46

6.3K 280 11
                                    

Asıl final bölümümüze gelmiş bulunmaktayız. Çok uzatmak istemedim açıkçası, yeteri uzun zaten.

Buraya kadar gelip benimle bu sürece dahil olduğunuz için hepinize tek tek teşekkür ederim.

Ben çok duygusal falan konuşamam.

Hadi kendinizine iyi bakın diyecem ama bunu sona saklamam lazımdı. 

Neyss

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum canısılar...

*

Aylar sonra...

Son birkaç gündür yaşadığım bulantılar yüzünden ilk üşüttüğümü düşünmüştüm. Dün gece Müge ablayla konuşurken hamile olabileceğimi söylemişti.

O an, o kadar sevinmiştim ki...

Merih içerden koşarak gelmişti. Bir şey olduğunu sanmıştı. Onu geçiştirmek kolay olmuştu ama şimdiki heyecanımı geçiştiremiyordum.

Evleneli 3 ay olmuştu. Köpeklerimizle mutlu mutlu yaşarken belki de yeni bir canlı katılacaktı aramıza. En çok istediğim şey, büyük bir aile olmaktı...

"Gebelik testi alabilir miyim?" diye sordum eczacıya 32 diş sırıtırken.

O da gülümseyerek "İlk kez mi anne olacaksınız?" diye sordu.

"İnşallah." dedim.

Testi alıp çıktıktan sonra eve geçtim. Merih'in gelmesine yarım saat vardı daha. O gelmeden sonucu öğrenip söylemek istiyordum.

5 dakika...

5 dakika sonra öğrenecektim sonucu.

Çift çizgiye dönmemesiyle suratım düşerken ikinci çizgi yavaş yavaş beliriyordu.

Gözlerime inanamadım.

Çift çizgi gösteriyordu. Gözlerimi birkaç kere daha kırpıştırdım.

Bu, inanılmazdı. Bu, harikaydı.

O an, şükrettim; her şey için.

Odamıza gidip kendimi yatağın üzerine bıraktım. Hala inanamıyordum.

Hayaller kurmaya başladım.

Onun odası olacak, oyuncakları olacak, ismi olacak, kıyafetleri olacak...

Zilin çalmasıyla yerimden sıçrayarak kapıya koştum. Hastaneye gidip test de yaptırmamız gerekiyordu.

Merih'i görür görmez boynuna atladım. 

Boynuna öpücükler kondururken "Seni çok seviyorum bir tanem." dedim. Nefes nefese kalmıştım.

Beni gülerek kendinden ayırdığında "Ne bu aşk, ne bu mutluluk?" diye sordu.

Ayakkabılarını çıkardıktan sonra içeri doğru sürükledim.

Yatak odasına sokup kapıyı kapatarak onu resmen kapıyla arama almıştım. Saçma duruşumuz aklıma gelince elimle ağzımı kapatarak kıkırdadım.

Masanın üzerine uzanarak testi aldım ve gösterirken "Hamileyim!" diye bağırdım.

Şaşkınlıkla gözleri açılırken beni kucağına aldı. Gidip yatağın üstüne oturdu. Yüzünü en ince ayrıntısına kadar incelemeye başladım.

Eliyle saçlarımı geriye itti.

"Biliyordum. Hissediyordum Kamelya çiçeğim. Sen dünyanın en iyi, en güzel annesi olacaksın."

Kocaman sarıldım ve gözlerim dolmaya başladı.

Kendimi tutamayarak hıçkıra hıçkıra ağlayınca yüzümü avuçlarının arasına aldı.

"Güzelim neden ağlıyorsun?" diye sordu yumuşak ses tonuyla.

Ellerimle belini sıvazlayarak "Bilmiyorum. Hormonsal da olabilir." dedim.

"Gel buraya güzelim benim ya." diyerek bana tekrar sarıldı.

Onun kollarında huzuru bulmuşken "Hastaneye de gidelim mi?" diye sordum.

"Hazırlan bakalım çocuğumun anası." diye dalga geçerek ayağa kalkmamı salladı. Gülümseyerek kıyafetlerimi değiştirdim. Eczaneye çulsuz gibi gitmiştim.

İlk baharın serin akşamına uygun eşofman takımı giyerek hazırlanmıştım. Beni salonda bekleyen Merih, beni görünce ayağa kalkarak "Hazır mısın bebeğim?" diye sordu.

"Evet."

"Sizinle konuşmuyordum Lavin Hanım. Benim burada evladım var." diyerek elini karnıma koyunca kahkaha attım.

Eliyle ağzımı kapatmaya çalışarak "Çok gülme, ya çocuğa bir şey olursa." dediğinde hemen sustum.

Allah korusun.

Onun gibi yabancı edası takınarak "Abartmayınız Merih Bey. Hem ağzınızı hayra açın lütfen." dedim.

"Ben abartmıyorum Lavin Hanım. Eğer hazırsanız çıkalım." dediğinde başımla onaylayarak yürümeye başladığımda belime girdi.

Acile geldiğimizde hemen kan almaya yönlendirdiler ve sonuçları bekliyorduk. Yarım saate çıkacağını söylemişlerdi. 

Doktorun odasına girdiğimizde güler yüzle bizi karşıladı.

"Merhaba Lavin Hanım. Ben sağlık dosyanızı da inceledim. Tebrikler, hamilesiniz. Sedyeye yatın lütfen. Ultrasonla bakalım."

Hemen gösterdiği yere geçtim ve göbeğimi açtım. Makineyi hazırladıktan sonra soğuk losyondan sürdü ve görüntü hemen ekrana yansıdı.

Bir süre sonra "7. haftanın başındasınız." dedi.

Eliyle ekranı göstererek "Burada bebeğiniz." dediğinde o küçük noktayı gördüm. Daha minnacıktı.

"Kalp atışlarını dinleyebiliriz."

Bu harikaydı.

"Lütfen." derken sesim heyecandan içime kaçmış gibiydi. Merih elimi sıkarak bana güç verdi.

Duyduğum o ses...

Hayatımda duyduğum en güzel sesti.

Onun kalp atışları... Huzur veriyordu.

"Bu çok güzel Lavin." dedi Merih.

"Bir bu ses, bir de senin kalbinin atışları kulağıma melodi gibi geliyor."

Yattığım yerden kollarımı sardım.

Yapılan birkaç tavsiyeden sonra hastaneden çıkmıştık.

"Bana dünyanın en güzel mutluluğunu, hediyesini verdin Lavin... Kamelya çiçeğim."

"Seni seviyorum bir tanem."

Usulca sarıldık.

"Ben de seni seviyorum, hem de her şeyden çok."

*

Hamile olamayan bir kadının konusu üzerinde durup hamile etmeden gidiceğimi düşünmediniz değil miiii????

Kitap hakkındaki yorumlarınızı bu satıra yazabilirsiniz.

Acemice oldu, biliyorum. Ama ben hem yazarken hem de okurken mutlu oldum, sevindim.

Önemli olan da zaten bu değil mi, mutlu olmak.

Mutlu olmak için yaşayın. Çok ciddi söylüyorum. Ben herkesin eninde sonunda mutluluğu tadacağına inanıyorum, tıpkı Lavin gibi....

Başka kitaplarda görüşmek üzere...

Hoşça kalın, sağlıcakla kalın.

ÇILGINLIK |TEXTİNG|  ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin