Güneşin doğuşuyla yeni birgün başlardı.
***
Zeynep sabah erkenden kalkmıştı. Dolabından çıkardığı yeşilimsi eteği elline aldı, eteği giyip üstüne beyaz bir badi giydi. Kıyafetleri oldukça azdı. Yarısının rengi solmuştu. Ev halkı birazdan uyanacaktı o yüzden hemen mutfağa gitmişti.
Kahvaltıyı hazırlamak için ocağa çay koydu. Yengesi de uyanmıştı."Sen yorulma ben hazırlarım" diye konuştu. Zeynep şaşkın bir şekilde yengesine baktı.
Yengesi zeynep'e ne zaman iyi davransa mutlaka altından başka bir şey çıkıyordu.
"Hayır yenge ben hazırlarım" dedi.
Zeynep kahvaltıyı hazırlarken bir yandan telefonda konuşan amcasını dinliyordu."Kızım sen ne diyorsun! Ne demek İstanbul'a taşınalım. Olmaz öyle şey, başlarım eğitimine!" Deyip öfkeli bir şekilde telefonu kapatı. Hüseyin bey, çok sevdiği yeğenine döndü ve söylenmeye başladı.
"Sibeli okutmakla hiç iyi etmedim. Büyümüş babasına akıl veriyor. Burada; ineklerimiz hayvanlarımız var nasıl İstanbul'a taşınırız. Hanım bak gör hep sen bu eğitim işini aklıma soktun!" Zeynep sessiz bir şekilde Amcasını dinliyordu. Araya girseydi bu doğru olmazdı.
Amcasına bir bardak çay koydu.
"Bey! Ben boşuna mı altınlarımı bozdurdum? Kız üniversiteye kadar okumuş şimdi bıraksın mı?" Durum oldukça ciddi görünüyordu.
" O kız yurdundan kovulmadan önce düşünecekti. Kız tek başına İstanbul'da ne yapsın? Millet ne der! Akılsız kadın bunları hiç düşündün mü?" Dediğinde yengesi yardım ister gibi zeynep'e baktı.
Zeynep'in bakışları amcasına döndü.
"Amca okumak çok zahmetli bir şey... ve Sibel bunun için çok emek verdi. Sen demez misin? Emeğiniz sakın boşa çıkmasın diye." Zeynep'in cümleleri bir müddet Hüseyin beyi düşündürmüştü.
"O zaman ne yapalım?"diye sordu.
Zeynebin yengesi Halime hanım ellerini dizlerine vurdu."Ah Bir erkek çocuğum olsaydı. Bunların hiçbiri olmazdı" Zeynep üzgünce yengesine baktı.
"Amca istersen ben gideyim... Birlikte bir ev kiralarız." Dediğinde Hüseyin bey direk ayağa kalkmıştı.
"Zeynep!" Sesini ilk defa yeğenine karşı yükseltiyordu.
"Kız başınıza istanbularda ne edeceksiniz? Millet ne der! Bende seni akıllı zannederdim." Zeynep çok utanmıştı. Amcası ilk defa ona böyle bağırıyordu.
"İşte kız doğru diyor. Beraber yaşasınlar gözümüz arkada kalmaz. Hem biraz yalnız kalırız" yengesinin cilveli sesi işe yaramamıştı.
Hüseyin bey hiddetli bir şekilde evden çıkmıştı. Zeynep kahvaltıyı kaldırdı. Bulaşıkları yıkadı. Evi süpürdü.
"Zeynep!" Yengesinin sesiyle onun odasına gitti.
"Efendim yenge" diye sordu. Yengesi yatağını göstererek konuştu.
"Gel otur konuşmamız gerek!" Zeynep usulca gidip oturdu.
"Eşyalarını topla. Yarın İstanbul'a gideceksin. Ben amcanı ikna ettim" dediğinde Zeynep sadece tamam demişti.
"Yenge iznin olursa babamı ve annemi ziyaret etmek istiyorum" dediğinde yengesi bir süre düşünmüştü sonra cevap verdi.
"Ev işlerini bitir sonra nereye gitmek istiyorsan git."
Zeynep ev işlerini aslında bitirmişti ama belli ki yengesi tekrar o işleri yapmasını istiyordu. Zeynep işlerini yaparken hızlı olmaya çalışıyordu. İşi bitince hemen mezarlığa gitmişti. Anne ve babasını görünce yanlarına gitti."Anne, baba sizi çok özledim. Sizin için her gün dua ediyorum. Rüyama girin diye ama yoksunuz. Eksikliğiniz o kadar çok var ki... Ben İstanbul'a gidiyorum... Biliyorum sizden uzak olacağım ama kalbim sizinle. Ben olmasam kim size su verecek... Bilmiyorum bunun için özür dilerim. Ama yengeme söylerim. size iyi baksın. Üstümde çok emekleri var. beni bu yaşa kadar büyütüler... onlar ne istiyorsa yapmak zorundayım. Şimdilik hoşçakalın. Sizden biraz toprak alacağım... Özlediğim zaman kokluyacağım" Zeynep artık eskisi gibi ağlamıyordu.
Çünkü alışmıştı onların yokluğuna. Elline iki avuç toprak aldı. Bir peçeteye sardı."Üzüldükçe derdimi size anlatacağım. Yine benimlesiniz" Zeynep hava kararmadan hemen eve dönmüştü. Yengesinin ve amcasının sesi geliyordu.
"Ne malum tarlağı vereceği bu yaşa kadar büyütük! Ama hiç bunu düşünmedik."
"Hanım sen ne diyorsun! " Zeynep bu durumdan çok sıkılmıştı. Elinde sadece bir toprak parçası vardı ve yengesi sürekli baskı uyguluyordu. O tarla ailesinden kalan son şeydi.
"Zeynep o tarlayı satsa sibeli özel yurda koyarız" dediğinde Hüseyin bey ellini kaldırmıştı. Zeynep koşarak tutmuştu.
"Amca hayır! " Hüseyin bey ellini indirdi. Zeynep yengesine dönüp ciddi bir şekilde konuştu.
"Yenge O tarla anne ve babamın o yüzden satamam! " Yengesi burun kıvırdı.
"O tarlanın turşusunu kurmaya devam et!"
Hüseyin bey sinirli bir şekilde karısına bakınca Halime hanım susmak zorunda kalmıştı."Bir şey demedim" diye hayalî bir fermuar çekmişti.
Zeynep yengesinin bu tavırlarına alışmıştı.
"Kızım yarın istanbula gideceksin. O yüzden erken yatmaya bak." amcası sadece bunları demişti.Zeynep odasına geldi ve kıyafetlerini bir çantaya koydu.
Zaten fazla bir kıyafeti yoktu. Ördüğü siyah saçlarını açtı ve taradı.
Parlak ve gür siyah saçları çok hoştu.Saçını kesmeyi pek sevmezdi. Çünkü annesine söz vermişti.
Zeynep daha küçükken saçlarını kısa yapmak için kesmişti o zaman annesi ona çok kızmıştı.Saçın uzunken daha güzel bir daha benden habersiz kesme olur mu?
Zeynep evet demişti. o annesine verdiği son sözdü.
***Zeynep köy arabasıyla İstanbul'a gidecekti. İstanbul'u Hep dizilerde görmüştü. Birde yaz tatilinde sibelin anlatımıyla ama artık o İstanbul'u canlı görecekti.
Bunun için heycanlıydı çünkü ilk defa köyden dışarı çıkıyordu.Amcasının ellini öptü.
"Amca hakkını helal et" dediğinde amcası gururla zeynep'e bakmıştı."Öz kızım bir kere bile öpmedi şu ellimi... Hakkım helal hoş olsun. Sende hakkını helal et kızım" dediğinde sesi biraz mahçup çıkmıştı.
"Olur mu öyle şey amca... Helal olsun" yengesiyle de vedalaştı ve köy arabasına bindi.
Zeynep İstanbul'a gelene kadar pencerede geçen yerleri izlemişti. Sibelin her şeyden haberi vardı. kuzenini karşılayacaktı.
Zeynep kuzenini beklemeye başladı ama kuzeni ortalıklarda görünmüyordu.
Zeynebin Telefonu da yoktu ki arasaydı.
Biraz daha bekleyince Sibel gelmişti."İstanbul'a hoşgeldin!"
Evet yeni bölüm hakkında düşünceleriniz?
Zeynebi sevdiniz mi?Bu bölümde kimi sevmediniz?
Instagram hesabı yeni açılmıştır ❤️ takip ederseniz çok sevinirim.
Ena bilir
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AĞLA KALBİM
Romance"Hamileyim..." Dediğimde çok sevdiğim yeşil gözlerini bana dikti. Öfkeli bakmıyordu... Ama bana acıyormuş gibi bakıyordu. "Çocuk doğduktan sonra seni bir daha çevremde görmek istemiyorum." Dediğinde gözlerimin dolmasına engel olamadım. *** Zeynep ok...