Ulaaaaa finale son 4 bölüm! Umarım siz de benim gibi heyecanlısınızdır. Neyse uzatmıyorum keyifli okumalar!! 🧚🏻♀️💜
❛ ❛
Gülleri sarı severim, toprağı ıslak.
Türküleri yanık, şiirleri hoyrat!
Havayı nemsiz, çayı demsiz...
Bir seni olduğun gibi,
Bir seni her şeye rağmen.
Bir seni, hâlâ...-Ümit Yaşar Oğuzcan
❛ ❛
"Ben Umut'u seviyorum! Kimsin diye sormuştum ya hani piç herif, ben ona köpek gibi aşık olan adamım!!"
Yüreğimde derin bir sızı hissettim. Sanki kapanmış yaralarımın kabuğu ansızın koparılmış tekrar kanamaya başlamıştı. Herkesin karşısında itiraf etmişti. Hicap duyuyordum, ağlamak istiyordum.
Çocukluk arkadaşım dediğim kişi büyümüş ve içten pazarlıklı, kötü niyetli, ikiyüzlü biri hâline dönüşmüştü. Tüm gece ona iyi davranmış hoş sohbet etmeye çalışmıştım. Kendimi aptal gibi hissediyordum.
"Bu nasıl bir saygısızlıktır?! Trabzon'dan buralara kız istemeye geliyoruz yetmiyor ikinci adayı da bizimle aynı zamanda mı ağırlıyorsunuz?! Bu mu senin meşrebin Mustafa Bey!"
Faruk'un babası ailesini arkasına alıp babama bağırdı. Annem telaşla açıklama yapmaya çalıştı.
"Ortada çok büyük yanlış anlama var. Düşündüğünüz gibi değil."
"Oğlun ve ortağı, oğluma saldırdı! Bunun hiçbir açıklaması olamaz!" diye bağırdı Faruk'un annesi.
Babam bir adım öne çıkıp gür sesiyle konuştu.
"Meşrebi sizden öğrenecek değiliz! Biz sizi misafir olarak kabul ettik, katakulliye getirip lafı kız istemeye getiren sizlersiniz! Gençler arasında çıkan kavgaya gelecek olursak, oğlum da ortağı da durduk yere kimseye saldıracak adamlar değil! Yapmışlarsa bir sebebi vardır!" Babamın yeri titreten sesi herkesi dize getirmişti. "Şimdi derhal evimi terk etmenizi rica ediyorum. Hata bende ki sizi en başta kabul ettim."
Faruk ve ailesi kavga gürültü evden çıkıp gitti. Faruk'un gece boyunca melek olan annesi 'sizi Trabzon'a rezil edeceğim' nidaları atarak evi terk etmişti.
Yiğit Şah'ın ailesi ve bizim aile bahçede kala kalmıştık. Kimse bir adım bile yerinden oynamamıştı. Babam ürkütücü bir yavaşlıkla Yiğit Şah'a döndü. Gerginlikten karnıma kramplar giriyordu.
"Şimdi! Bana neden kavga ettiğinizi açıklıyorsunuz!"
Özgür ve Yiğit Şah birbirlerine kısa bir bakış attılar. Sessizlik devam ederken araya ben girdim.
"Baba, oldu bitti. Lütfen-"
"Sen..." Babam bana sertçe dönüp dişlerinin arasından tısladı. Bağırmamak için kendini tutuyordu. "Sen karışma!"
Yiğit Şah hızla bir adım öne çıkıp endişeli gözlerle bana baktı. "Mustafa amca," Babamın bana bağıracağından korkuyor gibiydi. "Tüm olanlar benim hatam. O herife daha fazla dayanamadım." Derince yutkundu, babamın gözlerine korkusuzca bakıp net bir şekilde tekrar söyledi. "Umut'u seviyorum. Bana istediğinizi yapın, size karşı boynum kıldan ince. Ancak bu gerçeği daha fazla içimde tutmayacağım ve asla vazgeçmeyeceğim."
Gözlerimi utançla kapattım. Kimsenin yüzüne bakamıyordum.
"Ben seni kendi oğlumdan ayırmadım. Şimdi kalmış bana kardeş gibi büyüdüğünüz kızımı sevdiğini mi söylüyorsun? Kabul etmiyorum! Ne ben bu gece böyle bir şey duydum ne de sen söyledin!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRLANGIÇ | Tamamlandı ~ Kısa Hikaye
NouvellesBir kız düşünün, sapasağlam ayakları yere basan, cesur ve dürüst. Şaşalı yaşamına rağmen alçak gönüllü. Ne saf ne masum! Çıtkırıldım mı? Asla. Biraz kavgacı, nadiren agresif, azıcık dobra, fazlasıyla zeki... Umut hiçbir zaman ciddi biri olmamıştı...