1

2.9K 69 4
                                    

Kampüsün kafesinde oturmuş beklerken aklıma yine onu ilk gördüğüm gün gelmişti...

Üniversiteye başlamamın birinci günüydü, heyecanlı ve gergindim. Okul tam karşımda duruyordu, sağıma soluma bakmış olmama rağmen heyecandan olsa gerek bana doğru hızla gelen arabayı görememiştim. Ani fren sesi ve onu takip eden korna sesiyle neye uğradımı şaşırarak kendimi yere attım bir anda. Araba bana değmemişti bile ama o an hissettiğim korku bana yetmişti. Aklıma babamın kaza geçirdiği günden kareler doluşmaya başlayınca korkum kat kat artmıştı. Olduğum yerde tir tir titriyor ve nefes almakta zorlanıyordum. O sırada arabadan inmiş ve bana bağırmakla meşgul olan sürücünün de işimi kolaylaştırdığı pek söylenemezdi. Kafamı bacaklarımın arasına almış ve bulunduğum yere mümkünmüş gibi daha da sinmiş, kilitlenip kalmıştım. Ben kriz geçirirken içindeki öfkeyi kusmayı bitiren adam bu sefer de yoldan çekilmem için bana söylenmeye başlamıştı. Ancak ben parmağımı bile hareket ettirebilecek bir durumda değildim. Dakikalar geçtikçe sabrı taşan adam bana doğru öfkeyle hamle yapıcakken bir anda durdurulmuştu. "Ne halt yediğini sanıyorsun sen! Çocuğun ne durumda olduğunu görmüyor musun?!" demişti sert sesiyle yüzüne bakamadığım kurtarıcım. Dakikalardır kükreyen herif bir anda kediye dönmüş, ağzının içinde bişeyler gevelemeye devam ederek hızla arabasına girmiş ve çekip gitmişti. Arabanın gitmesiyle beni bu işkenceden kurtaran adam yanıma çömelip "İyi misin? Bir yerine bir şey oldu mu?" diye sormuştu. Sorusuna ne kadar cevap vermek istesem de hala konuşamayacak kadar şoktaydım. Yavaşça yanıma yaklaşıp elini sırtıma koyduğunda irkilmiştim. Anında elini geri çekerken "Sakin ol lütfen, sana zarar vermeyeceğim" demişti kibar sesiyle. Zor da olsa yavaşça kafamı kaldırıp sesin sahibine baktım. Tüm güzelliğiyle karşımda parlıyordu. Ben ona bakakalmışken "Kalkabilecek misin? Yolun ortası güvenli değil" demişti. Yarı şokta yarı etkilenmiş ben zar zor kafamı sallamıştım. Yardımıyla birlikte kalkmış ve en yakındaki kaldırıma oturmuştuk. Benimle güzelce ilgilenmiş, sakinleşmem için çabalamıştı. Hastaneye gitmeyi de teklif etmişti ama araba bana çarpmadığı için gerek görmemiştim. İyi olduğumdan emin olunca da geçmiş olsun demiş ve arabasına binerek uzaklaşmıştı. O giderken şokun etkisini yeni yeni atlatan ben, bir ümit duyar diye aceleyle kalkıp arkasından "t-teşekkürler" diye kekeleyerek bağırabilmiştim anca. Bir daha görebilceğimi sanmadığım yakışıklı yabancıyı-

"Jimin!!"

Olduğum yerde sıçrayarak bakışlarımı sesin geldiği yere çevirdiğimde bana gülümseyerek bakan Taehyung'u gördüm.

Taehyungla hazırlıkta tanışmış, kısa zamanda yakınlaşmıştık. Aynı bölümde olunca da ayrılmaz ikili olmuştuk. Katılmadığı kulüp, tanımadığı insan yoktu. Her partiden haberi olurdu, beni de sürekli çağırırdı ama ben kalabalıkta gerildiğim için gitmezdim.

"Sonunda! burda dikilmiş sana sesleniyorum yarım saattir" "Üzgünüm dalmışım" dedim bir elim kalbimde. "Sorun değil ama bu ara çok oluyo bu dalıp gitmelerin yine mi Jungkook'u düşünüyordun yoksa?" anında kaçırmıştım gözlerimi "Hayır! alakası yok dün uykumu iyi alamadım sadece" "Jungkook'u düşünmekten mi?" diye yinelemişti sırıtarak. "H-hayır!"  yanaklarımın kızarmaya başladığını hissedebiliyordum. "Yalan söylemeyi hiç beceremiyosun chimchim" sırıtmaya devam ederken saçlarımı da karıştırıyordu. "Tamam tamam sessiz ol artık biri duycak şimdi" "Peki akşam parti var gelmek ister misin" "Yok ya eve gidiyim ben" "Hep böyle yapıyosun bi gelsen ne kadar eğlenceli olduğunu görüceksin" "Belki başka zaman benim yerime de dans et" dedim en sevimli gülümsememi sunarken. "Niye bu kadar tatlısın söylenemiyorum bile sana. Neyse seçmeli dersim başlicak gitmem lazım fikrini değiştirirsen yaz bana öpüyorumm" "Tamamdır eve geçicem ben de görüşürüzzz"

Love U PlayboyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin