KAHRAMANIMSIN

14.6K 452 5
                                    

Karadağ konağı çok kalabalıktı akrabalar misafirler yeni doğmuş velihatlar için hediye getirmişti.

Gülten hanım çok mutluydu.
Sürekli eltisi müstesnaya laf sokuyordu.

"Kız eltim sana ne zaman torun geliyor?" Diye sorduğunda müstesna hanım sibele bakmıştı.

"Sibel hanımı bekliyoruz."

Sibel konuşmaları duymuş ama takmamıştı.

"Bak görüyor musun? Duymamazlıktan geliyor"

Müstesna hanım böyle konuşunca Sibel derin bir nefes almıştı.
Sakin olacaktı.

"Toprak ve ateşten sonra bende torun istiyorum. Banane yap işte, ben ne altınlar, ne partiler yaparım."

Sibel sinirle kaynanasına dönmüştü.

"Anne gidip toprak ve ateşi sevebilirsin. Torun morun yok! Sen altın takacaksın diye ben bebek falan yapamam!"

Kaynanası ayağa kalkmıştı.
"Sevimsiz yapsan nolur ki! İncilerin mi dökülür? Oğlum zaten habersiz evlendi."

"Gidin bunu oğlunuza söyleyin!" Deyip mutfağa geçmişti.

Biraz daha kalsaydı cinet geçirecekti.  Görümcesi yetmiyormuş gibi birde kaynanası üstüne geliyordu.

"Cadı yelloz!" Diye bağırdı. Arkadan Hakan'ın gülme sesi gelince Sibel ona sinirli bir şekilde bakmıştı.

"Kime saydırıyorsun yine sevgili karıcım"

Annene!

"Hiç"
Hakan gelip yanına oturmuştu.

"Niye moralin bozuk?"

Bir insanı haddinden fazla seversen böyle olur.

"Sadece Kendime kızıyorum, sana inandığım için pişmanım. Seni severken bu kadar ağır şeyler yaşıyacağımı bilmiyordum! "

Sibel Gözyaşını sildi ve ayağa kalktı.
"Benim için hayal kırıklığısın..."

Hakan şaşkın bir şekilde sibeli izliyordu.

"Sibelin beni yine affedeceğini düşünmüştüm ama demeki her şey affedilmiyormuş."

Sibel salona geçip bir köşeye oturdu. Halime hanım toprak ve ateşi biraz sevip kızının yanına gelmişti.

"Bak Zeynep iki tane erkek doğurdu. Sıra sende. Akıllı ol ve biran önce çocuk yapmaya bak"

Erkek çocuk sevdası nerden geliyordu. Çocuğun cinsiyeti önemli olmamalıydı.

"Anne sende başlama!" Diye kızdı.
Halime hanım kalabalığı gösterdi.

"Sende bir karadağsın! Çocuğun olursa neler neler alırlar. Baksana herkesin gözdesi Zeynep olmuş. Yuvasını kurdu senin yuvan yıkılacak gibi... Çocuk Yapta kendini sağlama al"

Sibelin başı ağrımaya başlamıştı.
Babasıyla hâlâ küstü onu uzaktan izliyordu. Zeynebe hediye almıştı.

"Bu rahmetli annenin..."
Zeynep eski yüzüğü parmağına takmıştı.

"Bu yüzüğün eski olduğuna bakma. Annen ölmeden önce bunu bana vermişti. Belli ki O gün öleceği İçinde doğmuştu. En son öyle veda ettik. Bu yüzük annenden kalan son şey"

Halime hanım sinirli bir şekilde o yüzüğe bakıyordu.

"Bunca zaman saklamış!" Diye kendi kendine kızıyordu.

"Amca bu yüzüğün eski olması hiç önemli değil sonuçta annemin kokusu var."

Sibel ayağa kalktı ve zeynebin yanına gitti.

AĞLA KALBİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin