YİRMİ YEDİ

204 14 4
                                    

Oy ve yorum atmayı unutmAyın.

Yorumlarınızı okuyorum canlar♥️

5 AY SONRA:

Günler günleri, aylar ayları kovaladı. İçindeki huzursuzluk, kalbimdeki öfke, göğsümdeki daraltı tek bir saniye bile azalmadı. Kalbimin yerini bir taş alırken güçsüzdüm ama güçlü hissetmek için verdiğim çaba fazlaydı.

5 ay boyunca tamamen derslerime odaklanmıştım. Güçlerimi kontrol etmek benim için daha da kolaylaşmıştı. Hala eksiklerim vardı ama bunu da başaracaktım.

Arkadaş grubumuz artık Dracosuzdu. Daha önce Blaise ve Vanessa dağıttı diye sorun çıkaran ben ve Draco şimdi grubumuzu dağıtmıştı. aynı ortama girmemek bizim açımızdan en iyisiydi çünkü onu öldürme isteğim bir damla bile azalmamıştı. Arkadaşlarımız ise bir şey dememişti. Zaten Draco isteselerde gelmiyordu yanımıza.

O, Pansy ve Astoria ile birlikteydi. Mattheo ise artık çok fazla görüşmüyordu onlarla. Çünkü bu yaşanılanların onlarla bir alakası olduğuna hepimiz emindik. Ama hala Draco nasıl beni görmüştü Matt ile o kimdi bilmiyorduk. Öğrenmek için uğraşmıyordum da. Artık umrumda bile değildi.

Bugün okulun son günüydü. Evime dönecektim. Burda ev saydığım insanlar artık yoktu. Tek evim ailemin yanıydı. Her ne kadar Jess'i de görmek istemiyor olsam da ilaçlarına devam etmiş ve biraz da olsa kendine gelmişti. Uzun zaman üzerine ilk defa görüşecektik. Gerçi bize zaman kalacağını sanmıyordum.

Derslerim sırasında öğrendiğime göre -Mattheo da arada haber alıyor- voldemort gerçekten yaşıyordu ama bu hala sır gibi saklanıyordu. Ben sadece ailemle konuşmuştum bu konuyu. Çünkü onlar ne yapacağını biliyordu.

"Matt sen nereye gideceksin peki." Diye sordum.

Matt ile dışarıda ağacın altında oturmuş sohbet ediyorduk.

"İnan bilmiyorum. Teyzem Narcissa ile görüşüyorum ama Lucius ve Draco'nun olduğu yerde pek sağlıklı olacağını sanmıyorum. Artık yetiştirme yurduna da gidemem. Belki dayım Sirius beni kabul eder he ne dersin?" Dedi gülerek.

"Sirius azkabanda değil mi Matt?" Diye sordum.

"Hayır O sorun çözüldü. Çok zorlu süreç atlattı ama geçti." Dedi.

"Ama Sirius babamların arkadaşı bana hiç söylemediler." Dedim.

"Kolay bir süreç değilmiş yeni haberleri olmuştur. Bana da o ulaştı mektupla." Diye açıklama yaptı.

"Roni ve Nessa çok sevinecek. Babalarının ölümünden sonra onların yanında olacak birine ihtiyaçları hala var. Annesinin psikolojik açıdan durumu çok kötü çünkü." Dedim.

"Doğru onlar da Black. Benim kuzenim dimi?" Diye sordu.

"Evet ama bu konuda hiç konuşmadınız ama elbet farkındalardır." Dedim.

"Olabilir." Dedi.

Önümde onunla konuşurken karalama yaptığım deftere bakarken bir baykuş sesiyle kafamı kaldırdım. Bu benim baykuşum Lila'ydı. Lila önümde durarak ağzındaki mektubu bıraktı.

"Teşekkürler Lila." Dedim be Lila uçarak yanımızdan uzaklaştı.

"Babamdan mektup gelmiş." Dedim.

"Babanla bir sorununuz yok dimi?" Diye sordu ben mektubu açmadan.

"Yani yok tabiki ama arada sorun olmuyor değil. Alıştığımız hayat bu yaşanılanları biraz süpürüyor galiba." Dedim. Kafasını salladı ve cevap vermedi.

OBLİVİATE | Draco Malfoy Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin