Bölüm 23

194 22 44
                                    

"Canın yanıyor mu ?"
▪︎
▪︎
▪︎

Jungkook 🐰

"Sevgilim şimdi çok uzaklarda" diye mırıldandım. Lisa'yı şimdiden izlemiştim. Daha doğrusu aklım ondaydı çünkü polisler bizi alırken yanımıza gelebilmişti ve panikle ne olduğunu öğrenmeye çalışmıştı ama onu o kulüpte tek bırakmak canımı sıkmıştı.

"Bendeee" dedi Jennie. Sinirle karşıdaki koğuşa baktım.

"Sevgilin burada Jen" dediğimde elini parmaklıklar arasından geçirdi.

"Çok uzakta" dediğinde Yoongi utangaç bir şekilde gülümsedi. Dört tane hapishane vardı ve kızlar karşımızdaki tarafta, kavga ettiğim adamlar ise hemen yanımızdakinde duruyorlardı. Sessiz sedasız bir şekilde duran Jimin'e baktım. Ayaklarını kendine çekmiş, gözleri boşluktaydı. Dokunsan ağlayacak gibi duruyordu ve ben bunun kavgadan dolayı olduğunu düşünmüyordum. Yine de en çok darbeyi o almıştı.

"Düştüğümüz şu hale bak" dedi Jisoo. Bakışlarımız ona kaydı. "Hepsi şu uğursuz yüzünden"

"Bak kızım" dedi Jin sinirle parmaklıklara yanaşırken. "Sen bela mı arıyorsun? Ben ne yaptı be ? Girmeseydin kavgaya!"

"Benimle kızımlı falan konuşma alırım şimdi ayağımın altına! Tabi ki girecektim arkadaşlarım kavgadaydı" dedi sinirle.

"Asıl benim burada ne işim var?" Dedi adını bilmediğim kız. Namjoon'la beraber gelmişlerdi partiye

"Hwasa üzgünüm. Tüm bunları başına ben açtım" dedi Namjoon parmaklıklara yanaştı ve Jin'in yanında durdu. Hwasa omuz silkti.

"Sorun değil Joon. İlk defa hapse giriyorum. Aslında eğlenceli sayılır ama umarım sicilime işlemez. Okul sıkıntı olur"

"Okul mu okuyorsun ?" Dedi Hoseok şaşkınlıkla.

"Öğretmenim" dedi kız gülerek. Kafamı iki yana sallayıp Jimin'in yanındaki boş yere oturdum ve Hoseok'la Taehyung'ın konuşmalarına baktım.

"Tüm bunlar Jimin'in suçu" dedi sonunda Jennie.

"Neden onun suçu oluyormuş ?" Diye devam etti Jisoo. İkisi sinirle birbirine baktıklarında Jimin hala aynı boşluğa bakıyordu. Dönen muhabbetin bile farkında değil gibiydi.

"Rosé ile kavga etmeseydi Jungkook sinirlenmezdi!"

"Rosé beş yaşında mı ? Neden biri onu savunmak zorunda ? Jungkook Jimin'i itmeseydi bunlar olmazdı!"

"Oo kız kavgası. Döv onu Jennie!" Diye gaz verdi Jin. Göz devirdim. Şuan olası her kavga burada kalmamızı uzatıyordu.

"Keşke mısır alsaydık" dedi yan taraftaki adamlardan biri. Hepimiz onlara döndük.

"Sen hiç konuşma! Seni dava edeceğim zaten" dedi Jennie sinirle. Adam alayla sırıttı.

"Bu daha çok görüşeceğiz demek mi oluyor ?"

"O çeneni kapat demek oluyor"

"Ah hadi ama bebe-"

"Sana sesini kes dedi" diye araya girdi Yoongi. Adam sinirle ayağa kalkarken, Yoongi'de kalkıp ona doğru gitti. Aralarındaki parmaklıklardan dolayı kavga edemezlerdi ama Yoongi acayip sinirli duruyordu.

"Sana ne lan " dedi adam. Bende ayağa kalktım. Sonuç olarak o adamı tanımıyordum ama Yoongi, Jennie'nin sevgiliydi. Ben onlara doğru giderken Yoongi parmaklıklardan elini sokup adamın kolunu yakaladı ve parmaklıklara doğru çekip saçını tuttu. Adamın kafasını parmaklığa vurmasıyla büyük bir gürültü içeride yankılandı.

"Sana sesini kes demiştim" diye tekrarladı ve adamı bıraktı.

"İşte yine aşık oldum" dedi Jennie keyifle. Adamın arkadaşları adama bakarken ortadaki kaosa döndüm. Herkes bir şey diyordu.

"Özür dilerim" diye mırıldandı Jimin. Bu kadar gürültü içinde herkes sustu. "Hepsi benim suçum. Üzgünüm"

"Jiminie" dedi Taehyung ama yandaki adamlar küfürler etmeye başladı. Yoongi yine sinirlenip karşılık verirken, Hoseok'ta atladı işin içine. Bir anda işler büyüdü ve herkes bağırıp çağırmaya başladı. Sırtımı tek sessiz duran kişiye, Jimin'e yasladım. Umarım Lilim birine haber vermiştir. İlk defa karakola düşmüyordum ama ilk defa bu kadar çok çıkmak istiyordum. Bütün bu gürültü içinde kapının açılmasıyla herkes tekrar sessizliğe büründü. İlk önce bir polis memuru, peşine Rosé içeri girdi.

"Lütfen önce onunla konuşmak istiyorum" dedi polise benim olduğum tarafı gösterip. Polis bizim koğuşa açtı. Rosé içeri girdi ve Jimin'le benim önümde durup eğildi.

"İyi misiniz hepiniz ?"

"Biz iyiyiz qma sen karşı tarafı gör" dediğimde zorla güldü ve kafasını eğdi.

"Jungkook başım ağrıyor. O yüzden tek soru. Kim haklı ?" Dediğinde yüzündeki yorgun ifadeye baktım. Bizim için ger şeyi yapacağını biliyordum. Bunu hepimiz biliyorduk. Lisa o yüzden onu aramıştı, Rosé ise onca yaşanılan rağmen gelmişti.

"Biz Rosie. Uzatılacak mevzu değildi. Sadece carpıştılar ama adam bir anda Jimin'e vurdu ve olayı büyüttü" dediğimde Rose yanımda duran ve kafasını hala kaldırmamış olan Jimin'e baktı.

"Bana bak" dediğinde Jimin kafasını kaldırmadı. Rosé uzanıp çenesini tuttu ve kendine çevirdi. Göz göze geldiklerinde Jimin gözlerini yere eğdi. Jimin'in tek gözü mordu ve dudağı patlamıştı. Kan kurusa da kötü duruyordu.

"Başka bir yaran var mı ?" Dediğinde Jimin kafasını iki yana salladı.

"Karnında. O adam ona tekme attı" diye şikayet etti Taehyung. Rosé Jimin'in gömleğini tuttu ama bir şey yapmadı.

"Canın yanıyor mu ?" Dediğinde Jimin ona baktı.

"Özür dilerim"

"Canın yanıyor mu dedim" diye tekrarladı Rosé. Normalde duyguları çok ortada biriydi ama şuan önlerinde bir duvar var gibiydi resmen. Yine de onu biraz tanıdıysam o duvarın şuan parçalanmak üzeri olduğunu biliyordum. Jimin yavaşça kafasını aşağı yukarı salladı. Rosé onu bırakıp ayağa kalktı ve önce bize, sonra da kızlara baktı. Hiç bir şey demeden çıktı ve polisle beraber adamların oraya geçti. Polis kapıyı açtı. Rosé içeri girdi hepsinin ortasında durdu. Çantasından çıkardığı kartı adamlardan birine verdi.

"Ben Roséanne Park. Park Holdingin müdür yardımcısı." Dediğinde adamlar kartı aralarında gezdiriyordu.

"Uzlaşmak için geldim ama görüyorum ki düşüncesi bile hata. Arkadaşlarıma zarar vermiş olmanızı göz ardı edemem. Şikayetinizi geri çekseniz bile biz çekmeyeceğiz"

"Bayan Park" dedi Polis memuru. Rose kafasını iki yana salladı.

"Size küçük bir tavsiye şikayetinizi geri çekin çünkü onların burada kaldığı her saniye daha da çok sinirleniyorum ve beni sinirli tanımak istemezsiniz. Daha fazla beni yormayın. Dışarı çıktığım an şirketin bütün avukatlarını buraya yönlendireceğim. Umarım onlar gelene kadar arkadaşlarım çıkmış olur. Eğer şikayetinizi çekerseniz, sizi avukatlarımın insafına bırakırım. Tam tersi olsun istiyorsanız işiniz zor" dedi ve dönüp hapishaneden çıktı. Polis memuru onu durdurdu.

"Onları ikna edecektiniz"

"O onları görmeden önceydi" dedi bizi gösterip. Sonra polise döndü. "Sarışın olanın tedaviye ihtiyacı var. Onu burada tutamazsınız. Ya hastaneye götürün ya da tedavi edin. Yoksa sizi de dava etmek zorunda kalacağım. Ayrıca dışarıdaki arkadaşımın onları görmesini rica ediyorum. Şimdi izninizle avukatlarla konuşacağım" dedi ve direk olduğumuz alandan çıktı.

"Onu bu kadar havalı beklemiyordum" dedi Jisoo

"Bu daha hiç bir şey. O benim kardeşim" dedi Jin keyifle. Polis memuru bir kaç saniyelik donmadan sonra bizim kapımızı açtı.

"Sarışından kastı kimse...dışarı çıkabilir mi ?" Dediğinde Jimin'i ayaga kaldırdım.

"Bu..ayrıca dışarıdaki arkadaşı içeri alacak mısınız ?" Dedim Lisa'yı görme umuduyla. Polis bana döndü.

"Bayan Park şuan istesin onu hapse bile yollarım"

JUST ONE DAY ~ JIROSEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin