2

1.3K 63 0
                                    

"Ahhh çok uykum varr" Tek gözü kapalı, sallana sallana yanımdaki sandalyeye bırakmıştı kendini Taehyung. "Yine sabahlara kadar partiledin dimi?" Kafasını masaya gömmüşken "hıhı" diye mırıldanmakla yetinmişti. "Hoca biraz sonra gelir bu halde nasıl dinleyeceksin acaba dersi?" "Yok yazılmasam yeter" Haline iç çekip, ellerimi pofuduk saçlarına daldırdım. "Ben senin yerine de not alırım, uyu hadi" Bunu dememi bekliyormuş gibi gözlerini kapatıp iyice kurulmuştu yerine. "Seni seviyorumm jiminshii" Tatlı sesiyle konuşunca kızamıyordum ki. Hoca gelene kadar yumuşak saçlarını sevmiştim ben de.

*****

Sonunda öğle arası vaktiydi. Ders boyunca ölü gibi uyuyan Taehyung güzelce gerinirken, ağzını kocaman açıp esnemişti. "Yavaş taehyung çenen düşücek şimdi" dedim kıkırdarken, haline gülmemek elde değildi. "Ay çok güzel uyumuşum, okulda olduğumu unutmuşum bile" Şapşal şapşal sırıtırken bir anda mızmız suratını takınmıştı. "Noldu? Bu sefer ne var?" "Jiminnn açlıktan ölcem galiba hadi hemen yemek yiyelim bi yerdee"

Çocuk gibi koluma yapışmış beni yemek alanına doğru sürüklüyordu resmen. "Tamam taehyung yicez yemek, çekiştirmeyi bırakır mısın artık lütfen" "Ama çok acıktımm" çocuk gibi söylenişi tatlı olsa da bu gidişle düşecektik. "Ölmezsin merak etme" dedim kolundan kurtulurken.

Masalardan birine oturmuş kahvemi yudumlarken, Taehyung'un nefes almadan tıkınışını izliyordum. Aç olmadığım için bir bardak latte, yanına da küçük bir tatlı almıştım.

"Sononko goldo" "Ney?" "Sononko goldo doyorom" "Ne dediğini anlamıyorum taehyung, önce ağzındakini bitir" Dememle ağzındaki koca lokmayı bir anda mideye indirmiş, üstüne de kalan kolasını dikmişti. "Yavaş ol taehyung boğulucaksın, bekleyebilirim ne diyeceksen" "Seninki geldi diyorum hemen çaprazımızdaki masada" "Ne! Neden daha önce söylemedin!" diye sıçramıştım yerimde. Gözlerini kocaman açıp dudaklarını büzmüş "Deminden beri diyorum ama anlamadın" diye itiraz etmişti. O kadar heycanlanmıştım ki Taehyung'un tatlılığına odaklanamıyordum bile.

*****


"Offf" Jungkookla aynı ortamda olduğum için mutluydum tabi ama onu görebilsem daha mutlu olurdum. "Noldu jiminshii? jungkook nerdeyse yan masada sayılır niye üflüyosun hala?" "Bu konumdan göremiyorum ki, bakarsam da çok belli olur" "Bu muydu derdinn, gel yer değiştirelim" "Olmaz fark edilir" "Oldukça kalabalıklar, olmasalar da bizi fark etçeklerini sanmıyorum zaten jimin" Taehyung haklıydı onlaraın gözünde görünmez sayılırdık. "İyi peki o zaman"

Tam kalkıcakken taehyung elimi tutmuştu. Yüzüne baktığımda ifadesinin ciddileştiğini gördüm. "Ya da boşver bugün de beni izle banane ya" demişti sahte gülümsemesiyle. Sahte olduğunu biliyordum çünkü Taehyung'u çok iyi tanıyordum, gerçek duygularını her halinden anlayabilirdim.

"Ne oldu Taehyung?" Gözlerini kaçırırken "Hiiiç kıskanmış olamaz mıyım? Hep aklın onda bana vakit ayır biraz da" demişti. Bu sahte oyuna devam etmesi beni sinirlendirmeye başlamıştı.

"Taehyung!"

Kaçırdığı gözlerini gözlerime çıkarmış, bir süre baktıktan sonra elini ensesine atmış eş zamanlı olarak da kafasını eğmişti. Neyi nasıl diyeceğini düşünüyordu sanırım. "Of! Tamam şu aralar takıldığı kız da yanında ve baya samimi oturuyolar şu an" demişti. Anında suratım düşerken "İşte bu yüzden söylemek istemedim şu haline bak sarktı hemen o koca dudakların" demişti.

Neden sarkmıştı ki dudaklarım? Neden üzülüyordum? Zaten imkansız olduğunu bilmiyor muydum? Güldüm kendime, bu kadar acınası ve saf oluşuma güldüm. Salak kafamın içinde, derinlerde bir yerde umut vardı hep. Yok edemiyordum o küçük umudu ve bu yüzden daha da sinir oluyordum kendime.

"Jimin? İyi misin? Kalkalım istersen"

Taehyung'a baktım sesini duyunca. "Hayır gerek yok hatta hala yer değiştirmek istiyorum sanırım" Taehyung'un kaşları önce biraz havalanmış sonra da bükülmüştü. Benim için üzülüyor ve endişeleniyordu haliyle, o da haklıydı. "Jimin...ne gerek var...görünce üzülüceksin neden yapmak istiyorsun bu eziyeti kendine?" "İyiyim ben cidden, görmediğim şey değil sadece yüzüne bakmak istiyorum fırsatını bulmuşken...lütfen" dedim gülümsemeye çalışırken.

Evet görmeliydim. İyice kazımalıydım kafama o kızla onu. Unutmamalıydım bu görüntüyü. Hep aynı şey oluyordu zaten. Tek değişen kızlardı ama hep bir veya bir kaç tane oluyordu. Hepsinin geçici bir heves olduğunu bilmek içimi rahatlatıyordu bazen ama sevdiğimi başkalarıyla görmek yine de kalbimi kırıyordu. İşte bu yüzden unutmamalıydım karşımdaki bu kırıcı manzarayı. Hem bir şey beklemeden sevmiyor muydum ben zaten? Kendime sürekli hatırlatmalıydım bunu.

Düşüncelerimi bırakıp bakışlarımı karşıma diktim. Bakmaya alışırsam canım yanmadan sevebilirdim belki. Güzel yüzünü görsem yeterdi o zaman.

Love U PlayboyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin