OTUZ

147 13 7
                                    

Annem babamı içeriye götürdüğünde ben de  bu gizli evin arka bahçesine çıkmıştım. Küçük tatlı bir bahçeydi. Kenarda salıncak vardı. Ortada ise küçücük bir süs havuzu vardı.

Canımın acısını aldırmamaya çalışarak bahçedeki salıncağa oturup ayaklarımı kendime çekmiştim. Sanki bu anı bekliyormuş gibi gözümden anında bir damla düşmüştü.

"Salaksın Elizabeth. Salak. Hala ağlıyorsun. Kendine gel artık." Dedim kendi kendime. Ama boşunaydı göz yaşlarım beni dinlemeden yanaklarımdan akıyordu.

Çok geçmeden annem gelmişti elinde dumanı tüten iki bardakla. Hemen göz yaşlarımı silip zoraki bir tebessüm yerleştirdim suratıma. Annem yanıma oturdu ve bardağı bana uzattı.

"Güzel kızım..." Bana baktı. "Ben senin annenim benden saklama göz yaşlarını sakın." Dedi.

Sanki bu sözünü bekliyormuşum gibi hıçkırık koptu ağzımdan. Sildiğim göz yaşlarımın yerini yenileri almıştı bile çoktan.

"Anlatmak ister misin?" Diye sordu annem naif bir tonla.

"Tom Riddle nasıl tanıştın?" Diye sordum göz yaşlarım arasında. Annem bu sorum karşısında dumura uğramış gibiydi.

"Nerden çıktı şimdi bu?" Diye sordu.

"İçimden geçenleri anlatacağım anne ama önce bunları bilmek benim hakkım. Hayatımın asıl mahvolduğu noktaya gelme hikayemiz ne?" Diye sordum. Ara ara hıçkırıyordum hala.

"Draco ile nasıl tanıştıysan aynı şekilde tanıştım." Dedi kısaca. Draco'nun ismini duymak beni daha çok yaralamıştı.

"Draco ile ayrıldım." Dedim sadece.

"Ne oldu?" Diye sordu annem.

"Anlatacağım ama lütfen önce devam et. Doğum anıma hatta bugüne kadar olan her şeyi bilmek istiyorum"

"Peki." Dedi annem ve çayından bir yudum aldı. "Tom'a deli gibi aşıktım ama ne o benim Vâris olduğumu biliyordu ne de ben ailesi yüzünden aşkın ne olduğunu bilmeyeceği bir lanetle yaşadığını." Dedi ve soluk aldı.

"Onun da beni sevdiğini düşünüyordum. Her dakika bir aradaydık. Bir gün son sınıfın son aylarında sana hamile olduğumu öğrendim. Korkmuştum. Daha çok küçüktüm. Tom'a söylediğimde beni terk etmişti. Bizi terk etmişti. Yapayalnızdım. Tek dostum Steve'in arkadaşı Marry'di. O şekilde babanla da aynı ortama giriyordum. Birkaç ay sonra Bellatrix'in de hamile olduğunu öğrendim. Tom ortalığı karıştırmaya çoktan başlamıştı. Ölen insanlar vardı. Bu kargaşanın içinde ikiye bölünmüştük resmen. Biz ayrı onlar ayrıydı. Tom ile iletişim hiç kurmuyordum zaten. Aşkım kalbimde kendi kendine kül oluyordu. Mezun olduğumuzda normal bir şekilde mezun olamamıştık bir savaşın içinde bulmuştuk kendimizi. Tom bu kargaşa da bir şekilde bizim ailemizi öğrenmişti ve senin peşine düşmüştü. Senin ve Harry'nin. Lily de benim gibi çocuğunu korudu ama kendi başaramadı maalesef. Sonra Tom'un öldüğünü söylediler. Senin doğumuna kadar arkadaşlarımla birlikteydim. Orada aşık olduk birbirimize işte. Aşık değilken bile seni her daim koruyacağına emindim. Sen doğduğunda gerçekten onun kızıydın. Sonrası zaten ailemiz." Annemin sözleri bittiğinde onun da gözleri kıpkırmızıydı.

"Sana çok kızıyorum anne ama aşık olduğun için değil bunları yaşamanı asla istemezdim. Ben bunu benden bunca sene saklamış olmanıza çok kızdım, kırıldım. Tüm hayatım bir yalana sarılı geçmiş ve ben yeni öğreniyorum hem de öldü denilen bir canavar tarafından." Dedim. Hala ağlıyordum. Sanırım tüm göz yaşlarımı şu an harcıyordum.

"Bu konuda söz etmeye hakkım yok güzel kızım. Gerçekten üzgünüm." Dedi.

Cevap vermeden ona baktım.

OBLİVİATE | Draco Malfoy Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin