos." Diye mırıldandı. Etraf aydınlandığında odamda kendi yatağımda olduğumu fark ettim. Ne ara buraya gelmiştim? Kafam karman çorman olmuştu.

"Nasıl geldim ben buraya? Ne oldu?"

"Kennedy sana haber vermek için geldi daha sonrasında bayıldın." Dedi.

Ben mi bayılmıştım? Ama ben profesörlerin beni bir sınıfa kapatması ve can acısından yere yığılmam bir rüya mıydı yani? Böyle bir şeyin imkanı var mıydı sahi?

OBLİVİATE | Draco Malfoy Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin