Sibel uyanmıştı. Okul için hazırlanıp mutfağa gitti ama kahvaltının hazır olmadığını gördü.
"Zeynep!" Diye sesini yüksek çıkartarak bağırdı ama hiçbir ses yoktu. Sibel, zeynebin odasına gidince boş olduğunu gördü.
Bu kız sabah sabah nereye gitmişti!"Herhalde ekmek almaya gitti" diye düşündü. Sibel bir süre daha bekledi ama Zeynepten bir ses seda yoktu. Onu daha fazla beklemedi ve kendi kendine konuştu.
"Artık okul kantininde bir şey alırım" dediğinde evden çıkmıştı.
Zeynep düşüncelerinden uzaklaşmak için sahile gelmişti. İstanbul'un denizi çok güzeldi. Sabah saatleri olmasına rağmen bir kaç kişi daha vardı. Zeynebin gözleri bir adama takılmıştı ve sürekli o adama bakıyordu. İçki içen yaşlı bir adamdı. Üstü başı kirlilik içindeydi.
Elinde olsaydı o kirli kıyafetleri gidip yıkardı.Yaşlı adamla göz göze geldi, adam ayağa kalktı. Zeynep sadece izliyordu. Adamın ne yapacağını merak ediyordu. adam sarhoştu ama hissediyordu bu adam kötü biri değildi. Yaşlı adam Zeynebe doğru gelmeye başladı.
İçki şişesini ağzına götürdü ve zeynebin yanına oturdu."Bu hayatın içine edeyim" dedi o sarhoş sesiyle. Ayrıca berbat kokuyordu.
"İyi misiniz?" Diye sordu Zeynep böyle deyince adam kahkaha atmaya başladı.
"Korkup gitmen gerekiyordu. Şaşırtın beni, " dediğinde Zeynep hafif tebessüm etmişti.
"Allah'tan başka kimseden korkmam" dedi. Adam bir süre zeynebe baktı. Tabii içki içen birine Allah'tan bahsetmek ne kadar doğruydu bilmiyordu.
"Çok günah işledim ve bedelini ağır ödüyorum" ellindeki içki şişesini havaya kaldırdı.
"Hâlâ devam ediyorum" adamın sesi hüzünlü geliyordu. Kendini cezalandırmak için sanki içki içiyordu.
"Pişman mısınız? " Diye sordu Zeynep.
"Evet yaptığım her şey için pişmanım ama düzeltmem imkansız. Geçmişe gitseydim O hatalarımı yapmazdım"
Adamın pişman olmuş sesi zeynebi gerçekten çok etkilemişti.
"En azından hata yaptığınızın farkındasınız. Sizin yerinizde olsaydım ne yapardım biliyor musunuz?"
Zeynep yaşlı adamın elindeki içki şişesini aldı ve ilerdeki çöp kutusuna attı. Umarım adam bu davranışından dolayı ona kızmazdı.
"Böyle pişmanlıklarınızı düşüneceğinize bir yerden başlayın. Küçük olsa da deneyin." Yaşlı adam hayretle bu yabancı kıza bakıyordu.
Kimse ona böyle davranmamıştı. Kim onun içkisini çöpe atabilirdi? Belli ki bu kız cesurdu!
Adam cesur insanları severdi.
"Bir zamanlar çok zengindim. Karım ve çocuklarımla mutluydum. Gönlümü bir kadına kaptırdım ve karımı aldattım. Çocuklarım büyüdükçe ben bataklığa batıyormuşum da haberim yokmuş! ve oğlum bana tuzak kurdu. Bütün mal ve varlığımı üzerine geçirdi. Beni de sokağa attı" adam yine dertlenmişti ve içkiside yoktu. Şimdi ne yapacaktı. Aslında bu kıza çok kızmıştı ama ona bağırmak istemedi.
Bir şey bağırmasına engel oluyordu. Masum duruşu mu yoksa umut veren gözleri mi? Kestiremiyordu."Çocuklarınız tarafından birde düşünün. Babaları başka bir kadınla beraber. annelerinin çektiği acıya onlar şahit olmuşlar. O gönlünüzü kaptırdığınız kadın nerede?" Diye sorduğunda adam acı içinde gülmüştü.
"Beş kuruşsuz kalınca terk etti!" Adamın söylenme şekli çok komik gelmişti. Zeynep hafif gülmüştü.
"Aileniz sizi sokağa atmış olabilir ama bu parasız kaldığınız için değil. Onları kırdığınız için bence ilk işiniz eşinizin gönlünü almak" yaşlı adam bunu çok istiyordu ama yapmaya cesareti yoktu.
"Yapamam...böyle söyleyince kolay duruyor ama yapamam" Zeynep derin bir nefes aldı.
"Bakın efendim, düşünün en fazla ne kaybedebilirsiniz? Denemekten vazgeçmeyin! Siz hayatınızı eskisi gibi istiyorsanız bu oturarak olmaz. Kalkın ayağa! Kendinize güvenin" Zeynep böyle deyince yaşlı adam ona teşekkür edip gitmişti.
***
Zeynep eve gelince gözleri çocuk parkına takıldı ve gidip oturdu. Birinin onu beklediğinden habersizdi!"Saçların çok güzel" Bu ses yine zeynebin kalbini hızlandırmıştı. Emirin iltifatıyla Zeynep biraz utanmıştı. Ama emir neden sürekli buraya geliyordu.
"Teşekkür ederim" dedi sessizce ve o gün yaptığı kabalığı hatırladı.
"O gün biraz ileriye gittim. Bunun için üzgünüm" dediğinde emir gidip yanına oturmuştu.
"Önemli değil, Bugün biraz moralin bozuk gibi... Bir sorun mu var?" Gerçi Emire göre zeynebin her zaman morali bozuktu ama bugün başka bir şey vardı. Zeynep nedense Emire güveniyordu.
"Dün sibel bir arkadaşıyla konuşuyordu ve bende tesadüfen işitim" dediğinde emirin onu yanlış anlamaması için açıklama yaptı.
"Öyle kulak misafiri olmayı sevmem ama benim hakkımda konuşunca ister istemez dinledim" dediğinde emir susmuş zeynebi dinliyordu. Zeynep ise zorlanıyordu nasıl devam edeceğini bilmiyordu.
"Senin hakkında kimle konuşuyordu?" Emirin sesi biraz tedirgin çıkmıştı. Yoksa hakan Sibele iddiayla ilgili bir şey mi demişti?
Bu kadar sakin durmazdı.
Ya fırtına öncesi sessizlikse?"Cansu adında biriyle konuşuyordu ve o kız, senin benden hoşlandığını zannetmiş" Bu konuları konuşmak Zeynep için çok zordu. Emir rahat bir nefes aldı.
"Cansu benim eski kız arkadaşım"
emir böyle deyince Zeynep kendini biraz kötü hisetti. Onu mu kıskanıyordu? Daha neler!"Senin beni sevdiğini falan sanıyormuş... Aramızdaki farkı bende biliyorum ve senin beni sevmen bu imkansız. senin de Gidip ona izah etmen gerek. Aramızda bir şey yok! Olamaz da..." Zeynep böyle deyince emir ona yaklaştı.
"Neden seni seviyorken bu imkansız olsun"
Cidden bayılarak yazdım bu bölümü:)
Bakalım neler neler olucak!
Yaşlı adam mı sevdiniz mi?Yanii sizi büyük sürprizler bekliyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AĞLA KALBİM
Romance"Hamileyim..." Dediğimde çok sevdiğim yeşil gözlerini bana dikti. Öfkeli bakmıyordu... Ama bana acıyormuş gibi bakıyordu. "Çocuk doğduktan sonra seni bir daha çevremde görmek istemiyorum." Dediğinde gözlerimin dolmasına engel olamadım. *** Zeynep ok...