Zaman çabuk geçiyor

3.2K 326 202
                                    

Beğenin lütfen 🔪

Yorum da yapın

Caddeye çıkmış Osamu'nun evine doğru yürürken etrafa bakıyordum.

Saat geç olmasına rağmen klasik ana caddeydi. Sabah gibi kalabalık, her yerde ışıklar parlıyordu.

Bir bankta oturmuş, bir grup gencin yanında gitar çalan bir erkek bir anda ayağa kalkarak yanıma geldi.

"Sizsiniz!"

Durup ona baktım, "Ne?"

"Sizi hatırlıyorum! Burada çarpışmıştık eskiden!"

Kaşlarımı çatarak baştan aşağı onu süzdüm. 18 yaşlarında olmalıydı. Siyah uzun saçları vardı ama arkadan bağlamıştı. Sadece önde birkaç tel vardı.

"Seni tanımıyorum. Çarpıştığımızı da hatırlamıyorum."

"Ya valla çarpıştık!" birkaç saniye düşünür gibi oldu ve heyecanla geri bana döndü. "Yanında bir erkek de vardı! Hatta bedeninde sargılar vardı!"

Hassiktir.

Bu piç kurusu Osamu'yu nereden tanıyordu?

Onu cidden hatırlamıyordum.

Hatırlamadığımı fark etmiş gibi konuşmaya devam etti. "Sargılı olan kişi size dans etmeyi teklif etmişti! Ben size şarkı söyleyebileceğimi söylemiştim! Siz ise sadece sargılı adamın yüzüne boş bir ifade ile bakmıştınız. Sizi zorla dansa kaldırmıştı!"

Hassiktir.

Bir hassiktir daha.

Hatırlamıştım.

4 yıl önceydi. 18 yaşındaydık ve ben Mori yüzünden sinir krizi geçirip mafyadan kaçmıştım. Osamu ise peşimden gelmişti.

Şok içinde çocuğu baştan aşağı süzdüm. "Veletin tekiydin sen..."

Gülümseyerek üstünü düzeltti, "O zaman 14 yaşındaydım. 18 oldum."

"Sen nasıl hatırladın beni?"

"Çok ilgimi çekmiştiniz."

Ben daha bir şey diyemeden telaşa kapılmış gibi devam etti. "Sadece siz değil yani. Sargılı bey ile siz. Çift olarak ilgimi çekmiştiniz."

"Ah..."

"O bey nasıl? Çok sevmiştim onu!"

"Onun evine gidiyorum desem...?"

"Cidden mi?! Selam söyleyin ona! Umarım hatırlar beni!"

Sakince kafamı salladım, "Peki, söylerim. Hoşçakal."

Yanından geçip gittim, arkamdan o da bana bağırdı. "Hoşçakalın!"

Binaya girdiğimde Osamu'nun kapısının açık olduğunu gördüm. İçeri girip ardımdan kapıyı kapadım ve bir sigara çıkarıp dudaklarımın arasına koydum.

Çakmak ile salona ilerlediğimde onu göremedim.

"Balkondayım."

Başımı sesin geldiğini yöne, yani salonla birleşik balkona çevirdim ve o tarafa ilerledim.

Balkona girdiğimde koltuğa oturduğunu gördüm. Yanına oturup sigaramı yakarak dumanı içime çektim.

"Biriyle karşılaştım."

"Kim?"

"4 yıl önce Mori'den kaçtığım zaman caddedeki gitarlı veleti hatırlıyor musun?"

"Mateo mu?"

Kaşlarımı kaldırarak ona döndüm, "İsmini de mi biliyorsun?"

"Evet, onunla konuşurken öğrenmiştim."

"O senin ismini bilmiyor ama. Sargılı Bey diyip durdu."

Dudağı yana kıvrılırken kafasını bana çevirdi. "Sargılı olmam iyi bir şey sanırım. Akılda kalıyorum."

İnce elini havaya kaldırdı, ne yapacağını görmek için gözlerimi eline odakladım. Dudağımdaki sigarayı alarak önüne döndü ve sigarayı kendi dudakları arasına bırakarak içine çekti.

"Artık sigaramı almayı bırak."

Kaşlarımı çatarak önüme döndüm.

"Daha güzel oluyor."

"Aynı sigara Osamu."

Bir şey demedi, iç çekerek kafamı arkaya yasladım. "Çok çabuk geçmiş."

"Ney?"

"Zaman."

"Neden böyle düşünüyorsun?"

"14-15 yaşlarımızdan beri tanışıyoruz. Daha yarım saat önce 4 yıl önceki bir anımda olan kişi karşıma çıktı. Şu an ise 22 yaşındayız ve geçmişe göre farklı konumlardayız."

Dakikalarca sessizlik oldu. Cevap vermek için düşündüğünü bildiğim için bir şey demedim.

"Zaman geçtiği gibi, olaylar da çabuk geçiyor."

Ah... Olaylar.

İkimiz de Odasaku'nun ölümünü hâlâ unutamıyorduk.

Keşke o gün ben de onun yanında gitseydim.

Dazai x Reader (Bsd x Reader)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin