Dazai x Reader (Bsd x Reader)

Burada kal

Beğenin lütfen 🔪

Yorum da atın aloo

Şaraplarımız bitmişti. Bir hışımla şişeyi hâlâ elimde tutuyorken ayağa kalktım.

"Nereye?"

"Ebemin körüne."

"Oha! Ben de geleyim!"

Kendisi de şişeyi hâlâ elinde tutarken ayağa kalktı. Kapıyı açıp koridora çıktım, o da peşimden geliyordu.

"Osamu."

"He?"

"Siktir git. Takip etme beni."

"Ama neden? Beni sevmiyor musun?"

"Sevmiyorum."

"Ama arkadaşız."

"Artık değiliz."

"Chuuya'yı mı seviyorsun?"

"O ne alaka?"

"Onunla daha yakınsın."

Tam dış kapının önüne geldiğimizde ben kapıya elimi uzatırken kapı açıldı ve Chuuya karşımıza çıktı.

Çatık kaşlarla ikimize baktı. "Lora? Dazai?"

"CHUUYA-KUNN!"

Osamu Chuuya'nın üstüne atlamaya çalışırken Chuuya bir adım yana kaydı ve Osamu kapıya yapıştı.

"Ne işiniz var burada?"

Elimdeki şişeyi gösterdim, "Seninle içmeye gelmiştim ama maalesef başkası içti."

Chuuya şok içinde elimdeki şişeye baktı ve Osamu'ya dönüp poposuna sert bir tekme attı. "GÖT HERİF! EN SEVDİĞİM ŞARAPLARDAN BİRİ BU!"

Hızlıca aralarına girdim, yoksa Chuuya şu an yarı sarhoş Osamu'yu şarap yüzünden öldürebilirdi.

"Hey, o şu an biraz sarhoş."

"BENİM ŞARABIMI İÇMİŞ! EN İYİ ŞARAPLARDAN BİRİYDİ O!"

"Abartma Chuuya, sana yenisini alıp tekrar gelirim. Bırak onu."

Çatık kaşlarla bir Osamu'ya bir bana baktı ve arkasını dönerek yürümeye başladı. "Şarabı daha sonra getirmezsen seni gebertirim, Lora."

"Tabi, tabii!"

Arkamı döndüm ve hâlâ yerde mal gibi oturan Osamu'ya baktım. "Öldün mü?"

"Yooo."

Kolundan tutup onu ayağa kaldırdım ve kapıyı açarak onu da peşimden sürüklemeye başladım.

"Nereye?"

"Seni eve bırakacağım."

"Neden?"

"Kafan yerinde değil."

"Beni ajansa bırak."

"Kunukida ağzıma sıçar. Aynı zamanda senin de ağzına sıçar."

~~~~~~~~~~~~~~~

"Osamu, anahtarın nerede?"

"Bilmiyorum."

"Mal mısın?"

İç çekerek onu merdivene oturttum ve ceplerini aramaya başladım.

"Beni mi soyuyorsun?"

"Emin ol seni çıplak görmek istediğim bir şey değil."

"Hadi ya..."

Anahtarları hiçbir yerde yoktu.

"Hay amına koyayım ya!"

Doğruldum ve yere baktım. Gölge vardı.

Gücümü kullanarak gölgeyi elimde topladım ve anahtar deliğine sokarak anahtarın şeklini aldırdım.

Daha sonra anahtarı içinde çevirdim ve kapı açıldı.

"Mis gibi gücüm var he."

Osamu'yu kolundan tutup kaldırdım ve içeri girip kapıyı ardımdan kapattım.

Yatak odasına ilerleyerek Osamu'yu yatağa fırlattım. "Uyu."

Arkamı dönüp gideceğim sırada elimi tuttu. "Nereye?"

"Dışarı."

"Neden?"

"Burada ne yapayım?"

"Evimi sevdiğini sanıyordum."

Gözümü ondan ayırdım ve sanki ilk kez gelmiş gibi odasını inceledim. Aslında daha önce evine birçok kez girmiştim. Hatta o evde değilken gelip burada kaldığım bile olmuştu.

"Evet, evin güzel."

Kapıya yöneldim.

"Gidiyor musun?"

"Beni siktir edip uyur musun artık? Kalıyorum."

Kapısını ardımdan kapadım ve salona ilerledim.

Çok sarhoş sayılmazdım. Başım hafif dönüyordu ama Osamu'ya göre çok çok iyiydim.

Koltuğa kendimi fırlattım ve gözlerimi kapadım. Uyumak iyi olurdu.