Love U Playboy

18

[2oda 1salon]

Taetae: Selamlarr herkesee
Buluşma için kurdum grubu
Evin konumunu atıyorum şimdiden
konum📍

Hoseok hyung: Selam selamm

Yoongi hyung: Ev ilanı mı sohbet grubu mu belli değil

Taetae: dfghjklşjkl
Yaratıcı olmamış mı ama
Jiminin fikriydi

👉🏻Jk👈🏻: Güzel olmuş isim

Jimin: Teşekkür ederim

Hoseok hyung: Bu ne resmiyet agalarım -paylaço-
Biraz relax

Taetae: Bu ev partisi tüm resmiyeti yıkacak inanıyorum ben -yıldız gözlü emoji-

Hoseok hyung: İşte aradığım ruhh

Namjoon hyung: Taehyung bahsettiğimiz arkadaşımız Jin de gelebilir mi?

Taetae: Tabikii

Namjoon: Tamam o zaman
**** *** ** ** numarası bu alırsın gruba

Taetae: Tamamdırr

-Jin kişisi gruba eklendi-

____________________

Koltuğun üstündeki yastıkları kabartırken Taehyung gelmişti yanıma. "Her şey hazır, gelirler yakında" "Çok heycanlıyım Tae, Jungkook ile okul dışında bir yerde ilk defa görüşmüş olucaz" "Senin heyecanını yerim ben chimchimim benim" diyip yanaklarımı avuçları arasına alıp büzüştürmüştü Taehyung. Ben dişlerimle bütünleşmekte olan yanaklarımı Taehyung'dan kurtarmaya çalışırken kapı zili duyulmuştu.

"Hadi git aç" diye beni itteren Teahyung'a "Sen ev sahibi değil misin sen aç" demiştim. Kapıyı açamayacak kadar gergindim şu an. "Benim tuvalete girmem lazımm, sen aaç" diye koşarak tuvalete kaçan Taehyung'un arkasından koşsam da yetişememiştim. Yüzüme kapanan kapıyı zorlasam da açamamıştım. Hemen kitlemişti sinsi şey. "Ya! Taehyung!!" zorlamaya devam edersem büyülü bir şekilde açılacakmış gibi kapının koluna asılmaya devam ediyor, ederken de Taehyung'a kızıyordum. Kapı zili tekrar çaldığında artık kapıyı birinin açması gerekiyordu. Gıcık Tae kendini tuvalete kitlediğine göre de o kişi bendim.

Taehyung kapıyı açtığında arkasına sığınaraktan kafamı çıkarıp herkese selam vericektim aslında ama şimdi tüm planlarım suya düşmüştü. Bozulan planlarımla içimden Taeye söverken kapıya doğru koştum. Nefesimi toplamaya çalıştım biraz deminki boğuşma yüzünden bozulan saçımı da titreyen elimle şöyle bi düzeltmiştim. Şimdi hepsiyle tek başıma yüzleşecektim, "Görceksin sen Tae" diye fısıldayaraktan kapının kolunu indirmiştim telaşla. Üçüncü kez zili çalmaları her şeyi daha da kötüleştirirdi.

Yavaşça açtığım kapıdan nefesimi tutaraktan kafamı uzatmıştım. Görüş alanımdaki geniş omuzlu bedeni yüzüne bakmadan bile hemen tanımıştım. Bakışlarımı yüzüne çıkardığımda o da bana bakıyordu. Yüzüne bakmak için kafamı kaldırmamı gerektiren boyuma söverken, aynı zamanda karşımdaki manzaranın gerçekliğini tartıyordum.

Jungkook ve arkadaşları bizimle takılmak için Taehyung'un evine gelmişti. Bu arkadaşlık iyice gerçeğe dönüşmeye başlıyordu. Ve bu beni çok mutlu ediyordu.

Jungkook'un üstünde bile bol dururken, bana elbise gibi olacağından emin olduğum lacivert sweatshirtü ve altına giydiği gri eşofmanı beni benden almıştı.