25.Bölüm

4.8K 356 175
                                    

¡iki yabancı

Jungkook suratını olabildiğince asık tutmaya devam ederken ben bardaklara içecekleri doldurmakla meşguldüm.

Baştan alırsak; Jungkook çok hasta olduğu için ertesi gün, yani bugün o kula gelmemişti. Tek gitmek zorunda kaldığım için dönüşte de tek gelmek zorundaydım. Fakat Jungkook Namjoon'dan beni bırakmasını istemişti. Namjoon ise bunun karşılığında bütün ekibe haber vererek okul çıkışı altımız birden eve gelmiştik.

Jungkook ise Bay Jeon ve annemin evde olmadığı fırsatını benimle farklı bir şekilde değerlendirme hayalleri kurmuş olacak ki altımızı kapıda gördüğünde hayal kırıklığı ile bakakalmıştı.

Öyle ki içeri girdiğimizde büyük yemek masasının üzerine kurulmuş romantik bir sofra utanmama neden olmuştu. Eh, bu romantik sofradan yedi kişi yararlanmış oldu.

"Şimdi siz barıştınız mı?" Taehyung gözlerini kısarak heyecanla sormuştu.

"Hayır."

"Evet."

Jungkook ile aynı anda zıt cevaplar verdiğimizde hışımla ona dönüp sert bakışlarımı yollamıştım. Gördüğü herkese barıştığımızı söylüyordu ve bu sinir bozucuydu. Onu affetmemiştim.

Diğerlerine zaten her şeyi açıklamıştı Jungkook. Babasının tehditini es geçip sadece öğrendiğini ve ayrılmamızı istediğini söylemişti. Eh pek inanmasalar da bir şey dememişlerdi. Aslında geldikleri bir yandan iyi olmuştu. Amerika işini onlara söylemeliydim. Bugüne kadar her türlü destekte bulunmuşlardı bana. Yeri geldiğinde benim için en yakın arkadaşlarının karşısında bile olmuşlardı. Haber vermeden çekip gidemezdim.

"Siz niye geldiniz ki?" Jungkook sitemle söylediğinde göz devirmeden edememiştim.

"Daha yeni affettik seni sus istersen." Diğerleri de Namjoon'a hak verirken ben sinsice gülümsemiştim.

"Ben olsam Jungkook'u affetmezdim."

Yoongi kendinden emin bir şekilde konuştuğunda Jungkook ensesine
geçirecekti ki Taehyung ondan önce davranmıştı.

Sevgilisinden dayak yiyen Yoongi şaşkınlıkla Taehyung'a bakarken bu sefer konuşan Taehyung'du.

"Sebebi varmış işte ne diye aralarını kızıştırıyorsun."

Jungkook gülerek ikiliyi izlemeye başladığında keyfi yerine gelmiş olacak ki oturduğu koltuğa iyice yayılmıştı.

"Sen sevgilinin yanında mısın Jungkook'un mu?" Yoongi şaka ile karışık kızgınlıkla sorduğunda Taehyung şirince gülümsemişti. Daha sonrası koşturmaca, kovalamaca... Alışmıştım onlara.

Onlar o şekilde oynaşırken her ne
kadar keyifli anı bölmek istemesem de konuyu açma vaktinin geldiğini hissediyordum.

"Im.. biraz bakar mısınız size söylemek istediğim bazı şeyler var."

Jungkook konuyu anlamış olacak ki başını önüne eğip sessiz kalmayı tercih etmişti.

"Ne söyleyeceksin civcivim?"

Hoseok bütün tatlılığı ile konuştuğunda şimdiden kalbimde bir sızı hissetmeye başlamıştım.

"Ben, liseyi Amerika'da tamamlamaya karar verdim. Daha doğrusu Bay Jeon iyi bir lise bulmuş ve orada okumak ister miyim diye sordu. Ben de kabul ettim."

Hepsi şaşkınca bana bakarken Jungkook'un bir şey söylemesini ve şu gergin anımda yardımcı olmasını istiyordum. Fakat hala beni vazgeçirme çabasındaydı.

Brother? ° Jikook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin