"O kadar güzeldi ki Taehyung, tanıdıkça daha da çok seviyorum resmen" "Vay anasını olduğundan daha fazla sevebilmen mümkün müydü cidden ya?" "Her zaman o mekanda yediği yemeği ve ne kadar lezzetli olduğunu hevesle anlatışı falan o kadar tatlıydı ki anlatamam" "Biliyorum Jimin geldiğinden beri bunu 5. anlatışın falan" "Ya ama o kadar tatlı bir insanki Taehyung, dışarıya gösterdiği o sert kabuğun altında yumuşacık bir kalbi olan mükemmel bir adam var" "Yani sohbetiniz yokken de Jungkook'un mükemmel olduğunu düşünüyordun sen ama demek istediğini anladım" "Anlayamazsın..." "Tamam jimin tamam yeterince büyülenmişsin sen" "Öyle oldu biraz" "Biraz mı?! Neyse herkeslerden sakladığı yumuşak yanını sana bu kadar rahatça göstermesi boş değil bence""Aaa asıl sana şeyi anlatmadım" "Neyi Jimin daha ne olmuş olabilir?" "Nasıl yani?" "O kadar fazla romantik an yaşamışsınız ki dahası olduğuna inanamıyorum sadece" "Yaaa Taeee gaza getirme beniii öf" demiştim yanaklarım kızarırken. "Gaza gel biraz lütfen hakkındır" "Hehehe" diye sırıtıp devam etmiştim "Ayaklarımızın altında, seul ellerimizde bungeoppanglarımızı yiyorduk ki bir anda bana 'kokun çok güzel' dedi" "NE DEDİ?" "Kokun çok güzel dedi işte" "BUNU ŞİMDİ Mİ SÖYLÜYOSUN?!" "Dur Tae sessiz ol daha bitmedi" "DAHASI DA MI VAR?" "Evet sessiz ol" diye fısıldamış ve "Ama devamında biraz rezil oldum ben" demiştim itirafta bulunurcasına. "Ne yaptın Jimin?" "Ya Jungkook bir anda öyle diyince şoka girdim ben de" "Eee ne yaptın yani?" "Bungeoppangımı düşürmüş olabilirim şaşkınlıktan" demiştim gözlerimi kaçırırken.
Kahkahalarla gülüyordu şimdi karşımda Taehyung. "Ya! Taehyung!! yeterince utandım zaten bir de sen utandırma" "Ay na-napiyim a-ama jimolim benimmm yerim ben senin şaş-şaşkınlığını" gülmekten zar zor konuşmuştu Taehyung, gülmeyi bitirince de "E sonra ne oldu?" diye sormuştu. "Sonra kendisininkini uzattı bana yemem için ben de..." "Sen de ne?" "Of hayır diyemedim ve yedim tamam mı"
Tekrar kahkalara boğulan Taehyung'un kolunu ısırmıştım, yetmişti bana güldüğü yeterince utanmıştım zaten...
"Aow! tamam tamam ama çok tatlısın be jimolim ne yapayım" "Bana jimoli demeyi kesebilirsin mesela" Dalgayla "Sen onu bırakta dolaylı yoldan öpüşmüş olmuşsunuz desenee" diyen Taehyung'a "Çirkinleşme Tae" diyip surat yapmıştım.
Sonrasında aniden aklıma gelen şeyle "Aa bu arada ben neredeyse zortluyodum yine" demiştim. "Ay daha ne olmuş olabilir bir günde yaa" "Bu anlatacağım yazıştığımız sırada oldu" "Özelden mi? faketen mi?" "Faketen tabiki, daha telefondan konuşmadık hiç jungkookla" "Sürekli yüz yüze olduğunuzdandır, o da olur yakında merak etme" "Umarım" demiştim iç çekerken, sonrasında da dünkü mesajları göstermiştim Taehyung'a.
Mesajları okuduktan sonra "Sen bu tür oyunlar için fazla safsın be chimchimimm, sürekli pot kırmanın eşiğinden dönüyorsun" demişti Taehyung. "Sorma Tae yaa, bir gün kırıcam cidden" "Yani daha çok yazış dedim sana ama bu yaşadıklarınızdan sonra gerek yok bence yazmana, yazacaksan da direk kendi numarandan yazabilirsin" "Ya çok geriliyorum Tae ilk o yazsa neyse de, ama bekleyemem de yazmasını merak ediyorum sürekli onu" "Beklemene gerek yok aslında ama sen bilirsin kasma kendini, o da olucak elbet bence"
Taehyungla laflayıp, oturmaya devam ederken Suga hyunglar gözükmüştü uzaktan. Elini kaldırıp sallayan Taehyung'u gördüklerinde bize doğru gelmeye başlamışlardı, ama yanlarında Jungkook yoktu.
Yanımıza vardıklarında kendimi tutamayıp "Jungkook nerde?" diye sormuştum. "Sana da merhaba jiminshii" diye dalgayla karışık konuşan Hoseok hyungla utançtan ölücektim neredeyse. "Se-selam hoseok hyung" "Hobi hyung de bana jimin bi sen hoseok diyosun aramızda" "Tamam Hose- hobi hyung" "Aferinnn" diyip sıcak gülümsemesini sununca biraz olsun rahatlamıştım. Hobi hyung güldü mü güneş doğar, çiçekler açardı sanki. Gerçekten çok tatlı bir insandı ama tersi de bi o kadar pismiş gibi duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love U Playboy
FanfictionPlatonik bir jimin ve playboy jungkook (düz yazı + texting)