günah gecesi

28.3K 779 74
                                    

Hakandan...

Bir aydır bu vicdan azabıyla mücadele ediyordum.
Sibel anlatmıştı zeynebin ne kadar kötü halde olduğunu. Emir her fırsatta onun kalbini kırıyordu. Hamile olması zaten ayrı bir konuydu.

O geceyi ben cansuyla birlikte planlamıştım. Çok pişmandım. Hem sibele yalan söylemiştim. Hem de etrafımdaki herkese. O doğum günü gecesinde sibele karşı bir şeyler hissettiğimi farketmiştim.

Ama her şeyi kendi ellerimle mahvetmiştim.

"Biliyor musun hakan ben O kızı hiç yatağa atacağımı düşünmezdim. Hata bu iddia uzar diye düşünmüştüm. Kızı iki günde yatağıma attım. O da diğerleri gibi..." Bunları emir söylemişti.

Zeynep kendi isteğiyle birlikte olmamıştı. Emir onu çok yanlış tanıyordu.

Kendi eğlencem yüzünden bir çok insanın hayatı mahvolmuştu. Emirin odasına gittim. Beni görünce şaşırdı.

"Emir önemli bir konu hakkında konuşmalıyız." Dediğimde oturmam için işaret verdi. Söze bir yerden başlamam gerekiyordu.
gözleri şaşkın bir şekilde beni inceliyordu ben ise parmağındaki yüzüğe bakıyordum. Yüzük onda çok tuhaf duruyordu artık baba da oluyordu!

"Sibelin doğum günü olduğu geceyle ilgili... " Kollarını masaya koydu bakışları ciddi bir hale gelmişti.

Evet belki çok kızacaktı ama ben kurtulacaktım.

"Cansuyla beraber bir plan yaptık. Bu çok yanlıştı ama işte cansu kafamı çok karıştırdı. Emir ben çok üzgünüm. İddiayı kazanmak için zeynebin içeceğine ilaç koyduk. Cansu onu bir şekilde zeynebe içirdi. İlaç çok serti ve O odaya kim girseydi Zeynep onunla birlikte olurdu. ben O odaya girecektim ama Sibel beni bırakmadı ve odaya sen girdin ama iyi ki sen gittin. Çok pişmanım özür dileri..." Emir sandalyesini sert bir şekilde itti ve üzerime doğru gelip yüzüme iki tane yumruk attı.

Ben bundan fazlasını hakediyordum.

"Defol git şerefsiz!" Diye bağırdı. Ayağa kalktım.

"Emir ben çok üzgünüm" emir öfkeli bir şekilde masaya yumruk atmıştı.
Telefonunu çıkardı ve konuşmaya başladı.

"Nerdesin? Tamam bekle geliyorum!" Sinirli bir şekilde konuşup odadan çıkmıştı.
Bütün hatalarımı telafi edecektim özelikle sibele karşı. Ona bunları anlatsaydım beni affeder miydi?

Hep affeti bu seferde affederdi.
***

Emirden...

Sinirden ellim ayağım titriyordu. Ben cansuya nasıl inanmıştım. O masumun yüzüne nasıl bakacaktım?

Arabamı park edip cansunun mekanına gelmiştim. Beni görünce hemen yanıma geldi.

"Hoşgeldin " dediğinde onu kolundan tutup çektim ve bir odaya getirdim.

"Sen nasıl bu kadar alçalabildin?" Diye bağırdım.

"Ne oluyor?"

"Zeynep hakkında dediklerin hepsi yalan! Kendi isteğiyle benimle birlikte olmamış. Sen ve o piç ona ilaç vermişsiniz. Seni şimdi kim ellimeden kurtaracak! "

Gözlerindeki korkuyu gördüm.
"E-emir ben kıskandım. Sen ona çok güzel bakıyordun."

Ona tokat atmak için ellimi kaldırdım ama bir kadına şiddet uygulamak bana göre değildi.

Zeyneple birlikte olduktan sonra kendimi kötü hissediyordum. Yataktaki hali hiç aklımdan çıkmıyordu. Onu bırakmaya niyetim yoktu. Çünkü onu gerçekten seviyordum ama cansu karşıma çıkmıştı. Ellinde bir kaç fotoğraf vardı.

" Bu kadar üzülmene değecek bir kız değil. Baksana bu adamla ne kadar samimi... " Fotoğraflara baktığımda gerçekten de öyleydi. Zeynebin bu adamla ne işi vardı?

Birde ellini tutmuş!

"Masum ayağıyla sana yürüyor. Aslında o kızda kendimi görüyorum. Paran için seninle birlikte oldu. " Dediği zaman durduğum yerde kalmıştım.

Düşündüm gerçekten param için mi benimle birlikte olmuştu?
Ben cansunun dolduruşuna gelmiştim. Zeynebe çok ağır şeyler söylemiştim.

Ona en büyük kötülüğü ben yapmıştım.

Bizim bir bebeğimiz olucaktı bu haberi bana verdiği zaman ona sarılmak istemiştim ama cansunun  dedikleri aklıma geldikçe geri çekildim.

Eğer hakan gelip itiraf etmeseydi ben hâlâ zeynebi kırmaya devam edecektim.

Cansuya acıyarak baktım işaret parmağımı ona doğrultum.

"Seni uyarıyorum bir daha kendini ve o masum insanı kendinle kıyaslama bizden uzak dur! Seni bu şehirde görmek istemiyorum!" Dediğimde Cansu odadan çıkmıştı. Bende kendimi yiyordum.

Zeynebe çok ağır şeyler söylemiştim.
Hiç haketmediği şeylere maruz kalmıştı. Söylediği sözler aklıma geliyordu. Neden beni sevmiş gibi davrandın?

Onu dinlemeden önyargılı davranmıştım. Peki o adam kimdi? Neden onunla bu kadar samimi fotoğrafları vardı. Bunu zeyneple konuşacaktım. Bu adamı düğünde de görmüştü ama  konuşmadan adam ortadan kaybolmuştu.

Bazı hataların telafisi olamazdı.
Ne kadar üzülsemde fayda etmiyecekti.

Kendimi affetirmek için ellimden geleni yapacaktım.
Özür dilerim Zeynep her şey için...

***

Halime hanım oflayarak sibelin odasında durmuştu.

"Eskilerini verdiğin kız artık sana eskilerini verir" diye söylenmeye başladı. Sibel çözdüğü soruyu bırakmıştı ve annesine dönmüştü.

"Anne!" Diye uyarı dolu bir ses tonunu kullanmıştı.

Halime hanım konuşmaya devam etti.

"Ah benim akılsız kızım, zeynebin kaldığı evi görmedin mi? Ne kadar büyüktü. Bu kız tarlasını sattı bize bir kuruş vermedi. Nankör! Karadağlara gelin oldu. Sen istersen hakim ol ama onun pozisyonuna sahip olamazsın"

Zeynep her zaman en iyisi olurdu ya peki kendisi... Sibel annesinin sözlerinden yorulmuştu ve salona  geçti. Babası Hüseyin bey tesbihini salıyordu.

"Zeynebimin yeri çok gözüküyor" Sibel hafif gülümsemişti.

"Amcasının gülü hiç utandırmadı" Sibel derin bir nefes aldı. Ne çok isterdi babasının onu da övmesini. Ama  ne varsa ne yoksa Zeynep!

"Baba sana söylemem gereken bir şey var."

Bu kadar övdüğü zeynebin ne mal olduğunu öğrenecekti. Evlenmeden önce hamile kalmıştı. Bunu babasına anlatacaktı!

Evet yeni bölümü nasıl buldunuz? Bu bölümde en masum kimdi sizce? Sibelin yaptığı doğru mu sizce?

Hüseyin Bey'in tepkisi ne olur sizce??

AĞLA KALBİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin