Sincap

2.7K 269 145
                                    

Beğenin lütfen 🔪

Yorum da atın

Bel boşluğumu okşayan sıcak parmaklar ile o kadar rahat ediyordum ki dudağım istemsizce yana kıvrıldı.

Saçımda hissettiğim bir diğer el ile hafifçe kıpırdanarak gözlerimi araladım.

Karşımda duvar olduğunu görünce Osamu'nun arkamda olduğunu anladım.

"Uyandın mı?"

Gözlerimi ovalayarak tavana doğru döndüm. "Saat kaç?"

"2 oluyor."

Ellerimi başımın altına koydum. "Senin yüzünden günün yarısı uyuduk."

"Yorgundum."

"Ben değildim ama."

"Ama ben yorgundum."

Kafamı ona çevirdim, "Ben değil-"

Saçlarını görünce konuşmayı kestim ve gülmeye başladım. Saçları iyice dağılmış, tüm yüzünü kaplamıştı.

Dirseğime ağırlık vererek ona doğru dönüp biraz doğruldum ve saçlarını yüzünden çekmeye başladım.

"Saçlarını neden düzeltmedin? Öyle görebiliyor musun?"

"Senin düzeltmeni bekledim."

"Bebek misin sen? Kendin neden düzeltmiyorsun?"

"Senin yapmanı istedim işte."

Saçları tamamen yüzünden çekildiğinde gözleri gözlerimle buluştu. Sessizce birbirimize bakarken gözleri hafifçe kısıldı ve sağ elini havaya kaldırdı.

Ne yapacağını anlamak için eline odaklandığımda elini yüzüme yaklaştırdı ve gözümün önüne düşen bir parça saçımı kulağımın arkasına sıkıştırarak parmağının tersi ile yanağımı okşadı.

"Osamu...?"

Elini geri çekti ve bir anda yataktan kalktı. "Çok açım. Krep yer misin?"

Bir anda olan duygu değişiminden dolayı şaşkın şaşkın ona bakarken çoktan odadan çıkmıştı.

Ben de hızlıca odadan çıktım ve yüzümü yıkayıp mutfağa ilerleyerek masanın üstüne oturdum. Krep yapmaya başlamıştı bile.

"Krebi çok seviyorsun."

"Evet, tadı güzel. Ve kolay."

"Evlenirsen ne yapacaksın? Tüm her şeyi karına yaptıramazsın."

Kafasını sağa çevirdi ve gözünü de iyice arkasına çevirerek bana baktı. "Ben evlenmeyeceğim... Kimseyle."

Geri önüne döndü, "Bunu sen de biliyorsun."

"Neden?"

"Zaten intihar edeceğim biriyle neden evleneyim?"

"Belki o intihar etmek istemez."

"O zaman..." krepleri tabağa koyarak arkasını döndü ve tabağı masaya koydu.

Ama oturmadı. Tam karşımda bana bakıyordu.

Masanın üstünde olmama rağmen benden uzundu. Başımı hafif yukarı kaldırıp ona baktım.

Elini cebine soktu ve siyah bir lastik toka çıkardı. Kaşlarımı çatarak tokaya baktım. O toka benim değil miydi?

"Hey, o benim değil mi-"

Bir anda saçlarımı elleri arasına alarak toplamaya başladı ve iyice tepeye çıkarıp topuz için çevirmeye başladı. "Evet. Senin."

"Sen tokamı ne zaman çaldın?"

"Her gördüğümde alıyorum. Fark etmiyorsun."

"Her gördüğünde mi?"

Saçımı toplamayı bitirip geri çekildi ve yüzüme bakmaya başladı.

"Her gördüğünde tokamı mı alıyorsun? Neden?"

"Toka sana lazım oluyor."

"Osamu. Bu dediğin doğruysa sen de 100'den fazla tokam var."

Omuz silkerek sandalyeye oturdu, "Olabilir."

"Sapık gibi tokalarımı mı topluyorsun?"

"İhtiyacın oluyor. Ayrıca seviyorum."

"Toka toplamayı mı?"

Krebe nutella sürdü ve bölerek ağzına attı. Gözlerini bana çevirdi. "Hayır, senin tokalarını toplamayı."

Çatala uzandım ve kalan nutellalı krebi ağzıma sokarak çiğnemeye başladım.

Bana bakarken gülmeye başlayınca kaşlarımı çattım ve dolu ağzımla konuşmaya çalıştım. "Neye gülüyorsun?"

"Sincaba benziyorsun."

"Neye?" şaşkınlıkla ağzımdaki yuttum.

Gülümsemesi daha da büyürken elini uzattı ve yanağımı sıktı, "Ağzın doluyken sincaba benziyorsun."

Cevap vermek için ağzımı araladığım sırada telefonuma gelen mesaj ile telefona uzandım.

Bildirim çubuğundan mesajı okurken yüzümdeki tüm samimiyet gitmiş, kaşlarım çatık telefona bakmaya başlamıştım.

Osamu'da bir şey olduğunu fark etmiş gibi soru sordu. "Kim yazdı?"

"Mori."

"Ne diyor?"

"Bizi çağırıyor."

Dazai x Reader (Bsd x Reader)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin