Teahyungla yer değiştirdiğimizden beri Jungkook'u ve bir an olsun teması kesmediği kızı izliyordum. Okulun kafeteryasındaydık ama bir sevişmedikleri kalmıştı. Bu kadar yapışkanlık olur muydu ya?!
Demin düşündüğüm, kendime söylediğim ne varsa şu an yaşadığım kıskançlık karşısında kül olmuştu. Dayanamıyordum işte.
"Jimin yarım saat oldu gözünü kırpmadın korkmaya başlıyorum"
Kulağıma gelen tanıdık sesle konsantrasyonum bozulmuştu. Sahi ne zamandır Jungkook'u izliyordum? Kahvemi bitirmeyi unutmuştum bile, çoktan buz gibi olmuştu kesin.
"Efendim? Bişey mi dedin Taehyung" "Diyorum ki biraz da benle mi ilgilensen?" demişti alayla. Belki ciddi değildi ama haklıydı, kendimi gerçekten çok kötü hissediyordum şu an. Nasıl arkadaştım ben?! Jungkook gözümü kör ediyordu.
"Üzgünüm Taehyung dalmışım" "Tamam tamam, sarkıtma o koca dudaklarını. Anlıyorum seni, hoşlandığım çocuk ve ona sülük gibi yapışmış bir kız karşımda olsa ben de başka bir şeye odaklanamazdım heralde" "Dimi ya?! Parazit resmen, çocuğa nefes aldırmadı bi!" diye atılmıştım bir anda. Ah! napıyorum ben daha demin üzgün olduğumu söylemiştim. Düşüncelerime ses oluşu beni gaza getirmişti. "Ama..." dedim kafamı istemsiz eğerken "Yine de hoş değil, önümde sen varsın şu an sonuçta. Bazen çok düşüncesiz oluyorum cidden" "Sorun değil dedimmm üstelik artık bu duruma el atmamın zamanı geldi bence" demişti kollarını önünde birleştirirken."Nasıl yani?" "Şöyle ki 1 yıl geldi ve geçmekte ama bu çocuğa olan duyguların azalmadığı gibi artmaya devam ediyor. O senin farkında bile değilken senin onu izleyip içten içe üzülmene daha fazla seyirci kalamicam." "Taehyung..." beni bu kadar düşünmesini görmek, gözlerimi doldurmuştu. Eliyle yanağımdaki yaşı silip konuşmaya devam etti. "Sulu gözlü civcivim benim artık harekete geçme zamanı"
Gözlerim kurumuştu ama kafam karışmıştı şimdi de "Nasıl yani?" "Demek istediğim artık bir şeyler yapman lazım. Gidip selam verebilir ve numarasını isteyebilirsin"
"NE!" Ani çıkışımla bir kaç göz bize dönmüştü. Kendimi toplayıp kısık sesle devam ettim. "Teahyung ne dediğinin farkında mısın? Hele de ben asla böyle bir şey yapamam tanımıyo musun beni?" "Bir şansımı deniyim dedim ama tepkin çok komikti cidden" O kahkahalar atarken, ben küçük yumuklar savuruyordum kollarına.
"Neyse" dedi birden ciddileşip. "Gidip direk konuşamasan bile aynı ortamlara girmeye çalışabilirsin" "Nasıl olcak ki o iş?" "Seni her seferinde davet ettiğim ama ısrarla gelmediğin partiler olabilir mesela" "Ama-" "Ama flan istemiyorum jimin. İlla jungkook için de söylemiyorum yakın arkadaşımla partilemek istiyorum bir kere de olsa. İnan çok eğleniriz. Hem belki hoş biriyle karşılaşırsın ve Jungkook'u unutursun nerden bileceksin. Genç yaşında azcık hayatını yaşa yav"
"Çen benimle partilemek mi istiyosunnn?? Yaaa keşke öyle söyleseydin gelirdim senin için şapşalım benim" " Ne biliyim zorlamak istemedim seni hiç" " Ah Taehyung çok tatlısın. Haklısın kalabalık ve yüksek ses beni korkutuyor biraz ama denemem lazım belki de, hem seninle her türlü eğlenceli olur" "Aferinnn sen böyle sözümü dinle ben gerisini hallederim zaten"
"Gerisi?" "Boşver boşver sen cumartesi olacak partide ne giyeceğini düşünmeye başla" "Tamam tamam ama şimdilik kalkabilir miyiz lütfen daha fazla burda durup bu tatsız manzarayı izlemek istemiyorum"
"Emredersiniz komutan chimchim" diyerek elinde yemek tepsisiyle birlikte komik komik yürümeye başlamıştı Taehyung. Gülmekten diğer insanların ve arkamda kalan Jungkook'un görüpte ne düşüneceğini umursayamamıştım bile. Gülerek kafeterya alanından çıkınca bir öpücük kondurdum Taehyung'un yanağına. O olmasa ne yapardım acaba, her koşulda beni gülümsetmeyi başarıyordu benim küçük maymunum.
*****
Anneme masayı toplamasına yardım ettikten sonra, sonunda yatağıma uzanabilmiştim. Bugün yorulmuştum biraz. Taehyunla konuştuklarımız da kafamı epey doldurmuştu, odaklanamıyordum hiç bir şeye.
Elime telefonu alıp instagrama girdim. Sahte hesabımı kullanıyordum genelde. Jungkook'u takip etmek için açmıştım aslında ama ara ara çektiğim güzel manzara fotoğrağlarını da paylaşıyordum. Yüzümün gözükmemesine dikkat ediyordum
tabiki.45.678 beğenme
Jk_97:☣️
Lili.jeon: Aşkım😍Girmemle birlikte Jungkook'un attığı yeni fotoğrafı gördüm. Tanrım! çok yakışıklı çıkmıştı. Güzel çıkmadığı bir fotoğraf mümkün müydü ki zaten.
Jungkookun fotoğrafına bakmaya devam ederken, altında beliren yoruma kaydı gözlerim.
AŞKIM MI!!?? Olduğum yerde sıçradım bir anda. Bir de JEON olarak değiştirmişti soyadını! Çok komikti cidden! Jungkook bu kızın ona aşkım demesine izin mi veriyordu yani?? Peki kullanıcı adını değiştirdiğini görmüş müydü?! Yoksa sevgili mi olmuşlardı? Ama jungkook sevgili yapmazdı ki. Düşününce bu kızla uzun zamandır birliktelerdi, normalde çoktan başka birini bulurdu. Yoksa-
Hayır hayır olamazdı, çıkmaya başlamış olamazlardı. Bu hiç Jungkook'luk değildi ki...
Düşünceler başımı ağrıtmaya başlarken, Taehyung'un söyledikleri geldi aklıma. Haklıydı, madem kafamdan atamıyordum bişeyler yapmalıydım. Ama çok utanıyordum ve korkuyordum kötü bir geri dönüş almaktan. Hem işler ters giderse ona uzaktan bile olsa bakamazdım. Riske atamayacağım kadar korkutucuydu bu düşünce.
Aklıma gelen fikirle yatakta zıpladım. Sahte hesabımdan mesaj atabilirdim. Kim olduğumu bilemeyeceği için korkmadan çekinmeden yazabilirdim ordan. Bir heycan mesaj kısmına bastım.
____________________
[Jk_97]
Mochi: Selam
____________________
"Olamaz! Tanrım ne yaptım ben!" Mesajı attıktan sonra gerçeklik bir anda yüzüme çarpmıştı.
Ben-gerçekten-Jeon-Jungkook'a-mesaj-atmıştım!!!!!
Elim ayağım hala titrerken "Tamam jimin sakin ol. Sahte bir hesap bu kim olduğunu anlamaz ki" dedim kendi kendime. Evet sakinleşmiştim ama şimdi de Jungkook cevap vericek mi diye bekliyordum. Anlaşılan bu gece uyku yoktu bana...
(17222/0114)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love U Playboy
FanfictionPlatonik bir jimin ve playboy jungkook (düz yazı + texting)